İnkirman (İnkerman)
İnkirman (İnkerman) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
İsmi Frenkçede (—) dir. Ancak kayalarında inleri, yani mağaraları çok olmakla Tatar kavmi bu kaleye İnkirman derler. Eski zamanda bu Kırım bölgesi Ceneviz Frengi elinde iken bu kaleyi Onan Farav adlı bir kral karısı yapmıştır. Sonra (—) tarihinde Sultan II. Bayezid'in Veziri Sencüvan Paşa Ceneviz Frengi elinden zorla almıştır, hâlâ Kefe Eyaleti hükmünde voyvodalıktır. Bu Kabarta Nehri'nden berisi ta Kefe Kalesi'ne ve Kerş Kalesi'ne kadar, doğu ve kıble taraflarında ta Tat elleri içinden Basdak Kalesi'ne, Tat Kalesi'ne, Anapa Kalesi burnuna, Balıklava Kalesi'ne ve bu İnkirman Kalesi'ni geçip [120a] Sarkirman kalelerine kadar tamamen derya kenarlı, Çadır dağları ve Menkup Kalesi tamamen Kefe Eyaleti'dir ki Osmanlı hükmündedir. Hanların dağlarda zerre kadar hükmü yoktur. Ancak deniz kıyısında Gözlev Kalesi ve Kırım'ın ortasında çöl yerleri hanların hükmündedir.
Bu İnkirman Kalesi, Balıklava Kalesi kazası hükmünde naiplik ve voyvodalıktır. Kalesi deniz kıyısından içeri kuzey tarafına, karaya 5 bin adım gidince İnkirman Kalesi'dir ki Kazıklı Özek Nehri adlı ırmak kenarından ibret verici Bîsütun Dağı üzerinde göklere baş uzatmış bir yalçın kırmızı alaca iri kaya üzerinde bademi şekilde sağlam bir kaledir. Ancak doğu tarafı 500 adım uzunluğunda kalın ve yüksek şeddadi sağlam duvardır.
Tamamı 6 kuledir ve duvarı temelinden aşağı hendek dibine kadar 3 adam boyu kadar kesme sarp kayalı geniş hendektir. Kıble ve güney taraflarında asla kale duvarları yoktur. Allah saklasın insan aşağı bakmaya cüret edemez, zira Bîsütun Dağı gibi altı boş kayalardır.
Kapısı tarafında hendeği tam 20 adım germe kayadan kesme derin hendektir ki bu kayayı böyle kesip derin hendek etmek insanın elinden gelecek şey değildir. Eski zamanda kâfirler Tatar korkusundan bu hendeğe ne kadar emek sarf etmiştir: Daha önce Ceneviz elinde iken lağımsız Sencüvan Paşa fethetmiştir. Bu da insanın gücü yetecek şey değildir. Zira bu kaleye bir taraftan siper, metris ve lağım mümkün değildir.
Poyraz tarafında büyük bir kale var, onda kapalı bir demir kapı üzerinde Ceneviz Frengi yazısıyla bu kalenin tarihi var. Bu kapı üzerinde bir küçük kilisecik var. Bu kapıdan içeri kefere krallarının divanhaneleri var. Bu divanhane kıbleye uygun olmakla hâlen Sultan Bayezid-i Velî Camii'dir, ancak minaresi yoktur. Mihrabı önünde kayadan kesme bir âbıhayat su kuyusu var, ta aşağı Kazıklı Özek Nehri'nden yer altından bu kuyuya su gelir, menfezi belli değildir.
Bu kale içinde ancak 10 adet ev vardır, ama içinde insan yoktur. Kale kapısını kapıcılar kapatıp dizdardan başka neferlerin ellisi de aşağı dere kenarındaki İrem Bağı köyde olurlar. Tehlike anında aşağı varoşta olanlar, etraf köylerde ve deniz kıyısında olan köylerin tüm insanları bu kaleye gelip girerler, genellikle Kazak'tan korkarlar. Yetecek kadar cebehaneciği ve 5 pare şahi topu vardır.
Bu kalenin altındaki kayalarda nice yüz mağaralar var ki her birinin içlerine biner ikişer biner koyun sığar. Kış günleri tüm bu diyar ayanının koyunları bu mağaralarda yatar. Onun için bu kalede ev azdır. İnsan çok olsa hep bu mağaralarda kalırlardı. Mağaraların içinde sokak sokak kayadan kesme yolları vardır. Ve kayaların bazı yerlerini dağ deliciler delip mağaralar içine aydınlık gelir baca yerleri var, garip ve acayip seyirlik kaledir. Hatta tüm vilâyet halkının malı erzakı bu mağaralardadır ki kilitli durur, yine bekçileri vardır.
Bu kalenin doğu tarafında kale bedeni üstünden taş köprü ile geçilir hendek içinde bir sağlam ve korumalı zindan kulesi var, cehennem çukuruna benzer. Bütün şehir halkının esirleri bu zindanda mahpus olup yine bekçiler bekler.
Yine kale kapısı önünde şehitler mezarlığı ziyaretgâhı var ki bütün halk ziyaret ederler.
İnkirman Kalesi'nin taşra varoşu
Bu kalenin taşra doğu tarafında bir Müslüman mahallesi var, üstleri tamamen toprak örtülü taş duvarlı kârgir yapılı 300 adet tek ve iki katlı Tatar evleridir. Bunda bir cami var ve bir mahalle mescidinin kapısı kemerinin iç yüzünde celî hat ile tarihi budur:
Kâne itmâmü hâze'l-mescid, tarihi, Sene 929
Bu mescidin bir sanatlı minareli ve bir şer'î bahisler görülecek medresesi var, fukara yatağı eski bir mescittir.
Bu eski mescidin avlusunda Halveti tarikatından Şeyh Yakub Efendi yatmaktadır ki kutbiyete ulaşmıştı derler. Hatta Kaçı Köyü'nde yatmakta olan Hüseyin Efendi'nin bu Yakub Efendi şeyhidir ki ulu sultanlardır, Allah sırlarını aziz etsin.
Bu varoştan aşağı varoşa giderken bir yalçın kaya üzerinde geniş bir yeşillik meydanda dört köşe sağlam ve sarp bir şeddadi kule var. Dört köşesinde top mazgallarıyla bezenmiş büyük kuledir. Kâfirler, zamanında bu yeşillik zeminde bu dört köşe kule ile taşra varoş kalesini yapmak istemiş, ancak kısmet olmamış. Eğer öyle olsaydı bu İnkirman Kalesi amansız set olurdu. Bu dört köşe kulede de büyük bir kemer kapı vardır. Bu kapıdan kaleye ve taşra varoşa çıkılır, sarp kapıdır. Ardı önü kesme kayalı hendektir. Bir tarafı, güney tarafı uçurumdur. Bu kapıdan aşağı inerken,
Aşağı varoşun özellikleri
Evvelâ yol üzerinde bir küçük hamam ve bir taş minareli vakıf mescidi var, bu mescide bitişik hâlâ nureddin sultan [120b] efendimizin cennet bağına benzer büyük sarayı var ki bu yalancı geçici dünyanın cennet bahçesidir. Bunda olan pek çok köşkler, türlü türlü fıskiyeler, havuz ve şadırvanlı odalar Kırım ülkesinin bir sarayında yoktur. Ve bir geniş, aydınlık, iç açıcı, suyu ve havası hoş hamamı var.
Bu varoşta cümle 250 kadar toprak örtülü, kârgir yapılı Müslüman haneleri vardır. Rumların da 200 adet haneleri ve bir kiliseleri var. Ama daha önce bu aşağı varoş bu Kazıklı Özek Deresi kenarında 40 bin adet bakımlı ve süslü evler imiş. Tohtamış Giray Han savaşları sırasında Kazak kâfirleri fırsat bulup 100 pare gemiyle bu İnkirman limanına gelip bu şehri yerle bir edip bu kadar ganimet malları da alıp gider. Hâlâ o harabistanın kalıntıları açık seçik görülür.
Bu harap olan varoş deresinin iki tarafında olan göklere baş uzatmış kayalarda kat kat şahnişin, mefreşli, füruşlu, yüklük şergili, bacalı ve sanatlı ocaklı kayadan oyma sofa sofa mağaralar var ki sanki henüz dağ delici Ferhad kazmasından çıkmış mağaralardır, gören insanlar parmaklarını ısırıp hayran kalır. Ama Allah'ın emriyle o zaman insanları bu kayaları peynir oyar gibi oyup saraylar ve divanhaneler etmişler. Ondan bellidir ki eski zamanda bu İnkirman büyük şehir imiş. Hâlâ yine bu mağaraların sayısını Cenâb-ı Bârî bilir. Bundan dolayı bu şehre İnkirman derler. Tatarcada in mağaraya derler.
Bu harap varoş içinden akan Kazıklı Özek Nehri doğu tarafında Anapa dağlarından gelip bu İnkirman önünden geçip aşağı tarafta liman içinde Karadeniz'e karışır. Eski zamanda bu nehir üzerinde 7 bin su değirmenlerinin temelleri bellidir.
İnkirman büyük limanının anlatılması
Bu büyük liman çepçevre 3 mildir. Boğaz boğaz kayalar arasında toplam 8 adet limanlardır ki her birine biner pare gemi sığar. Biri biri içinde kuyulu limandır, suyu ve havası gayet güzeldir.
Beğenilenlerinden, nice bin çeşit balıkları var ki sanki Mısır'da İskenderiye limanlarıdır. Bu limanların etrafındaki dağların karaca, sığın ve yaban koyunları bir diyarda yoktur. Ve kış günlerinde limanlar içinde kaz, ördek, kuğu, balıkçıl, karabatak, kızıl ördek ve saka kuşlarının hesabını Yaratıcı Allah bilir.
Limanların bayırlarında kadınların hamamda başlarına sürdükleri kil dedikleri bir tür yağlı çamur vardır, bu da bir diyarda bunun gibi kil mevcut değildir. Gemiciler dağlardan kazıp çıkarıp nice yüz parça gemilere bu kili doldurup götürürler. Hatta İstanbul'da yağlı Kefe kili diye sattıkları bu İnkirman kilidir. Yoksa Kefe'de Kefe tuzundan ve tirkiz balığından başka bir şey olmaz. Bu İnkirman etrafındaki dağlarda keklik, çil, turaç, sülün, toy ve angıt gibi kuşlar olup avlak ve gezinti yeri bir limandır.
Bundan sonra güney tarafına Karadeniz kıyısıyla giderken Avlota Limanı, Hamamlı Liman, Suluca Liman, Ulu Liman, Bahçeli Liman ve Corguna Liman, sözün özü bu taraflarda 18 adet limanı, harap olmuş kaleleri ve kuleleriyle gezip dolaşıp nice ibret verici acayip eserler gördüm.
Kısacası Karadeniz'in sağını ve solunu iki kere dolaşmak kısmet olup buralarda olan limanlar gibi 8- rüzgârdan emin sığınaklı limanlar görmedim, bütün limanlar 8 rüzgârdan korunmuş ve emindir. Her ne mevsimde bu limanlara gemiler girse asla demir bırakmayıp yatarlar. Ve bütün gemilerin başlarını bağlatmadan yatmak mümkündür.
Bu limanların dört tarafındaki dağlar tamamen sakız ağaçlarıdır. Kâfir zamanı bu ağaçlar hep sakız verirlermiş, ama şimdi kıymetini bilmeyip Tatar kavmi kesip odun ederler.
Bu liman etrafındaki dağlarda ve kayalardaki mağaralarda bütün Kırım halkının koyunları kışlar büyük mandıra ve sayalar vardır.
Ayrıca Bakınız
- Hazret-i Abbas Evi
- Kars
- Şeyh Hazret-i Ebu İshak Kazruni Ziyaretgahı
- Koca Muradiyye Medresesi
- Eski Yeni (Hasan Çelebi) Cami
- Beyrut
- Yeni Kadı Hamamı
- Anabacı (Malevo)
- Arslanlı (Esediye) Camii
- Çıkrık
- Hamadi (Nagaa Al Hamadat)
- Elmalı (Elmalar)
- Ahi Yusuf Sultan Ziyaretgahı
- Tiran (Terenteren) (Trn)
- Ali Hoca Camii (Atik Ali-pašina džamija)
- Zemonik (Zemunik Gornji)
- Pahşa (Paks)
- Keçkemet (Kecskemét)
- Rum Nahiye (Divaniye)
- Rumiye Gölü