Adalya (Antalya)
Adalya (Antalya) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
(—) tarihinde Ceneviz elinden Sultan Alâeddin fethidir. Sonra (—) tarihinde Orhan Gazi eline girmiştir. Yine İspanya küffarı alıp (—) tarihinde tekrar Gazi Hudavendigâr fethidir. Teke Sancağı tahtı idi, ancak bir kenar yerde bulunmakla hâlâ Teke paşası Elmalı şehrinde oturup taht olunmuştur. Hâlâ 300 akçe şerif kadılıktır ve nahiyesi (—) köydür. Senede adaletle 8 bin guruş hâsıl olur.
Müftüsü, nakibüleşrafı, kethüdayeri, serdarı ve ulu, nimet sahibi, zengin bezirgânları, dizdarı, 150 Müslüman ve 150 kefere kale neferi vardır.
Kalesi, Antalya Körfezi'nin sonunda deniz kıyısında minare boyu yalçın kayalar üzerinde yuvarlak bir şeddadi taş yapı eski kaledir. Çepçevre büyüklüğü liman kenarı dolaşmasıyla 4.400 adımdır. Batı tarafında Paşa Sarayı köşesinden Narin Kule'ye ve varoş kapısı üzere mehterhane kulesini geçip doğu tarafında Lala Kulesi'ne kadar bu kale iki kat sağlam, otuzar arşın, yedi ve sekizer arşın eninde İskender Seddi gibi muhkem duvardır.
Bu taraf 40 kule ve 1.300 adımdır. Oradan güneye bin adım ve 18 kuledir. Oradan batıya Kız Kulesi burnuna kadar bin adım ve 15 kuledir. Bu taraflar kara tarafları olmakla ikişer kat kale duvarı 20 arşın derinlikte ve 20 arşın eninde geniş kesme kaya hendektir.
Bu Kız Kulesi katmer gül gibi birbiri içinde safi beyaz mermerden bir sanatlı görmeye değer kuledir. Limanı dolaşınca 1.100 adımdır. Bu tarafı gerçi yalın kat duvardır, ama 40 arşın yüksek sağlam duvardır. Diğer yerleri on beşer, yirmişer arşın yüksektir. Ve liman etrafı 12 güzel kuledir.
Bu hesap üzere tüm Antalya Kalesi 80 kuledir. Her kule arası yirmişer bedendir. Bu hesap üzere Antalya Kalesi'nin çepçevre iki kat kale duvarı bedenleri 2.060 bedendir.
Ve 4 kapısı vardır. Bunlardan işlek yol taşra varoş kapısıdır ki birbirinden geçme yedi kat eğri büğrü, kimi doğuya ve kimi batıya bakar kapılardır, ama yine bir yoldur. Her bir kapı arasında nice bin hile ve şeytanlıklar var ki insan hayran olur. Ve asma demir kafesler ve çeşit çeşit savaş aletleri asılı ve cebehane ile bezeli kapılardır.
Dizdar divanhanesi ve mescidi bu mahaldedir. Bütün neferler bu mahalde pür-silâh hazırlardır. Zira gayet sağlam ve korunaklı kale olmakla birkaç kere Osmanlı paşaları kapanıp Osmanlı'ya karşı koymuşlardır. Bütün kâfirler "Ah Adalya" diye feryat ederler. Allah korusun.
Bu varoş kapısından başka yerden karaya çıkar kapı yoktur. Bütün halk bu kapıya muhtaçlardır. Diğer üç kapı liman tarafına işler. Büyük liman kapısından limana 40 ayak taş merdiven ile inilir, güneye nazır bir kapıdır.
Limanın orta kapısı doğuya nazırdır. Bu kapının kemeri üzerinde bir beyaz mermer üzere tam insan boyunda Frenk yapısı bir derviş tasviri yapmışlar ki sanki canlıdır. Elinde asası, başında külâhı ve belindeki pâlhengi üzere "Allah" lafzı yazılmıştır. Bu tasvirin başı ucunda yine o mermer üzere Yunanca üç satır özelliklerini yazmışlar. O yazının tercümesi:
Bu, o Allah kuludur ki Seyyid Ahmed el-Bedevî fukarasıdır. Her sene Mısır'dan derya üzere yürüyerek gelip bizim Angiliye Kral'dan ellişer esir alıp kurtarıp yine gözümüz önünde derya üzere giderdi" diye yazmışlar, gören cihan seyyahlarına gizli değildir.
Bu kapı ile Gümrük Kapısı yakındır, gayet küçük kapıdır ve kıbleye bakar. Gümrükhane bu kapının iç yüzündedir. 70 yük akçe padişah malı sağlanır büyük Mısır iskelesidir.
Bu dört kapı taşra hisar kapılarıdır ki büyük kapılardır. Ama bölme bölme hisar duvarlarının, mahalleler içinde küçük büyük 22 kapısı vardır. Bazısı gecelerde kapanır, bazısı kilitlenmez. Zira bu kale, yedi kat bölme kıvrım kıvrım küçük hisarlardır. Hazret-i İsa asrında ancak liman tarafı küçük kale imiş. Devletleri sürdükçe kat kat kaleler ekleyip yedi kat yapmışlar, sanki Tokat Kalesi'dir. Her katı birer sağlam duvarlıdır, kuledir. Ancak bu katların hendekleri ve bedenleri yoktur. Ancak dış iki katı bedenli ve hendeklidir ve Mevlevihane ile Eski Cami iç kale gibi 6 kuleli bir kat bölme hisardır.
Paşa sarayı da başka bölmedir. Ve alt yanında limana nazır balyemez toplar durduğu hisar-pîçe başka bölmedir. Çarşı bölmesi ve Hünkâr Camii bölmesi, kısacası yedi bölme İskender Şeddi sarp hisardır.
Bu şekilde olan kale içinde toplam 4 mahalle ve 3 bin kiremit örtülü kat kat eski yapı evlerdir ve gayet sıktır.
Tamamı 70 sokaktır ve tertemiz kaldırımlıdır. Her evde dörder direk üzere çardak vardır. Her gece orada hava alıp yatırlar. Bütün haneleri güneye ve batıya liman tarafına bakar. Bu şehir bir körfezin sonunda olmakla asla sağ rüzgâr isabet etmez.
…
7 medrese, 17 sıbyan mektebi, 1 dârülhadis ve 1 dârülkurra vardır.
Ve 7 tekke vardır. Bunlardan kale içinde Mevlevihane, kârgir kubbeli bir Celâleddin tekkesidir. Hayır sahibi mihrap önünde bir sivrice yüksek kubbenin içinde yatmaktadır.
Gülşenî Tekkesi, Ahi Sultan Kızı Tekkesi. Kalenin dışında doğu tarafında hendek kenarında Koyun Baba Tekkesi, Bektaşî tekkesidir. Limonlu, turunçlu ve gül gülistanlı mesiregâh bir tekkedir. Şeyhi Boşnak asıllı Zülfikâr Dede'nin demine hû, tarîk sahibi Tanrı merdi candır. Gelen gidenlere nimeti boldur.
Bu şehrin içinde ve dışında toplam 8 hamam vardır. Kale içinde Çukur Hamam, Büyük Hamam, Nazır Hamamı, Paşa Hamamı, Mevlevihane Hamamı, kale dışında Çavuş Hamamı, Balı Bey Hamamı ve Şeyh Hamamı, bunlardan başka 11 saray hamamları vardır.
Bu şehrin içinde ve dışında (—) handır. Evvelâ kale içinde gümrük dibinde Bezir Ham, Kapan Hanı, Durveli Hanı, Pirinç Ham, Murad Paşa Hanı, Çavuş Hanı, Urum Ali Hanı, Serçe-i Nebî Hanı büyük odalardır, kaleden dışarı varoşta Dizdar Cafer Ağa Hanı ve çarşı pazar içinde toplam 600 dükkândır, ama bedesten taşra varoştadır.
Bu kalenin kuzey tarafında olan büyük varoş 20 mahalledir. 16 mahallesi Müslüman ve dördü Rum keferesi mahallesidir. Ama keferesi asla Rumca bilmezler. Bozuk Türkçeyle konuşurlar.
Tamamı kârgir ve geniş (—) 190 hanelerdir. Hepsi mamur ve süslü, bağlı bahçeli geniş evlerdir.
Tamamı 500 dükkândır. Dört kapılı kubbe bina bir İskender Seddi sağlam varoştur.
Ve 200'den fazla çeşmeleri var. Bütün suyu Düden Nehri'nden gelir. Düden Nehri bu şehrin yıldız ile doğu arasında donanma dedikleri yollardan gelir, ta Düden dağlarından doğup bu şehre gelince birkaç kol olmuştur. Bir kolunu eski padişahlar yalçın kayaları ve sarp yolları kesip Antalya Kalesi'ne getirmişler. Birkaç kolu da Manavgat nahiyesine giderken taş köprülerle geçilip o mahalde denize karışır. Bir kolu da Antalya yakınında kayalar arasında kaybolup Antalya Kalesi'nin limanı kenarlarında deniz kıyısında büyük kaynaklar vardır ve bazı kaynakları iskele başında deniz içinde kaynayıp çıkar. Eski padişahlar ovada kaybolan sulara saman ve kömür döküp bu liman kaynaklarından çıktığını görmüşlerdir.
Bu Antalya'nm tüm suyu lezzetli değildir. Aktığı yollarda buz hâsıl olur, -yani alçı gibi donar ve suyollarını kapar. Ve her sene yollarını temizlerler. Kısacası mamur ve şenlikli şehirdir. Ama suyu ve havası kıyı olmakla ağırdır. Onun için her sene Istınaz Yaylası'na çıkarlar.
Limanı yapma limandır, ancak 200 parça gemi alır. Sekiz rüzgârdan emindir, iyi yataktır, zira kapılı limandır. Ağzında 2 büyük kulesi vardır ki kirpi gibi topları dört tarafı korutur. Ancak liman içinde her rüzgârın kasırga ve sağanağı eksik değildir. O yüzden bütün gemileri demir atıp koltuk palamarların hepsini limanın dört tarafındaki minare boyu olan kayalara ve kale kulelerine bağlarlar, bütün halk altından geçerler. Hoş limandır, ağzı keşişleme tarafına bakar.
Gayet sıcak havası vardır. O yüzden bütün halkının yüz renkleri sarıya meyillidir ve sıtma hastalığı gayet çoktur. Ama bütün dertlerine deva, zehir kesici olan limonu fârûk-ı azamdır. Safra ve balgamı parça parça edip bütün hastalıkları yok eder.
Yiyecekleri ve içeceklerinden turunç, kebbat, hurma, zeytin, inciri, şeker kamışı ve narı cihanı tutmuştur.
Üç tarafı İrem Bağı gibi bağ bahçelerdir. Bu bahçelerden görmeye değer Tekeli Paşa Bahçesi, kalenin kıble tarafından hendek kenarında hurma ve servi ağaçları sıra sıra süslenmiştir. Limon, turunç ve diğer meyve ağaçları, havuz ve selsebillerle inşa olunmuş bir koyahtır.
Bu şehrin halkı bütün baba-yı âlem Anadolu halkı gibi Türkçe konuşurlar. Hepsi çuka esvaplar giyip kendi ticaretlerine bakar zengin bezirgânlardır. Taze yiğitleri Cezayir levendi esvabı giyip kâr ederler. Kadınları çuka ferace giyip başlarına sivri takkeler üzere beyaz çarşaf bürünürler. Bütün halkı dürüst ve garip dostlarıdır.
Ayrıca Bakınız
- Berdaşiş (Bradaşeş)
- Emir Sultan Ziyaretgahı
- Üçbaş
- Kırımi Mescidi (Kemal Paşa Camii)
- Belkıscık (Kyzikos) (Belkıs)
- Emir Buhari Tekkesi
- Mine (Mina)
- Batiçna (Batočina)
- Gerger
- Meyyitzade Ziyaretgahı
- Şeyh Alaeddin Ziyaretgahı
- Kastal (Duba)
- Şeyh Gazanfer Efendi Ziyaretgahı
- Süleyman Paşa Ziyaretgahı
- Fener (Andritsaina-Krestena)
- Haddise (Hadise)
- Sinan Efendi Camii (Sinan Cami)
- Ali Paşa (Alipaşa) Cami
- Maan (Hamat)
- Uzun Kemerler