Yaş
Yaş hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Rum ve Latin tarihçilerine göre bu şehrin ilk olarak yapısına sebep, eski zamanlarda alçak topraklarda çok yaşlı bir ruhban var idi. Hazret-i İsa'ya yetişip havarilerle sohbet edip arkadaş olmuştu. Bundan başka hayli yaşayıp Hazret-i İsa'dan 600 yıl sonra Hazret-i Risâlet-penâha yetişmiş bir rahip idi ki ismine Yaşka derlerdi. Çok yaşlı olduğundan buna bütün kâfirler her diyardan adaklar göndererek bin milyon Kârün malı toplandı. Bir gün Yaşka adlı bıtrik sapıklık üzere ölünce oturduğu yere pis leşini kefereler gömüp o Kârûn malı ile üzerine büyük bir manastır yapıp ismine Yaşka Kilisesi derler. Zamanla büyük bir şehir olup o papazın ismiyle anılıp Yaşka şehrinden bozulma Yaş şehri derler. Sonra Salsal Kral oğullarından Kovirita adlı kral bu şehri daha fazla imar edip kendine büyük bir saray yapar, hâlâ beylerin sarayı o kral ismiyle isimlenip o saraya Kovirita derler. Seyre değer ibretlik bir saraydır.
Nice zaman sonra Âl-i Osman Devletinde Boğdan küffârı nice kere isyan eder. Sonunda 805 [1402] tarihinde Yıldırım Bayezid Han yıldırım gibi bu diyara yetişip bütün kâfirlerini kılıçtan geçirip şehri feth edip kılıç artıkları olan kâfirleri haraca kesip yine Varna'dan gemilerle karşı Sinop şehrine geçer. O sene bütün küffâr bir yere toplanıp Yaş şehri çevresine sağlam bir hisar yapıp yine isyan ederler. Yine üzerlerine Yıldırım Han gelip bütün kâfirleri kılıçtan geçirip inşa ettikleri kaleyi yıkıp yine Anadolu'ya geçer.
Sözün özü, o sene Boğdan küffârı 7 kere isyan edip bir senede 7 kere Bayezid Han yetişip fetihler ettiği için Emir Sultan hazretleri Bayezid Han'a "Yıldırım Han'ım" diye lakap verdi.
Sonra nice kere isyan edip haklarından gelindi, ama (—) tarihinde feth olunup Mekke ve Medine'ye vakfolundu. 10 senede bir vilâyetlerini Tatar yağmalamak, beylerinin azl u nasbi Osmanlı elinde olmak, tuğ, sancak, bayrak, davul ve alem sahibi olup sancaklarında sığır başı tasviri yazıp sancağı taşımak, savaşlarda Osmanlı ile 20.000 cürd atlı ve 3.000 tüfengli tarabans askerleriyle sefer eşmek, beyleri yeni mansıp olsa padişaha 1.500 kese ve 150 kese her sene kul mevacibine, padişah mutfağına, yeniçeriler meydanına senede kırkar bin koyun vermek, Tersâne-i Amire'ye kadırgalar yağlamak için her sene 1.000 fıçı don yağı, 100 fıçı süzme bal, 100 kantar balmumu, 1.000 adet sığır gönü ve her sene Özü paşasına 40 kese vermeyi Sultan Süleyman kanun edip şart koştuğundan beri yine gâhice çok mal kuvvetiyle isyan ederler, ama hemen haklarından gelip elleri ve vilâyetleri böyle harap ve kefereleri esir olurlar. Süleyman Han kanunu üzere beylerinin gösterişi, azameti ve dârâtları bayağı beylerbeyiler gibi Müslüman mataracılar, tüfengciler ve [105b] altın taslı elleri teberli Müslüman şatırları, Osmanlı tarzı altışar kat mehterhanesi, divan efendisi, 12 müslim kapucubaşılar ve 12 ağa da Tatar Han tarafından Tatar ağaları var. Hana dair olan işleri onlar görüp her sene hanlara 50 fıçı bal, 50 fıçı yağı ve 100 baş beygir hanlara hediye gitmesini tüm Süleyman Han kanun edip hâlâ Süleyman Han kanunu yürürlüktedir.
Bunlardan başka ne kadar tabiler ve adamlar tedarik ederse ister kefere ve ister müslim eder o kadar izin verilmiştir, zira yüksek mansıptır. Beyine, her sene sekizer bin Rumî kese, 2.000 kese hediye ve 2.000 kese zahire gelir olup İstanbul’un divan erbâbı vezirlerini ve vekillerini doyuran bu Boğdan ve Eflâk diyarıdır. Hakir bu diyarların hâllerine öyle görüp öğrenmişimdir ki bu Boğdan ve Eflâk mansıpları Bağdad ve Mısır'dan verimlidir, ama kefere beylerine mahsus olmuş bir mansıptır. Yüce Allah Osmanlı vezirlerine nasip eyleye.
Yaş şehri zemininin şeklini bildirir
Evvelâ Tuna Nehri'nden kuzeye iki konak içeri kuzey tarafı alçak bayırlı, kıblesi çayırlı ovalı, güneyi bir küçük yapma gollü ve batı tarafı orman ve balkanlı geniş ekin biçin yerine kurulmuş 20.000 saz örtülü mamur kurtelerdir (evlerdir). Asla kiremit ve kurşun örtülü yapıları yoktur, ama genellikle kârgir yapı kiliseleri, sarayları ve manastırları çoktur.
…
Yaşka şehri varoşunun anlatılması: Bey sarayının kuzey tarafında bir düz yerde 20.000 saz örtülü odaları aralarından 700 adet geniş pâk kaldırımları balvan tahta döşeli caddelerdir. Kat kat şindire ve tahta örtülü boyar, vamoş, logofet, bistiyar, hatman, kopar [106a] ve diğer zengin keferelerin haneleri vardır ama avlularında bağ ve bahçeleri gayet azdır. Genellikle avluları kamış, çit ve sazdır ve bezirgânlarının çoğu Laz kavmidir.
…
Tamamı 2.060 dükkânlardır. Kimi kârgir, kimi paz, saz ve tahta örtülü çarşı pazardır. Gerçi kârgir bedesteni yoktur, ama tüm ülkelerin değerli eşyaları burada bolca bulunur. Bütün dükkânları içinde kadınları kızları oturup canlarının istedikleri gibi gizli metaların satarlar. Bu çarşı içinde gümrüğünde bir vamoş oturup gelen giden tüccarlardan gümrük alır.
Bu şehrin iskelesi Leh diyarında Bahr-i Muhit kenarında Daniska İskelesidir ki Hint pirinci, biber, tarçın, karanfil ve dâr-ı fülfül tüm arabalar ile Daniska şehrinden gelir ki bu şehre 20 merhale kuzey tarafında yakın yerdir.
Bu Yaş şehri içinde 1.060 adet zir-i zeminlerdir (bodrum) ki üzerleri tamamen meyhane ve zinâhanelerdir. Şarapları azdır, zira şiddetli kış yeri olmakla bağları yoktur. Ancak bal sularının çeşitlerinden miskli içecekleri ve horilka rakılarının türlü türlüsü, pivo, arpa suyu, yulaf, çavdar suyu ve med suyu adında çeşitli rakıları olur. Onun için bütün kâfirleri kâfirleri hovarda ve Horasan tembelleri gibi sermest, sarhoş, işsiz güçsüz, bekâr gezerler.
Ve toplam 6 adet mükellef bezirgân hanları var ki tüm pahalı eşyalar bu hanlarda mevcuttur.
Ve bir adet misafirhanesi yar ki Âsitâne-i devlet tarafından gelen ağalara mahsus kırk elli odalı, ahırlı, mutfaklı konuk sarayıdır ki saraylı kefereleri daima herkese hizmet ederler. Bu hanedanı Tatar yakmamıştır zira Han tarafından gelen Tatar ağaları da burada kalırlar. Ancak bu şehirde asla çeşme yoktur. Bütün halkı arabalar ile çılır dedikleri fıçılarla su taşıyıp içerler, içimi güzel bir sudur.
Suyu ve havasının güzelliğinden mahbub ve mahbubesi gayet çoktur. Hatta kazda dedikleri fahişeleri meyhanelerde oturup bir tür atlas, kadife, kâmhâ ve hârâ fistanlar giyip bir çeşit ökçesi yüksek kubadî pabuçlar giyip güzelliklerini sergiler gayet mahbub, başlan açık, siyah kâkülleri dağınık kazda fâhişeleri vardır ki hepsi Boğdan beyine senelik 6 kese mal verirler.
Bunlardan başka avratlar elvan ipek fistanları üzere İstanbul'un kenarı ipekli mavi peştamallarını kuşanıp gezerler. Ondan bellidir ki o esvaplı avrat fahişe değildir. Oğlanları da gayet yaramazdırlar. İslâm diyarına kaçarlar diye babaları inatçı veletlerini zabt etmediklerinden meyhaneci çırağı manyuklardır.
Keferelerinin esvapları, tamamen çuka ve başlarında Tatar kalpakları, göğüsleri ve yenleri gümüş düğmeli dolama giyip çoğu [107b] tüccar kavmidir. Bir bölüğü sanat ehlidir ve bir sınıfı askerdir ki Tatar gibi okluk taşıyıp yarar atlıdır. Hepsi Mesîhî milletten olup İncil kitabı okurlar.
Erkeklerinin isimleri budur:
................(1.5 satır boş)......................
Kadınlarının isimleri budur:
................(1.5 satır boş)......................
Yiyecek ve içeceklerinin beğenilenleri; balı, yağı ve bal mumu gayet çoktur. Hatta bir tür bal mumu yerde biter. Sıcağın şiddetinden yerler yarılıp orada kovanlar bal yiyip yağmur yağınca balları eriyip bal mumları yeryüzüne çıkıp alırlar. Ve hayvanlarının sayısını Allah bilir.
İçeceklerinden türlü türlü rakıları, beyaz francala ekmeği ve ( - ) ( - ) ( - ) ( - ) ( - ) ( - ) ( - )
Bu şehir beşinci iklimin ortasındadır. Arz-ı beledi (—) (—) ve uzun gündüzü (—) (—) (—) (—)
Ve imareti tâlii akrep burcu ve merih su evinde olduğundan şehir içinde devamlı savaş, kavga, çatışma olur. Gerçekten de halkı akrep sıfatlı azgın keferelerdir (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—)
Yaş şehri külliyatının tamamlanması
Bu geniş vilâyetin uzunluğu, batıya doğru Fohşan şehrinde tâ kıble tarafında İsmail şehrine kadar uzunluğu 12 konaktır. Doğu tarafı Özü Eyaleti’nde Bender Kalesi toprağıyla komşudur. Oradan Turla Nehri kenarınca Kardaş Kazak ile komşudur. Kuzey tarafında Hotin Kalesi ve Seçova Kalesi bu Boğdan'ındır ki Turla Nehri kenarında Leh vilâyetiyle komşudur. Batı tarafına meyilli Erdel vilâyetinin Seykel vilâyetinde Sahan Samur Dağlarıyla sınırdır. Batı tarafına Eflâk vilâyetiyle komşudur. Tuna Nehri kenarında Osmanlı ile sınırdır. Bütün vilâyetinin büyüklüğü çepçevre 40 günlük yoldur.
Ve bu vilâyet cümle (—) adet boyar ve purkalab hâkimlikleri yerlerdir. Ve öyle adalet vardır ki tüm cevahir cinsi kıymetli eşyalarını altın sini içinde başında açıkta götürüp gezdirsen bir kâfirin bakmaya cam yoktur. Tâ bu derece mazbuttur ki zerre kadar bir kefere isyan ve hıyanet etse aman zaman vermeyip o kâfiri böğründen kazığa vurup asla indirmezler. Zira her köy kentte hâkimleri ve askerî taifeleri çoktur. Adaletleri öyledir ki bir adam bir adama asla zulüm edemez ve bey divanında davalar dinlenip kimse yalancı tanıklık edemezler.
Ayrıca Bakınız
- Recep Kuyusu (Tudor Vladimirescu)
- Sehlan (Sahlan)
- Nija (Kneja)
- Dereseki Mesiresi
- Kuyucu Murad Paşa (Murat Paşa) Camii
- Hamam
- Şeyh Nasreddin (Şeyh) Camisi
- Cezire-i İbn Ömer (Cizre)
- Efdalzade Medresesi
- Tatarpazarcığı (Pazarcık)
- Kulaksız Hamamı
- Hamza Bey (Erd)
- Askalan (Aşkelon)
- Tatarlı (Konush)
- Buyak (Buják)
- Hazret-i Toplu Baba Ziyaretgahı
- Bisütun (Bisotun)
- Bebr Paşa Çiftliği (Avgo)
- Bozav (Buzav) (Buzău)
- Sarı Talışmanlı (Sarıdanişment)