Betis (Markab) Kalesi
Betis (Markab) Kalesi hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Yolun sol tarafında eski yapı bir kaledir. Henüz usta elinden kurtulmuş sanılır. Türkmen kabilesi bu mahallere düzlüğe indiğinde bu kalede oturup bahar vaktinde boş kalır.
Bu ovalar tüm Türkmen otlağıdır. Yaz kış otları eksik değildir. Gayet mahsullü düzlük yerlerdir. Bu şenlikli ovayı (—) (—) tarihinde İspanya keferesi elinden iki sene kuşatma ve şiddetli savaşlarla Melik Tahir fethetmiştir. Trablusşam paşasının hâssıdır ve subaşılıktır. Ve yüz (—) (—) kadıya 3 kese hâsıl olur.
Kalesi tam 1 saatte çıkılır bulutlara baş uzatmış bir yalçın kaya üzerinde bir kara taşlı bir kara kaya üzerinde bir kara belâ, sağlam, dayanıklı, İskender Şeddi gibi kaledir. Büyüklüğü (—) bin adımdır ve 40 kuledir.
Batı tarafında kesme kaya hendeği var. Diğer tarafları Allah'a sığınırız cehennem çukuru ve Kudret eli hendeğidir. Ancak güneye bakar bir kapısı var, bu hendek üzerinde kemer köprü ile geçilir. (—) (—) Han oğlu asi olunca,
"Bre medet! Markab Kalesi boştur, ona kapanmasın" diye önceki tarih ile Bektaş Ağa'yı Asitane'den 10 oda yeniçeri ile ve 7 sancak asker ile bu Markab Kalesi'ni muhafaza ettiler.
Böyle bir Yecüc Seddi'dir. Hâlâ içinde kiliseden çevrilmiş bir camii var, onda bir gece teravih kılmak nasip oldu.
Ve 17 adet Müslüman haneleri var. Ve küçük büyük 60 adet su sarnıçları var. Yağmurdan toplanır.
Ve bu kale iki kattır. Ve asla gökyüzünden başka havalesi yoktur. Baştan başa duvarlarının boyu 40 arşın yüksektir. Ve yirmişer ve otuzar ayak enli rıhtım dolma temeldir.
Bu kalenin kıblesi köşesinde üç kat iç kalesi öyle sarp ve dayanıklıdır her taşı Mahmudî fili gövdesi kadardır. Tanrı hakkı akıl almaz ki zayıf insanın işi ola. Kısacası insanın yapacağı şey değildir.
Bu iç kalenin altı baştan başa kemer kemer zir-i zeminlerdir. Ancak iç el olmakla dizdarı ve neferi içinde oturan maaşsız kimselerdir. Ama vergilerini eksilterek alırlar. Onun için bu kaleyi muhafaza edip her gece kapılarını kapatırlar.
Bu kaleyi Melik Tâhir fethettikten sonra çok lüzumludur diye kuzey tarafına büyük bir kale daha yapmış, sanki Elburz Dağı'dır. Eski zamanda mimarî ilminde çok büyük ustalar varmış. Bu kule kaleye bir güzellik vermiş. İri yazıyla tarihleri var, ama zamanla yazıları bozulup hayli yüksek olduğundan uzaktan dürbünle baktım, yine çıkaramadığımdan yazmadım.
Bu kalenin doğusu tarafında 3 bin adım yaya yürüyünce bir varoşu vardır. Eski zamanda mamur ve şenlikli bir şehir imiş. Hâlâ nice bin yapı kalıntıları vardır. Şu an mamur olan 500 kadar Müslüman haneleridir ve tamamen dut bahçeliği içinde bir havadar köydür. 2 camii var, başka şey yoktur.
Bu varoşun karşısında bir hayli yüksek sivri tepe üzerinde, Rical-i Erbain ziyareti.
Ondan aşağı bir dere içinde ılıca kubbesi gibi bir hamamı var, kudret hamamıdır.
Ayrıca Bakınız
- Rakkas Sinan Bey Camii
- Zaviye (Zawyat Razin)
- Sosora (Curculeovca)
- Altın (Altun Alem) Câmii
- Sıra (Siros)
- Nazilli
- Şeyh Hazret-i Pir Dede Ziyaretgahı
- Yavedud Sultan Ziyaretgahı
- Tovoçin (Teočin)
- Çömlekçiler Hamamı
- Hacı Hürrem Camii (Bor Dzamija)
- Tuti Medresesi
- Bender-abad (Bender)
- İbrahim Bey Medresesi (İmaret Cami)
- Hattin (Kfar Hittim)
- Hacıköy (Gümüşhacıköy)
- Ömer Paşa Medresesi
- Hacı Mustafa (Kurşunlu) Cami
- Haki Baba Sultan Ziyaretgahı
- Körünüş Sarayı