Hilevne (Livno)
Hilevne (Livno) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Bu hoş ve güzel yapı kalecik Rivne Dağı eteğinde bir yalçın kırmızı şekil kaya üzere kesme taş savaşa hazır bir kaledir. Sanki badem şeklinde yapılmıştır. Ancak zamanla bir kısım yerleri yıkılmıştır. (—) tarihinde Melek Ahmed Paşa Allah rızası için kendi malıyla bu kaleyi tamir edip beyaz inci, beyaz kuğu gibi edip kale önünde Hilevne Ovası'na bakar bir tophane şeddi yaptı ki sanki İskender şeddidir. Ve kalenin tâ en tepesinde yalçın kaya üzerinde büyük bir kule inşa etti, bu kuleye ve anılan set üstüne Tekelü Paşanın yenildiği seneden kalan topları kundaklayıp sıra sıra dizdi. Bütün toplar Hilevne Ovası'na bakmaktadır. Burada olan cebehane çeşitlerinin çokluğu Bosna serhaddinin bir kalesinde yoktur.
Hisar içinde toplam 3 adet hanecik vardır. 3 adet buğday ambarı ve bir hünkâr camii var, içine ancak 20 adam sığar.
Kalenin kıbleye bakan bir sağlam demir kapısı var, gece gündüz bekçileri kapı arasında mevcut olup her gece hisar içinde mehterhane çalınıp nöbetçiler gülbâng-ı Muhammedi çekerler. Bu kalenin bir tarafında hendeği yoktur, zira tamamen yalçın kaya üzerine yapılmış bir küçük kaleciktir
Hilevne Kalesi varoşunun anlatılması: Bu mamur varoş kalenin kıblesi, batısı ve güneyi tarafına yayılmış kayalı dere ve tepeler üzerinde tamamı 9 mahalle ve 1.100 adet tamamı kârgir yapı kale gibi tek ve iki katlı evlerdir. Ama hiçbir hanede bağ ve bahçe yoktur, zira yalçın kayalı yerlerdir. Bu hanelerin yarısı şindire tahta örtülüdür. Bu tahtaları zorlu rüzgâr götürmesin, diye her evin üzerlerine büyük direkler komuşlar. Bu sert rüzgâr derdinden bu şehrin genellikle evleri kayağan taş örtülüdür. Bu şehirde esen Sarsar yeli meğer Ad kavmi üzerine eser idi.
…
Bunlardan başka hoş mescitlerdir. Üç camide medrese var, 6 adet sıbyan mektebi var ve 6 adet derviş tekkesi var. Ve çarşı içinde ancak bir hamam var. Toplam 300 adet dükkân var. Aşağı dere kenarında bir büyük han var. Şehir içinde nice adet akarsu çeşmeleri var, ama çarşı yakınında Handan Kethüda Çeşmesinin tarihidir:
Dâşî-i pâk-meşreb dedi anın tarihini
Gûyiyâ bu çeşme oldu çeşme-i âb-ı tahûr Sene (—)
Bu kalenin Rivne devin kazdığı mağaranın içinden bir pâk berrak su fışkırıp gürültüyle çıkar ki bunu duyan insanların kulakları sağır olur. Temmuz ayında buz parçasıdır. Burada olan alabalık ve gayrı türlü türlü balıkların sayılarını Alemlerin Yaratıcısı bilir. Hayrat sahipleri bu hayat pınarlarının kenarında dinlenecek sofalar yapmışlar ki bütün gelen giden yolcular buraya gelip balıkları avlayıp [135a] namazgâh mihraplarında ibadet edip zevk u safâ ederler.
Bu berrak su yokuş aşağı aktıkça hayrat sahipleri bu hayat kaynaklarını ark ark edip şehirden aşağı 13 adet su değirmenlerine akıtmışlar ki acayip başka bir tarz un değirmenleridir.
Buradan aşağı sular akıp aşağı düzlük ve topraklı olan yerlerdeki bağ ve bahçelere bu sular taksim olup bütün bağları, bahçeleri ve şebekeli bostanları sular.
Bu pâk pınarın çıktığı mağara önünde ona-on büyük bir havuz var. O da bir ârif âşıkların toplandıkları yerdir ki bu şehrin bütün mahbubları bu pâk havuza âşıklarıyla girip gümüş balığı ve derya canlısı gibi bu berrak suda yüzüp âşıklarıyla aracısız kucak kucağa olup birbirlerin sarıp sarmalarlar.
Bu pâk su havuzunun tarihidir, ama havuz üzere olan göklere baş uzatmış kayayı yetkin üstadlar kementler ile çıkıp kayayı oymuşlar, 4 köşe bir beyaz mermere bu tarihi kazmışlar, celi sülüs hattı ile yazmışlar ve anılan mermeri kayaya geçirmişler, ancak gayet yüksek olduğundan okunması zor olup hakir dürbin ile bakıp buraya yazdığım tarihtir:
Mustafa Ağa benâ hâze’l-binâ
Hasbeten lillahi Rabbi'hâlemin
Yesserallahu lehu a'le'l-makâm
Daefallahu cezâel-muhsinîn
Elhemallahu lenâ tarihahu
Mecma 'ü 'l-ebrâri vahyii 'r-râmilîn Sene (---)
Bu tarih yakınında Latince ve Yunanca türlü türlü yazılar var.
Bu şehir gerçi taşlık yerdir, ama aşağı ovasının uzunluğu kıbleden batı tarafa üç konak verimli, yeşillik ve otlu-bitkili bakımlı ovalar olduğu için bolluk şehirdir.
Havasının ve suyunun hoşluğundan yer yer mahbub ve mahbubeleri vardır. Bilinenlerinden rüzgârıyla suyundan başka bir şey yoktur. Şehrin içinde asla kaldırım yoktur, ama kesme parlak kayalı olduğundan bütün anayolları temizdir. Bütün hanelerinin pencereleri batı tarafta Hilevne Ovası'ndan öte Atlıbeyzâdeler Saraylarına ve Porolok Dağlarına bakar evlerdir. Her hanede ceng için mazgal delikleri vardır, zira bu şehirde yeniçeri odaları yok iken her an bu şehir içinde Uskok kâfirleri gelip ceng ederlerdi ve nice esirler alıp giderlerdi.
Ayrıca Bakınız
- Davas (Kale)
- Radoniş (Kriovrisi)
- Receb Ağa Mescidi
- Kotur (Kotor)
- Kıryopoli (Karioupoli)
- Yezdecürd Şah (Malazgirt)
- Bastıra (Bastarah)
- Gilan (Gilan Garb)
- Hüseyin Efendi Tekkesi
- Yeni Cami
- Kürkcübaşı Medresesi
- Lankada (Perasma) Boğazı
- Mevlana Ebussuud Efendi Ziyaretgahı
- Mevlana Şemseddin Mehmed Fenari Ziyaretgahı
- Tahtalı (Masari)
- Deliorman (Teleormanu)
- Ayaspaşa Hamamı
- Süleymaniye Cami
- Çayırlı (Senokos)
- Kangal