Kastal (Duba)
Kastal (Duba) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Arapçada (—) (—) demektir. Semle sahili ve Kifâfî menzili de derler. Mekke yakınında Râbia Eşmesi'nden beri Süveyş Denizi kayıp idi, bu menzilde belli oldu. Merzûk-ı Kifâfî hazretleri deniz kıyısına nazır bir kaya üzere inşa olunmuş bir kubbe içinde yatmaktadır. Merzûk-ı Kifâfî o zattır ki Sultan I. Selim İstanbul'da iken bunlar Ebussuud-ı Cârihî ile Mısır'dan,
"Yâ Selim! Yâ Selim! Gel, Mısır'a otur" diye seslenendir. Sultan I. Selim sesleri duyup bildi ki kutbü'l-aktâb sesidir, derhâl atının yularını Mısır üzere çekti. İnşaallah mahallinde yazılır.
Bu Kastal menzili, deniz kıyısında bir kumsal yerde yaban hurmalı ve suyu zehir gibi kumlu yerdir. Bu kuyu sularından her kim hayvanına su verirse ciğerini dışarı çıkarıp fanus gibi yapar. Gayet müshildir. Ama ârif olan bu mahalde su vermezse akıllıca hareket eder. Mekke yolunda deve ve katır 2 gün su içmese dert değildir.
Bu mahalde bütün hacılar deniz kıyısında çadır ve obalarını kurup denizde yüzerler, ancak çok durmamak gerektir. Zira deniz suyu insanın avret yerlerine zarar verir. Ama gözü parlatıp görme gücünü artırır. Gayet tuzlu denizdir. Bunda olan balıklar başka bir denizde olmaz, gayet lezzetli balıkları vardır. Bütün hacılar ağlarla ve oltalar ile avlayıp "Balığı kafasıyla birlikte yedim" dediler ve balığı dibine dek yediler.
Bu yerin üç tarafında şenlikli Arap köyleri vardır. Bütün mallarını ve tatlı sularını develer ile getirip hacıları ve hayvanlarını sularlar. O kabilenin bütün develeri ve koyunları bu derya kenarına gelip bu derya suyu ile yıkarlar. Hayvanda olan sakırka, yani kene zehir gibi suyun etkisinden düşüp deniz kıyısına konan hacılara üşüşürler. Kurtulmak mümkün değildir, ama deniz kıyısına biraz açıkta konaklanırsa hoş olur.
Deniz kıyısında konaklamanın bir kötülüğü de odur ki etraf Arap haramileri ve ordu hırsızları denizden yüzerek gelip çadıra girip bir şey çalarlar, sakınmak lazımdır. Haberdar olunca harami kendini denize atıp kurtulur. Mısır'dan Ezlem askeriyle o kadar dinç hırsızlar gelir ki gece gündüz yorgun argın, güçsüz mecalsiz hacılar içine hırsızlar girip sabah akşam feryat kopar. Sürmeden gözü çalıp sürme yerinde sürüne kalır. Gayet dikkat etmek lâzımdır, zira bütün hırsızlar, hâkimler ile ortaktırlar. O yüzden deveyi havuduyla loru kuşu gibi yutarlar.
Ayrıca Bakınız
- Zeyt-i Har Dağı
- Mevlevihane Hamamı
- Karaca Ahmed Sultan Tekkesi
- Kalimun (Elvah-ı Kebir) (El-Qalamun)
- Şimek (Sümeg)
- Şeyh Hazret-i Pir İlyas-ı Amasyavi Ziyaretgahı
- Kilidü'l-bahreyn Rumeli Hisarı (Rum-ı Burceyn) (Kilitbahir)
- Pasinler Ilıcası
- Şumuhzat (Sumukhrat)
- Peçin (Beçin)
- Yalnız Göz Köprüsü
- Sarrachanebaşı Hamamı
- Şeyh Ali Mest Ziyaretgahı
- Tomtom Mahallesi Tekkesi
- Çaybaşı (İvazpaşa) Cami
- Lari Camii
- Fileoğlu (Ot Pazarı) Cami
- Şeyh Ivaz Türbesi
- Sokullu Mehmed Paşa Medresesi
- İsfun (Asfun Al Matanah)