Kalmık kavmi
Kalmık kavmi hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Gerçekten de hırpani, melun, çapulcu, haşerat bir alay pis kavimdirler. Bu taifeye Kalmak, Kamlık, Kılmak, Kılmah ve Kılmağ, bütün tarihçiler bunlara Benî Asfer kavmi derler. Hatta Hazret-i Ali cifrî kelâmında "Ey Rey ve Sol’at halkı! Kendinizi bu küçük gözlü insanlardan koruyunuz" buyurmuşlar.
Hatta Cifr-i Cami’de de bu Kalmık hakkında çok şey yazmışlar, yani "Yâ bilâde'r-Rey ve's-Sol'ât'tan kastedilen "Ey Rey Vilâyeti halkı ve ey Sol'ât Kırım halkı, siz sakının küçük gözlü adamdan ki kendi nefisleri kabilesindendir, onlardan korkun" buyurmuşlar.
Resulullah sallallâhu aleyhi vesellem dedi ki: "Allah'ın doğuda Türk isminde bir takım askerleri vardır ki içinizden başıbozuk isyankârların intikamını onlarla alır; siz merhamet edersiniz ama onlar etmez. Bu zamana eriştiğiniz zaman kıyameti bekleyiniz" hadisi için bütün tefsirci ve hadisçiler ve Tatar bilginleri bu Kalmık hakkındadır, demişler.
Hatta bu Kalmık kavmi 20 sene önce bu Heyhat Ovası'nda varlıkları yoktu. Bütün Nogay kavminin 140 adet kabileleri Heyhat'ta konup göçüp tüm elde edilen say yağlarını Taman Adası'na getirip satarlardı. İstanbul'da say yağının bir okkası 5 akçeye idi, ama bu Kalmık Heyhat'a ayak basalı Nogay kavmi dağılıp say yağı pahalandı.
Sözün kısası bu Kalmık kavmi melun taifedir ki bütün kavimler bunlardan korkarlar. Hatta Moskov kralı gibi cihangir olmaya yakın bir kral bu Kalmık'tan korkup her sene hediyeler verip kardaş olmuşlardır, ama yine Moskov Vilâyeti'ni vurmadan geri durmazlar.
…
Kalmık kavminin görünüşü
Bu vadilerde tuz madeni olmamak ile gözleri gayet küçüktür, ama baktığında batıdan doğuyu seçer. Sanki gözleri dürbün aynasıdır, ama 5-10 adım yerden bakan adam Kalmık'ın gözleri mıh gibi yoktur zanneder. Anadan doğdukları zaman bazısının gözleri köpek yavrusu gibi bir haftada açılır. Bazısının gözleri açılmayıp ustura ile gözlerin yarıp açarlar ve biraz tuz sürerler.
Bu kavmin başları Adana şehri kabağı kadar büyüktür. Her Kalmık'ın elleri ne kadar ise kulakları da o kadar büyüktür.
Gözleri asla görünmez, kör sanırsın, ama geceleyin ipliği iğneye geçirir. Ta bu derece görüşleri kuvvetlidir. Erkeklerinin kaşları ve kirpikleri yoktur.
Yüzleri tabak gibi yassıdır ve boyunları gayet kısadır. Başları hemen omuzlarına bitişiktir, ama boyunları kurt boynu gibi kalındır. İki tarafa bakayım dese gövdesiyle dönüp bakar. Artlarına hiçbir yolla bakamaz, zira boyunları yoktur.
Hepsinin omuzları gayet enlidir ki birer adam rahatlıkla oturur geniş omuzları ve domuzları vardır.
Gövdeleri kasıklarına kadar yekpare kaim sepet gibi kısa boylu, butları ve ayakları uzundur, ama incik kemikleri içeri eğridir. Atlara bindikleri zaman eğri ayakları atının karnını kucaklar.
Boyları posları kısa ve bodurdurlar. Yayan yürümeye asla dermanları yoktur. Ama parmakları çınar gibi olup pazuları kısa ve kalındır. Pençelerini hiçbir adam çeviremez.
Ve dahi vücutlarında asla kıl olmayıp sakalları da gayet köselerdir ki 40-50 kadar sakal kılları var.
Dişleri, deve dişi gibi iri azılan var. Asla diş ağrısı nedir bilmezler, inci gibi dizilmiş dişleri var.
Bütün ömürleri boyunca sıcak yemek yemezler ve vücutları gayet tıknaz semizlerdir.
Hepsinin esvapları yedikleri hayvanların derilerindendir, ama üstleri başlan öyle murdar, pis, kötü kokulu ve çirkin kokar ki insanı sarhoş eder, böyle bir çirkin kokuları vardır. Onun için bunlarda pire ve kehle olmaz, zira kehle nazik tabiattır, pak yeri sever ve cüzam vücudu sevmez. [176b] Ve cüzam ve miskin adamda kehle olmaz. Olmamak ve çok olmak da kötüdür.
7. kitap 2. cilt sayfa 719
Ayrıca Bakınız
- Azak
- Geyikli Baba Sultan Ziyaretgahı
- Salihiyye (As Salhiyyah)
- Çaybaşı (Gülgün Hatun) Hamamı
- Zahrü'l-hımar (Hakl)
- Ulu Camii
- Tepedelen
- Çavdar
- Musa Kadı (Namazgah) Hamamı
- Vüş (El Vecih)
- Karapınar (Mavropigi)
- Hazret-i Melik Gazi Ziyaretgahı
- Şeyh Hazret-i Sariyetü'l-Cebel Ziyaretgahı
- Hacı Mustafa (Hacı Mahmut) Camii
- Süğlün Muslu Sultan Sarayı
- Koca Mehmed Paşa Hamamı
- Akra
- Mit el-İz (Kafr Mit El-Ezz)
- Şeyh Baba Yusuf Ziyaretgahı
- Reis-i Tuğra