Manisa
Manisa hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Anadolu Eyaleti'nde Sarhan [Saruhan] Sancağı paşasının tahtıdır. Hâss-ı hümâyûnu 60 bin akçedir. 41 zeameti, 674 timarı, alaybeyi ve çeribaşısı vardır. Padişah kanunu üzere bin akçede bir cebelüleri ile 3 bin pür-silâh askeri olur. Sefer sırasında paşası da bin askeriyle Kütahya veziri sancağı altında sefer eşerler.
Bu şehrin müftüsü, nakibüleşrafı ve ayanı eşrafı vardır. 500 akçe şerif mollalıktır. Zira eski zamanda Osmanlı şehzâdelerinin ve eski padişahların, tahtı şehzâdelerin mekânı idi. Yakın zamanda sikkesi geçerli şehir idi, onun için şerif mollalıktır. Ve 500 adet nahiye köyleri vardır.
5 kaza nahiyesi vardır. Evvelâ Karaköy kazası, şehir içinde beş kaza daha, Turgutlu kazası, Yalamet kazası, Belen kazası, Bozdağ kazası ve Emlâk kazası. Bu yazılan kazalar mollanın idaresi altındadır.
Kethüdayeri, yeniçeri serdarı, kale dizdarı ve 20 adet kale neferleri vardır. 80 nefer de İzmir Kalesi'nde Sancak Burnu'nda yeni yapılan kaleye nefer tayin olunup bu Manisa Kalesi'nde 20 adet nefer kaldı.
Kalesi şehrin ensesinde Duman Dağı üzerine yapılmıştır. Aşağı şehirden tam 4 bin adımda çıkılır yüksek bir kaledir. Beş köşe şeddadi taş yapı bir kaledir. Çepçevre büyüklüğü 2.200 adımdır. Ve dört tarafında asla hendeği yoktur. Zira kızıl kara kaya taşlık üzerine yapılmış olup etrafı gayya kuyusuna benzer. Yıldız tarafına bakar, aşağı şehre açılır bir demirli sağlam kapısının iç yüzündeki kemer üzerinde okçu pehlivan Şücâ'ın yayı asılıdır. Dizdarı ve neferler daima bu mahalde otururlar.
Bu kale içinde 30 hanedir. Ve 2 su sarnıcı, buğday ambarları, cebehane ve 1 küçük camii vardır, Fatih Sultan Mehmed Han'ın babası Koca Sultan II. Murad'ın camiidir. İmam, dizdar, kethüda ve mehteran neferleri tamamen bu kalede sakinlerdir.
Bu kale Kaydefa yapısıdır. (—) tarihinde Selçuklulardan Sultan Alâeddin beylerinden Sarhan Bay, Rum keferesi krallarından Puskopo adlı kralın elinden zorla fethetmiştir.
Yunancada bu kalenin ismine Andirafil derler. O zamanda da büyük şehir imiş. Daha sonra (—) tarihinde Sultan II. Murad, Saruhanoğulları elinden nice bin sıkıntı ile Türk şerlilerini kıra kıra fethetmiştir. Ama ele geçirinceye kadar çok kanlar dökülmüştür.
Bu kale eski zamanda iç kale imiş, ama aşağı kale hâlâ viran olmaya yüz tutmuş iki kat üç köşedir. Fırdolayı büyüklüğü 6 bin adımdır. Ve dere ve tepeler üzere yapılmış sağlam bir kale imiş.
Ve 7 kapısı var. Bu kale içi baştan başa bağ, bahçe ve âbıhayat suları aşağı şehre akar. 40-50 kadar bağ evleri vardır. Gayri yapılardan iz belirti yoktur. Tüm halkı aşağı şehre göçüp bu kale bağlar olmuş, aşağı şehri bir acayip mamur, bakımlı, süslü büyük işlek, eski taht merkezi şehirdir.
Manisa şehrinin şekli ve yapıları
İlk yapıcısı Kaydefa'dır. İsmine Latincede "Nişa" derler, yani "büyük" demektir. Bu şehre Latin kavmi "Nişa" derlerdi. Fetihten sonra "Muğnisa" dediler, yani "Kâfir karısı şehri" demek olur. Muğ nişa iken mimin zammesini fethaya, gaynı ayna ve şîni sîne çevirip "Ma'nisa" diye söyleyip bu şehrin ismi oldu.
Şehri, kale olduğu Pus Dağı'nın eteğinde doğudan batıya uzunlamasına Bursa Şehri gibi kurulmuş süslü bir şehirdir.
Ve tamamı 60 mahalle ve 6.666 güzel hanedir. Yüksek saraylarla süslenmiş, baştan başa kiremit ile örtülü hoş ve temiz, iki katlı ve tek katlı güzel yapılardır ki birbiri üzerine kale dağına yapışmış hanelerdir. Yüzleri, pencere ve şahnişinleri tamamen şehrin kuzey tarafındaki ova içinde akan Gediz Nehri'ne nazır evlerdir.
O uçsuz bucaksız ova bağ, bostan, reyhan, gül ve gülistanlı mamur ve şenlikli köylerle donanmış verimli ovadır. Her hane penceresinden bu sahra seyredildikçe insan hayran olur.
Bu şehir toplam 500 mihraptır. Ve (—) selâtin, vezir ve ayan camidir.
…
Ve 600 adet sıbyan mektebi vardır.
Ve 9 dârülkurrâ var. Her birinde 100'er 150'şer Kur'ân hâfızı talebeler Hafz, İbn Kesîr, Seb'a ve Aşere ve Takrîb kıraatları okurlar. Ama Türkistan olmakla harflerin mahreçlerine dikkat etmezler.
Suyu ve havasının tesirinden halkı ve çocukları gayet anlayışlı, akıllı ve zeki olduklarından "Erkek, kadın ve çocuklardan 3 bin insan Kur'ân hâfızı vardır" diye şehir ayanı övünürler. Gerçekten de zeki olduklarından Gelibolulu Yazıcızâde Mehmed Efendi'nin eseri manzum Muhammedi'ye kitabını nice bin adam ezberlemiştir.
Ve 7 dârülhadisi var, hepsinde Müslim, Buhârî ve Meşârık hadisleri görülür. Muhaddis dersiamları vardır.
Ve tamamı (—) adet büyük hanlardır. Evvelâ Tahıl Pazarı Hanı, kurşunlu kale gibi 40 ocaklı ve 40 kubbeli büyük handır, bütün Arap ve Acem bezirgânları orada kalırlar, ismine Hatuniye Hanı derler. Ve Ali Ağa Hanı, Acemler Hanı, Kuyumcu Mahmud Ağa Hanı, Ali Bey Vakfı Eski Han, Karaköy'de Bekir Ağa Hanı, Çaybaşı'nda Hacı Ali Ağa Hanı ve isimlerini bilmediğimiz nice yüz hanlar vardır. Ama kurşunlu kale gibi kârgir eski yapı olan hanlar bunlardır.
Ve 6 adet işleyen imareti vardır. Evvelâ Sultan Murad İmareti, Sultaniye İmareti, Hatuniye İmareti, Ali Bey İmareti ve Timurtaş Paşa İmareti. Bu imaretlerin gece gündüz nimetleri ve minnetsiz sofraları birer has ekmekle ile gelen geçen yolculara boldur. Bu imaretler baştan başa kurşunlu büyük yapılardır. Bazısının kapısı üzerinde "Yemeği yedirirler" [Kur'ân, İnsan, 8] âyetleri yazılmıştır. Bu hayır eserlerinin vakıflarını ve tarihlerini olduğu gibi yazsak sözü uzatmış oluruz.
…
Bu Manisa Şehri, Duman Dağı eteğinde doğudan batıya uzunlamasına kurulmuştur. Hanelerinin yarısı dağa arka vermiş havadar evlerdir. Yüzleri tamamen kuzeye nazırdır. Ve yarısı aşağı düzde kurulmuş büyük şehir ve eski beldedir. Batı tarafında Karaköy Tapısı'ndan ta doğu tarafında Turgutlu Mahallesine kadar bu şehrin boyu tam 7 bin adımdır. Ve genişliği bazı yerde 3 bin adım ve bazı yerde 4 bin ve bazen de 5 bin adım olur. Ve Sultaniye Camiinin önünden kıble tarafına yokuş yukarı Ulu Cami önünden iç kaleyle kadar 4 bin adımdır.
…
Bu şehirde ve Karaköy'de toplam 3.360 altmış dükkân vardır. Ve kârgir yapı kubbeli bedesten vardır. Birinin yarısını cami etmişler, Bedesten Camii derler. Diğer yarısı da gazzazlar bedestenidir. Ana yolunda ibrişim dokurlar. Eski Bedesten demekle bilinir. Eski yapı olmakla yapıcısını kimse bilmemektedir.
Biri de, Yeni Bedesten derler, eski yapı ve yüksek kubbelerle mamur binadır. Bütün değerli kumaşlar, eşyalar, giyecekler ve diğer ihtiyaçlar bol bol bulunur.
Eski hamam yakınında bedesten gibi iki başı kapılı bir caddenin iki tarafı 100 kadar kârgir dükkânlardır. Burada Sipah Pazarı olup savaş aletlerine ve değerli giysilere dair metalar satılır.
Tahtakale'de 50 adet dükkânlı ve iki başı kapılı küçük çarşıdır, ama kârgir değildir. Bunda ilaçlar ve uşşakî macunlar satılıp dilber lebi macunu pazar olur. Bir muhabbet pazarıdır ki âşıklardan hâlî değil, zarifler yeri ve dostlar çarşısıdır.
Tahıl Pazarı meydanında han gibi 8 sütün üzerine kiremit ile örtülü bir meydan vardır. Hafta pazarı olunca buğday, un ve tüm tahıllar burada satılır. Muhtesib kantarı bundadır. Her yiyecek tahılından öşr-i sultanî alır.
Bu Tahtakale Pazarı meydanında tek katlı ve iki katlı, havadar ve ferah kahvehaneler var ki her biri fıskiye, havuz ve şadırvanlar ile süslü kahvelerdir. Bütün vilâyet ileri gelenlerinin ve tüm maarif erbabının birbirleriyle tanışıp görüşecekleri yerlerdir ki her birinde dörder mahfil yapılmıştır. Birinde hanende ve sâzendeler, birinde genç rakkaslar, birinde kıssahan ve meddahlar, birinde gazelhan şairler olup âriflerin toplantı yeri kahvelerdir.
Ama Tahtakale kahvelerinden daha hoş Karaköy'deki kahvenin benzeri yeryüzünde yoktur. İrem Bağlı ve kuşları bol bir kahvedir ki misli Haleb'de Arslan Dede kahvesi veya Şam'da Sinaniye kahvesi yahut Mısır'da Harabâbâd kahvesi ola. Ama bunlardan sanatlı kahvedir. Daima insanlarla dolu olduğundan her gün birer kantar kahve sürülüp günlük beşer yüz hizmetçileri var. Her köşesinde düşkün âşıklar birbirleri ile can sohbeti ederler. Böyle bir büyük toplantı yeri kahvehanedir. Dört tarafındaki gül ü gülistan ve reyhan bağı içinde nice bin kuşların ve bülbüllerin hazin sesleri ve hanende ve sâzendelerin birbirlerine hasımca fasılları zevkinden hissedar olan insanlar hayran olur. Kısacası Manisa Şehri'nin yüz suyundan olup şöhret veren bu safâ yeri güzel kahvelerdir.
Bu şehir bir kumsal yere kurulmuş olmakla her tarafı taş döşeli kaldırım değildir, ancak bedesten semtleri ve Saraçhane ve Kavafhane çarşıları, Tahtakale ve Çaşnigirbaşı Camii tarafları ve diğer çarşılar baştan başa sanatlı beyaz taş ile döşenmiş pâk kaldırımlardır.
Halkı gayet pâk, temiz ve zarif olduklarından çarşı pazarı her an hizmetçileri temizleyip sulayıp serinletirler, herkes dükkânlarında tozsuz topraksız alışveriş ederler. Ve gül, sümbül, zerrin, reyhan, erguvan, zambak ve katmerli gül mevsiminde çini bardaklar ile bütün dükkânları bu yazılan çiçekler süsleyip yoldan geçen adamların dimağı kokulanır.
Her çarşı yolları içi çınar, salkımsöğüt, kavak ve asma ağaçları ile bezenmiş sokaklardır ki koyah gölgeliklerdir.
Suyu ve havasının hoşluğundan mahbûb ve mahbûbesi boldur. Gerçi Etrak diyarıdır ama eski taht merkezi ve büyük şehir olduğundan halkı gayet söz anlar; mirkelâm, maarif erbabı şairleri çoktur.
…
Âlim, salih, imam, hatip ve şeyhlerine sınır yoktur. Cenâb-ı Bârî'nin nazarının değdiği büyük bir şehirdir.
Vilâyet halkının çoğu tüccar, hiref ehli, âlim, zanaat ve kanaat, ibadet ve ziyaret ehlidir.
Genellikle halkı çuka ferace, serhaddî, kontuş ve nazik boğası elvan bez giyerler. Nice bin fukaraları Mevlânâ muhibbi olmakla Mevlevi külâhı üzere Muhammedi sarık sararlar.
Kadınları siyah, mavi, kırmızı muhayyer ve çuka feraceler giyip gayet edeplice hareket eder hatunlardır.
Halkının kâr ü kisbleri genellikle Manisa alacası işleyip kâr ederler. Ve beledî yastıkları da beğenilir.
Yiyecek ve içeceklerinin meşhuru beyaz nohutlu çöreği, baharlı mekik böreği, Arap gevreği, beyaz tandır kirdesi, türlü türlü buzlu vişne hoşafı, üzüm şerbeti, lezzetli Manisa paludesi [peltesi], üstü bademlisi gayet meşhurdur. Has ve beyaz anasonlu ve çörek otlu ekmeğinin bir okkası kuşgözü akçe ile satılır, gayet bolluk şehirdir. 50 akçesi 1 dirhem gelir küçük akçe ile 50 dirhem yağlı çörek 1 akçeye, 1 at yemi 1 akçeye, koyun etinin 1 okkası 1 akçeyedir, diğer şeyler buna göre kıyas oluna.
Dördüncü iklimden olmakla havası ılımandır. Arz-ı beledi (—) (—) (—) ve uzun günü (—) (—) (—). Kıblesi şehrin ensesindeki Duman Dağı'na yönelik olunur, bu şekilde bir şehirdir.
Ayrıca Bakınız
- Mit Hamis (Mit Khamees)
- Arslan Ağa (Abdi Efendi) Cami
- Jebel
- Hacı Ali Camii
- Durah (Dirahion)
- Cübeyle (Biblos)
- Tiflis Ilıcası
- Baruthane
- Fethiye Cami
- Süleyman Han Darülkurrası
- Filibecik (Philippi)
- Patka Gölü
- Sabança (Sabangia)
- Kutufari (Thalames)
- Nehariyye (An Nahhariyyah)
- Bedesten
- Hamza Baba Ziyaretgahı
- Dirniş (Drniš)
- Sufiyan Mahallesi (Abdullatif) Cami
- Ula