Ahmed Han (Sultan Ahmet) Camii - Evliya Çelebi Seyahatname
Google Yol Tarifi Yandex Yol Tarifi Apple Yol Tarifi

Ahmed Han (Sultan Ahmet) Camii

Ahmed Han (Sultan Ahmet) Camii hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:

İstanbul kenti içinde selatin camilerinden biridir. Ayasofya yakınında Atmeydanı adlı bölgede yüksek bir yerde, kıblesi Çatladıkapı tarafında denize bakan geniş yerde yeni bir camidir ki sanki delinmemiş eşsiz bir incidir.

Merhum Sultan Ahmed bu camiin yapıldığı arsa üzerinde beş adet vezir sarayını malıyla alıp hepsini temelinden yıkınca sahra gibi geniş bir alan açılmıştır. Bütün mühendis ve mimarların en ustaları toplanmış ve temel kazımına Üsküdari Mahmud Efendi'nin ve üstadımız Evliya'nın duaları ile başlanmıştır. İlk Sultan Ahmed Han eteğine toprak doldurup,

"Ya Rabbi Ahmed kulunun hizmetidir kabul-ı dergah eyle" diye ırgatlar ile beraber temelden toprak taşımıştır.

Evliya Efendi temel imamı, Mahmud Efendi temel şeyhi, Kara Sümbül Ali Efendi temel kadısı, Kalender Paşa temel mutemedi ve Kemankeş Ali Paşa temel nazırı oldu. Üçüncü senede kubbeye başlandı.

Ahmed Han Camii'nin özellikleri: Dört ayak mermer üzere gökyüzüne [60a] yetmiş arşın uzanmış yüksek, yuvarlak bir kubbedir. Bu kubbenin dört bir tarafında yarım kubbeler ile süslenmiş aydınlık bir camidir. Ayasofya ve Süleymaniye gibi içinde büyük sütunlar yoktur. Büyük kubbe dört adet el yapımı çizgi çizgi süslü ayaklar üzere oturmuş bukalemun nakşı bir kubbedir. Bu- camiin üç tarafı çevresinde incecik sütunlar üzerinde fır dolayı cemaat tabakalarıdır. Ondan yukarısı ta kubbeye kadar üç kat kandillerle donatılacak demir kafes kenarlı tabakalardır.

İnce bir sütun üzerinde bir müezzin mahfili ve süslü bir sütun üzerinde bir hünkar mahfili vardır ki sanki bu iki mahfil cennet mahfilleridir. Bu mahfillerin ve yan sofa maksurelerinin altında çeşitli direkler ile süslenmiş gönül açan bir cami ve bir mermerden örülü bir minberi var ki sanki yüksek bir kürsüdür.

Mermer ustası minbere öyle tarak vurup nakş etmiş ki sanki Mani nakşıdır. Peygamberin makamı olan minber üzerine tacı: altınlı ve yaldızlı bir Kiyaniyan tacıdır. Zirvesinde altın alemi, mina alemidir. Ahmed Han minberinin tarihi:

Kultü t temme temme bi'l-hayrat fi tarihihi. Sene 1026 [1617]

Minberü 's-Sultan Ahmed Rabbi ekmil birrehu.

Mihrabının övülmesinde dil sessiz kalır. Mihrap üzerine (---) (---) yazılmıştır. İki tarafında birer adam boyu kadar şamdanlar üzerinde yirmişer kantar beyaz kafurlu mumlar ve çırağdan buhurdanlar ile süslenmiş bir camidir.

Mihrabın sol tarafındaki pencere arasında dört köşe renkli bir kaya parçası var ki Allah kudret eliyle yaratıp kudretini göstermiş seyre değer bir kayadır. Bütün pencereler öyle süslenmiştir ki bütün kanatları sedef işi murakka kapaklardır. Kat kat, rengarenk billur, necef ve moran camlardır, gerideki iki adet ayaklarda Süleymaniye'deki gibi çeşmeler vardır. Cemaat burada abdestini tazeleyip, suyunu içerler.

Bu camiin beş kapısı vardır. Sağ taraftaki köşede hatib kapısı, sol tarafta hünkar mahfili altında imam kapısı ve iki yan kapıları da hepsi sedef işlemeli büyük kapılardır. Bu dört adet kapılardan camie (---) basamak taş merdiven ile çıkılır. Ancak beşinci büyük kapı kıble kapısıdır ki hepsinden yüksek ve süslü, bukalemun gibi renk renk ibret verici bir kapıdır.

Bu cami içinde olan çeşit çeşit süslü avizeler başka bir camide yoktur. İşten anlayan mücevherciler, "Bu camiin avizeleri yüz Mısır hazinesi değer" diye değer biçmişlerdir, çünkü merhum Ahmed Han, şanı yüce bir padişah, anlayış sahibi ve değerbilir bir çelebi olduğundan yüce atalarından bu yana ne kadar kıymetli görkemli mücevher cinsinden hediyeler varsa camie avize yaptırdı. Bütün devletlerden armağan gelip ve bütün bölgelerin kadirbilir insanları güzel eşyalar satın alıp getirdiklerinde bu camii süslemişlerdir. Hatta hünkar mahfili üzere Habeş veziri Cafer Paşa, altı adet zümrüt kandili hediye göndermiştir. Bir mühr-i Süleyman üzere altısını da mücevher altın zincirler ile süslemişlerdir. Her bir kandil altışar okka (1 okka 1283 gr) gelir birer yuvarlak kase kadar vardır ve her birinde mücevher altın ayaklar ile kuyumcu işi ile minelenmiş yeşil renkli kandildir. İşten anlayanlar, her biri birer Rum vergisi değer diye tahmin etmişlerdir.

Buna benzer nice değerli eşsiz askılar ile süslenip bezenmiş cennet maksurelerine güzel biçimli, değer biçilmez bir camidir ki övgüsünde bütün iltifatlar aciz kalır.

Bu camiin mihrap tarafında olan altın süslemeli ve sedef işi rahleler üzerinde olan yüzlerce Kur' an-ı Kerimlere İslam ülkelerinde hiçbir padişah sahip olmamış ve başka bir camide yoktur ki her biri birer ülkenin padişahlarından ve vezirlerinden armağan gelip bu camie konmuştur.

Padişah tuğrasıyla mühürlenmiş ve mütevelliye teslim edilmiş 9.000 adet ciltli kitaplar var ki her biri birer kralda ve şeyhülislamlarda yoktur.

Bu camiin mihrabı önünde cennet bahçelerine benzer bir bahçesi var ki içinde olan bülbüllerin güzel seslerini dostlar duyunca [60b] ölü canlar canlanıp ruha gıda olur. Bütün meyve ağaçları, çiçekler ve güzel kokulu otlar burada yetiştiğinden cami içinde olan cemaatin dimağları hoş kokularla kokulanır. Başka bahçıvanı ve bakıcıları vardır.

Bu camiin uzunluğu ve genişliği (---) ayaktır. Hemen Şehzade Camii büyüklüğünde ve onun planında hazırlanıp temeli atılmıştır. Ancak bunda olan şirin işçilik bir ülkenin camilerinde yoktur.

Bu camiin kıble kapısı üzere tarihi:

Göricek bu camii dedim anın tarihini
Eyledin bu dehr içinde Hak bu kim ali-nişan

Hangi kapı üzerinde olduğunu bilmiyorum.

Avlusu da dört köşe beyaz ham mermer ile döşenmiş bir alandır. Dört tarafındaki yan safaları üzerinde çeşitli direkler üstünde rengarenk odalar ile süslenmiş kemerler vardır. Bunların üstünde ise lacivert kubbeler vardır. Harem etrafında hepsi tunç kafesli pencereler vardır. Bunların üstünde ise camlar vardır.

Bu avlunun ta ortasında büyük bir köşk gibi bir havuzlu şadırvanı var. Fıskiyelerinden tatlı suları akar, isteyen içip yangınlıklarını giderirler. Dört tarafı kafesli olduğundan bu havuzdan abdest alınmaz. Üstü bir kubbe ile örtülüdür.

Bu haremin uzunluğu ve genişliği (---) ayaktır.

Üç adet büyük kapısı vardır. Sol kapısı üzerinde tarihi (---).

Sağ yan kapı üzerinde tarihi ( ---).

Harem kıble kapısı üzerinde tarihi (---).

Bu haremin kıble kapısının benzeri, yüce Tanrı hakkıyçün bir ülkede yok, altın gibi bir pirinç kapıdır, boyu 12 arşındır.

Kuyumcu ustası, ustalığını ve hünerini göstermek için öyle bir mutluluk kapısı yapmış ki sanki parlak Kabe kapısıdır. Buna imanla bakanlar şaşkınlık içinde kalırlar. Pirinç madeninden levhalar üzerine ince ince kalemkar nakışlarıyla kuyumcu nakışları içine, turunca ve yazıt ve mutahheller içine saf gümüş ile güller ortasında savatkari minalar ile ve bazı değerli taşlar ile süslenmiş ve gümüş halka ve gümüş menteşeler ve gümüş kilitler ile süslenmiş bir eşsiz kapıdır.

Bazı kimseler bu kapı için "Estergon'da Kızılelma Kilisesi'nden gelmiştir" derler ancak yanlıştır.

O kapı hatırı için Avusturyalılar Estergon'u 1013 [1604-05] tarihinde alıp, bu kapıyı yerinden kopartıp şimdi Beç Kalesi içinde kalan İstifani Kilisesi'ne Meryem Ana kapısı yapmıştır. Ancak bu Ahmed Han Camii'nin anılan harem kapısı merhum ve Allah'ın affına eresi babam Derviş Mehmed Zılli kuyumcubaşı iken bu kutlu kapıyı yapmıştır. Yukarısındaki iki parça yazıt içinde bulunan hatlarda ketebesiyle yazılıdır, vesselam.

Bu avlunun üç kapısından da dışarıdaki büyük avluya mermer merdiven ile inilir. Bu avlunun pencerelerinden dışarı üç tarafta yan dehlizleri vardır. İki tarafında ince direkcikler üzerinde sütuhlar (duvarlar) vardır. Camiin cemaati kalabalık olduğunda bu yan dehlizlerinde de ibadet olunur. Gece gündüz Hind ve Özbek fukaraları ile dolu yerlerdir. Bu sofaların altında çeşmeler vardır ki bütün cemaat onlardan abdest alırlar.

Bu camiin minarelerinin tanımı: Altı adet göklere baş uzatmış yüce minareleri vardır. Ahmed Han, sultanların on altıncısı olduğundan ve on altıncı padişah tarafından yaptırıldığından ona belirti olması için altı minaresi on altı şerefelidir. Mihrap duvarının sağ ve sol köşesinde iki minare ve harem kapısının kuzey ve güneyindeki iki minare de üçer şerefeli minarelerdir ki, dördü on iki şerefe eder.

Külahları ve yirmişer arşın uzun alemleri tamamen saf altın ile kaplanmış yüksek minarelerdir ki, külahlarının ve alemlerinin parıltısından insanın gözleri kamaşır. Haremin gerisindeki [61a] köşelerindeki iki minare alçaktır. Bu minareler ikişer şerefeli olup külahları saf kurşun ile kaplanmıştır. Bu hesaba göre altı minare on altı şerefedir. Kutsal gecelerde 12.000 kandil ile bu minareler donatılınca güya her biri nurdan birer servi gibi ışıldar ve ışık verir.

Bu camiin bütün kubbeleri baştan aşağı saf kurşun ile kaplıdır ve 750 adet hademeleri vardır, çünkü vakıfları güçlüdür. Galata bölgesinin bütün haracı ve vakıfları da Sultan Ahmed Han'ındır.

Bu camiin dış avlusu da beyaz kum ile döşenmiş ve çeşit çeşit meyve ağaçlarıyla süslenmiş geniş bir avludur. Dört tarafında sekiz kapısı vardır. Kuzey· tarafında medrese kapısı, o tarafta Sultan Ahmed Han'ın nurlu türbesi vardır ve Atmeydanı tarafında üç kapısı vardır. O tarafı Atmeydanı'na bakan pencereler ile donatılmıştır. Bütün kapılar baştan başa kale kapısı gibi demirdendir.

Dışarısı Atmeydanı'dır ki bir başından bir başına geniş hipodromdur. Bu meydanın güney tarafında imaret, aşevi, hastahane ve sebil vardır. Ancak Sultan Ahmed Han bu camiin dış avlusunu ve türbe ve medresesini tamamlayamadan vefat etmiş ve yerine Mustafa Han tahta çıkmıştır.

Tarih:

Kaldı Ahmed'in yerinde Sultan Mustafa. Sene 1026 [1617]

Ayrıca Bakınız

Nedir

Hakkında Tanımı

Ansiklopedi

Maddesi

Gezdiği Yer

Kısaca Bilgi

Yayınlanma: Güncellenme: 06.04.2024

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.