Uyvar (Nové Zámky) - Evliya Çelebi Seyahatname
Google Yol Tarifi Yandex Yol Tarifi Apple Yol Tarifi

Uyvar (Nové Zámky)

Uyvar (Nové Zámky) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:

Bu kalenin taşra hendek kenarmca büyüklüğü tam 6.000 adımdır. Hendeği 50 adım enlidir ve gayyâ kuyusu gibi derin olup Nitre Nehri suyu ile ağzına kadar doludur ki içinde gemiler gezse mümkündür. Çeşit çeşit balıkları hendek içinde yüzerler, balıkları avlayacak kayıkları vardır.

Toplam 2 kapısı var ve kapılar önünde insanların geçmesi için çok büyük köprüleri var, ama ağaçtandır. Daha önce kâfirler yıkmıştı, biz Alman diyarı gazasına gittiğimizde Budin Veziri Hüseyin Paşa 2 sağlam köprü inşa etmiş ki anlatılmaz. Hatta bu köprülerin iki yerinden zemberekli demir zincirleri var ki her gece hizmetçiler bu köprüleri dolaplarla kaldırıp kalenin demir kapıları önlerine siper ederler.

Bu kapılardan birine Beç Kapısı derler ki batı tarafa bakmaktadır, diğerine Komaran Kapısı derler, doğu taraftan kıbleye doğru eğimli açıktır. Bu Komaran Kapısından tâ Beç Kapısı'na kadar büyük bir caddedir ki Beç Kapısı görünür, bu kapudan da Komaran Kapısı görünür. Ama Beç Kapısı'nın yanında bir küçücük kapıcık daha vardır, ondan hendeğe inilip su alınır.

Bu kalenin tüm duvarları baştan başa şeddadi tuğla yapıdır, asla taştan eser yoktur, duvarının kalınlığı tam 50 adım enlidir ve dört tarafı dağlar gibi toprak yığılıdır.

Kısacası hemen bir büyük dağın ortasını delip erenlerin himmeti ile oyup bir kale etmişler. Hele insanoğlunun yapacağı iş değil, bir kaledir ki duvarı üstünden büyüklüğü fırdolayı 10.000 adımdır. Zira duvar üzerinde tabyadan tabyaya eğri büğrü yürünmek ile 10.000 adımda kaleyi dolaştım, ama taşra hendek kenarıyla doğru doğruya 6.000 adımdır.

Bu duvarların altı fırdolayı sokak sokak yollardır ve üzerleri dağlar gibi yığılı topraktır. Onun için bu kaleye lağım kâr etmedi. Bu kale içi tümden sadranç nakşı tarh olunup uzunluğuna ve genişliğine 20 adet sokaklardır ki eğri büğrü yollar değillerdir. Herhangi taraf sokak başından bakılsa kale duvarları görünür.

Bu kale içinde toplam 1.800 adet hane kapıları vardır ve [131a] bütün haneleri iki katlı kârgir yapı, donanımlı ve süslü şindire tahta örtülü geniş saraylar ve gayri evler idi, ama top gülleleri darbından nice haneleri harap oldu.

Bunlardan Fargaçi Sarayı gayet bakımlı ve süslüdür. 70-80 adet odaları, sofa ve divanhaneleri, bir hamamı ve kapısı üzerinde güneş resmi var. Bu sarayın karşısında Nemse kaptanı hanesi var, ama bu da seyre değer ibretlik bir saraydır.

Bu kalede 3 adet mükellef ve sağlam yapı büyük manastırları var. Hepsinden büyüğü ve mükemmeli Macar Kilisesi'dir ki içinde asla heykel şeklinde putları yoktur. Hemen beyaz inci gibi cilâlı beyaz duvarları var ve birkaç yerinde haçları var. Bir mahfil gibi bir köşkünde Davudî erganunu var idi. Sadrazam dinlemek için papaz esirlere bu erganun sazını çaldırıp bu kadar ciğer yakan sazın hüzünlü seslerine insanlar hayrette kaldılar. Sonra bu erganunu, gaziler parça parça ettiler. Daha sonra bu erganunhane köşkünü müezzinlere mahfil ettiler.

Bu kilisenin bir çan kulesi var idi, top güllesiyle biraz yıktılar. Sonra ezan okunması için dört köşe bir minare ettiler.

Bu büyük kiliseyi saadetli padişah için mihrap, minber, kürsü ve mahfiliyle bir Sultan IV. Mehmed Han Camii ettiler ki nur üstüne nur oldu. Kıble kapısından tâ mihraba kadar bu camiin uzunluğu 110 ayaktır ve genişliği tam 80 ayaktır. Mihrabı üzerinde olan "Küllemâ dahale aleyhâ Zekeriyya 'l-mihrâb/Zekeriyya onun yanına, mabede her girdiğinde (yanında bir rızık bulurdu)" (Kur'ân, 3. Âl-i İmrân 37) âyeti ve minber kapısı üzerinde "Lâ ilahe illallah" hatlarını Kuburîzâde Halil Efendi yazdı ve bu hakir Evliyâ mermer taşı üzere kazdı, tezhib, silu ve lâciverd nilgûn ile düzdü.

Bu tarihleri ve nice hatları kazıp yazdığım için sadrazamdan 100 altın ihsan aldım.

Sonra Nemse Kilisesi, Valide Sultan için cami oldu, zira evvelden de bir büyük kilise ve bir eski mabed olduğundan öyle sanatlı ve süslü imiş ki sanki bir sağlam köşk imiş. Bunda olan çeşit çeşit sanatlı avizeler, askılar, bunda olan kıymetli yaldızlı kandiller, bunda olan garip işlemeler, ibret verici bukalemun nakışları, değerli ve güzel tasarruflar ve çeşit çeşit sanatlar var ki övücüler onun övülmesinde âcizlerdir.

Bütün duvarlarının yüzleri mücevher çizgilerle resimlerle bezenmiş, nice bin garip görünüşlü ve acayip putlar ile süslenmiş bir kilise iken tüm putlarını Müslüman gaziler parça parça edip şirk pisliğinden bu kilise temizlenip arınınca aydınlık bir cami olmuştur ki hâlâ bir serhatte benzeri yoktur. Meğer Üstürgon Kalesi'nde Kızılelma Camii ola.

Bu Valide Camii avlusunun çevresinde 50 adet medrese odaları var idi. Halvetî tarikatından Üstürgonî Şeyh Ali Efendi'ye tekke inşa olundu.

Bu camiin kıblesi tarafında direkli İrem bağlarından nişan verir bir geniş bahçesi var, dört köşe bir yüksek çanlık kulesini Bilâlî minare yaptılar. Bu da uzunluğu ve genişliğine hemen Hünkâr Camii gibidir, ama bu cami gayet geniş, süslü ve iç açıcı hoş cami oldu.

Sonra Tot Kilisesi'ni Haseki Sultan Hatun'a cami olmak için alıkodular, ama bütün Müslüman gazilerin peksimet zahirelerine ambar ettiler. Bu da büyük camidir, ancak müzeyyen değildir, zira Tot kavmi, Macar'ın ve Nemse'nin reayaları olmak ile ancak bu kadar kiliseye sahip olmuşlardı. Allah'a hamd olsun bu da Müslümanlara mabet oldu.

Sonra Beç Kapısı'nın iç yüzünde Defterdar Ahmed Paşa Camii, bir büyük sarayın bir uygun tarafını küçük bir cami etti, ama gayet kalabalık cemaatli ibadethane oldu.

Uyvar Kalesi'nin ibret verici sanatlarını bildirir
Evvelâ bu kalenin tâ ortasında büyük bir meydan var, orada bir büyük kârgir yapı kuyusu var, âbıhayattan haber verir suyu var. Bir kimse bu kuyudan su çekmek istese kuyu çevresinde bulunan demir çarklara kovalarını ve kırbalarını asarlar, kovaları anında kuyunun dibine inip hemen çarka basınca bir anda kovalar ile su dışarı çıkar. İnsan asılmadan ve sıkıntı çekmeden zemberekler ile sular çekilir [131b] garip seyirlik kuyudur, ama nice çarkları ve âletleri bozulmuştur.

Bu kuyunun yanında bir darağacı ve bir siyaset yeri var ki Hak Taalâ insanoğlunu öyle işkencehane şerrinden emin ede, diller ile anlatılamaz bir işkence yeridir.

Yine bu meydanda bir yüksek burç kule gibi dört köşe bir saathanesi var ki çanı hamam kubbesi kadar var, sesi tâ Litre Kalesi'nde ve Üstürgon Kalesi'nde duyulur.

Bu saat kulesi dibinde darağacma yakın ümmet-i Muhammed esirlerini koydukları zindanı var. Cenâb-ı Hak kâfir kullarını bile bu dünya zindanından koruya, zira cehennem kuyusundan haber verir bir zindandır. Daha önce bu zindandan çıkarıp kırdığı ümmet-i Muhammed'in vücutlarının tamamı kale toprakları üzere defn etmiş bulundu.

Bu siyaset meydanının çevresinde toplam 200 adet dükkânlar vardır.

Buraya yakın bir ekmekhane işliği var, hepsi 5 adet fırındır, ama bütün ununu eleklere insan koymadan ve insan yapışmadan saat zembereği gibi zemberekler üçer kat eleklerden ince ve beyaz un elenir. Bu da garip sanattır.

Komaran Kapısı'nın iç yüzünde bir gülünç ibretlik un değirmeni vardır, asla ve kata ne at ve ne sığır çevirir. 4 yerde 4 göz değirmendir ki bütün çarkları hamam kubbesi kadar saat şakulası gibi şakulalar tüm değirmenin çarklarını dönderip adam yapışmadan unlar öğünüp üçer dörder kat elekler içine unlar dökülüp yine çarklar hareket ettikçe 3-4 çeşit unlar öğünür. Bu çarkların genellike âletleri demirdir, ama dolapları tamamen ağaçtandır. Bu âletleri bir küçük çocuk çevirse zorlanmadan fırıldak gibi çevirir acayip ve garip sanattır. 

Ayrıca Bakınız

Nedir

Hakkında Tanımı

Ansiklopedi

Maddesi

Gezdiği Yer

Kısaca Bilgi

Yayınlanma: Güncellenme: 06.04.2024

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.