Zahrü'l-hımar (Hakl)
Zahrü'l-hımar (Hakl) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Arapçada Eşek Sırtı demektir. Gerçekten bir kumsal sırt üzerinde nice bin hurma ağaçları içinde 40-50 haneli bir Arap köyüdür. Ve kuyuları acıdır, ama yine hayvana faydalıdır. Mısırlı Kâbe'ye giderken burada konarlarmış. Bu mahalde biraz dinlenip yükler çözülmeden kalkıp giderken deniz kıyısına gelip mutadımız her gün batıya gitmek idi. Bu kere deniz engel olup bir körfez kıyısıyla doğuya doğru gitmek gerekti. Deniz kıyısı ile sarp taşlık yalçın kayalar dibiyle kâh bütün hayvanlar deniz içinde yürüyerek tüm hayvanlar ve insanlar canlarından usandılar ve iki konak yer olduğundan dermansız kaldılar.
Doğuya doğru tam bir menzil acele ile gidip öğle molası oldu. İki günden sonra varacağımız yollar bu körfezin karşı tarafında dağları görünürdü. Ama Mısır'ın eski padişahlarından Sultan Ferec ve Sultan Berkuk bu körfez boğazında yedişer sekizer sene çalışıp denizi doldurmuşlar ki Mısır hacıları bu körfezi 6 konak dolaşmada acı ve sıkıntı çekmesinler diye var kuvveti pazıya getirip himmet etmişler. Ama o zamanda işin kolayını bilmezlermiş ve nazenin ömürleri yetmeyip atıl kalmış. Boğazın 2 tarafından biner arşın kadar sığ kumsal yerleri doldurmuşlar. Ortada 100 arşın boyunda ve 10 zirâ derinlikte yer kalmıştır.
Eğer Osmanlı sultanları Mısır vezirlerinden birine ferman edip hakir mübaşir olup bol mühimmatlar ile varsam bu boğazın 2 tarafında olan yalçın kayalara Kandiye Kalesi lağımları gibi üçer dörder hazineli lağımlar eyler, deryadan tarafını gayet sağlam bağlayıp kara taraflarını zayıf edip ateş edince bütün dağı ve taşı 2 taraftan denize döker idim. Asla develerle dert çekerek taş taşımaya hacet yoktu. Ama geçmişte bu lağım ilmini iyi bilmezlerdi. Bu ustalık Osmanlı ile Venedik'e mahsus bir ilimdir.
Eğer bu körfezin boğazı Zahrü'l-hımar Burnu'na kadar dolsa gelişte ve gidişte Mısır hacıları altışar konak yakın olup meşhur olan belâlı Akabe geçidine uğramayıp ve Akabe Kalesi'ne de uğramazlar. Doğru Zahrü'l-hımar Burnu'na gelirler. Orada da konulmayıp dokuz saatte Şeref-i Benî Atiyye'de konulurdu. Bu minval üzere 13 konak Mekke yolu Mısırlıya yakın olup Medine-i münevverede 2 gün oturmaktan 12 gün Şamlı gibi oturmak mümkün idi ve Akabe konağı yakıcı azabından kurtulmak mümkün olurdu. Allahü Taâlâ bu büyük hayrı Osmanlı'ya nasip ede, âmin yâ Muîn.
Ayrıca Bakınız
- Piğa (Stavropigio)
- Mevlana Kınalızade Ali Çelebi Ziyaretgahı
- Şeyh İsmail Çelebi Ziyaretgahı
- Tuşile (Tušila)
- Çirkona (Cerkovinë)
- Hınıs
- Sarıyer Hamamı
- Şureger (Akyaka)
- Süleyman Han Hastahanesi
- Büyük (Ulu) Cami
- Konya
- Nazır (---) Ağa Camii (Kurshum Mosque)
- Fethiye Cami
- Sultan Kalavan Camii (Al-Nasser Mohammed Ibn Kalawoun)
- Dobniçse (Kozarska Dubica)
- Mit İşni (Mit Ashna)
- Hakim Bi-emrillah (El-Hakim) Camii
- Derbend (Kızderbent)
- Camii
- Demirtas Baba Camii