Bükreş
Bükreş hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Macar İrşek tarihine göre ilk yapıcısı, Hazret-i Ömer zamanında gözünün kısas ettirilmesine razı olmayıp kaçan Kureyş kabilesinden Cebel-i Elheme Hazret-i Ömer'den kaçıp Antakya'da Rum kayserine sığınır. O da Cebel-i Elheme'ye Şam-ı Trablus denizi kıyısında sarp taşlık dağları verir. Cebel-i Elheme oraya yerleşip kaleler yaptığından hâlâ o ülkeye Cebel-i Elheme namıyla Cebeliye derler. Hazret-i Ömer Kudüs-i Şerif'i fethedince Cebel-i Elheme Cebeliye'de duramayıp korkusundan çoluk çocuğuyla gemilere binip 17 evlâdıyla Akdeniz deryasından geçip İspanya'ya varırlar. O da Avlonya dağlarında Kuryeleş adlı dağı bunlara vatan verir. Birkaç evlâdı İstanbul'da Ceneviz kralına gelip birine Karadeniz kıyısında Abaza'ya da Abaza dağlarını verir. Çerâkise'ye Çerkez dağlarını verir, Lazka'ya Gönye dağlarını verip Laz kavmi olur. Kureyş adlı kişiyi Tuna kıyılarında yüzdürür. Bu Kureyş gezip dolaşarak amber kokulu temiz topraklı bir zemini beğenip orada yerleşip imar eder.
Bu şehri Ebû Kureyş yaptığından bozulmuş şekliyle Bükreş derler diye âlem tarihçisi olan Macar İrşek ayrıntılarıyla yazmıştır. Erdel Vilâyeti'nde Şeydi Ahmed Paşa ile kışladığımız sene Sibin Kalesi'nde bir Macar esirimiz var id i o tarihi okudu, hakir de öylece yazdım.
…
Yönetimi altında 3.600 adet çiftlikli mamur köyler var ki her biri çarşı pazar ve büyük binalı köylerdir.
Toplam 120 pare şehirleri var ki her birinden hazine elde edilir bender şehirlerdir ki aşağıda mahalleriyle yazılır.
Bu Eflâk Vilâyeti’nde asla kale yoktur. Hepsini Tatar ve Osmanlı harap etmiştir, zira bol verimli vilâyet olduğundan reayası Kârun malına sahip olup şarabın verdiği sarhoşlukla bütün kâfirleri ayaklanıp Tatar ve Osmanlı bunları kıra kıra nice binini de eli kolu bağlı esir edip eli vilâyeti ve kalelerini harap ederler.
Yine Osmanlı, isyanlarına bakmayıp başka bey gönderir. Zira bu vilâyetin beylerinin azli nasbı Osmanlı padişahı elindedir. Ama Tatar Han ricasıyla olan bey isyan edemez. Eğer isyan ederse Tatar Han Kırım Vilâyetinden 3 gün 3 gecede 100 bin asker ile Boğdan Vilâyeti'ne ve Eflâk Vilâyetine girip halkın kırıp nice binini zincire vurup esir eder ve şehirlerini yakıp yıkar.
Bu vilâyetin uzunluğu, geçen köylerde uğradığımız bizim Osmanlı hududunda İrşova Kalemizden şark tarafında Fohşan şehrine varıncaya kadar tam 15 konaktır. Fohşan Nehrinin öte doğu tarafı Boğdan Vilâyeti sınırıdır. Eflâk Vilâyetinin genişliği, kuzey tarafına Erdel Vilâyeti ile komşu olup Tuna kenarlarına kadar üçer, beşer, altışar konak yerleri vardır. Hâlâ Osmanlı’ya bağlı reayalı bir acayip bakımlı ve şenlikli çok büyük vilâyettir.
Ve 3 yerde bakır, gümüş, demir, altın, tuz ve güherçile (— ) (—) madenleri vardır. Okna adlı tuz madenleri ibretliktir ki her sene birer Mısır hâzinesi hasıl olur. Ve dahi zift, neft, katran ve balmumu yerde biter madenlerinden başka daha 76 çeşit madenleri vardır.
Burada elde edilen bal, yağ, pastırma ve otlar meğer Erdel Vilâyeti'nin Bihar Nahiyesinde ola. Bu vilâyette olan at, sığır, camız ve koyun hesabını ancak Yaratıcı bilir. Deve, katır ve eşek asla yoktur, ama yer yer keçiler vardır.
Bû Kureyş şehri, yani Bükreş'in şekli
Bu şehir bir bayırlı yere kurulu olup şehir içinden Domboviçse Nehri akar, bu nehrin iki tarafı şehirdir. Bir taraftan bir tarafa 21 yerden ağaç köprülerle geçilir büyük şehirdir, ama kalesi yoktur. Toplam 14 adet büyük manastırı vardır ki her biri birer sağlam kale gibi kiliselerdir. Evvelâ Koca Mihal Kilisesi, bir bayır üzerinde 100 adet kârgir odalı kilisedir. Sonra Kasım Voyvoda Manastırı, İsvet Nikola Manastırı, Kostantin Bey Manastırı, Radul Bey Kilisesi, Sarı Saltık Kilisesi ve Meryem Ana Manastırı. Bu kiliselerin tamamı demir kapılı kale gibi manastırlardır ve özellikle kral kortası, yani bey saraylarına bu diyarda korta derler.
Bey Sarayı’nın özelliği
Şehrin ortasında çevresi kaim meşe ağaçlarından yalın kat palanka duvarlı saraydır. Bu saray içinde çeşit çeşit kârgir odalar, pek çok divanhaneler, bir süslü manastır, dört tarafında 200 adet tek ve iki katlı tüfenkli tarabans, yani yeniçeri odaları var ve saray ortası büyük bir meydandır. Bir tarafı büyük ahırdır. Divanhanesinden içeri iç oğlanları odaları, çeşit çeşit maksureler, harem odaları ve domna, yani bey karısı oda ve hamamları ve nice yüz yapılarla süslenmiş ve bir güzel bahçe ile donanmış korta saraydır. Osmanlı’nın bir tarafa seferi olduğunda kanun üzere bu Eflâk beyi 12 bin asker ile sefer eşer. Bu korta sarayın su aşırı karşısında hoş havalı bir hamamı var.
Bu şehirde 12 bin saz ve tahta şindire örtülü çoğu iki katlı geniş evler vardır. Kârgir yapılı evler azdır, zira kefereleri 7-8 yılda bir isyan edip Tatar ve Osmanlı bu şehri yakar, yine o sene içinde ufak tefek tek katlı evler yaparlar.
Toplam bin kadar yer kat dükkânlarında mahbûbe kızlar oturup içerde metalarım satarlar.
Her dükkânın altlarında bodrumları bulunup çeşit çeşit kırmızı şaraplar, balsuyu, horilk, med ve pivo adlı sarhoş edici (alkollü) içecekler doludur. [102a] Bağları yoktur, zira şiddetli kışı çoktur. Her an isyan ettiklerinden şehirlerini, bağ ve bahçelerini Tatar ve Osmanlı harap ettiklerinden bağ ve bahçesi iyi değildir ve olan bağların da üzümleri ekşi olur. Toplam 7 adet bezirgân hanları ve gümrükhaneleri vardır. Hâlâ bu şehir günden güne imar olmadadır.
Müslüman konukevinin anlatılması: Padişah ve sadrazam tarafından ve diğer yerlerden gelen Müslümanlar için şehrin dışında Bomboviçse Nehri'nin karşı tarafında bir ağaç köprü ile geçilir, köprü başında han gibi 50 adet odalı bir kervansarayı var. İçinde bir mescidi vardır, başka mezarlı ve bahçeli bir iç açıcı saraydır. Diğer hizmetçileri ve aşçıları keferelerdir. Bey tarafından gelen yiyecekleri aşçılar pişirir. Bu saraya bitişik su aşırı bir aydınlık kadınlar hamamı var.
Suyu ve havası hoş olduğundan mahbûb ve mahbûbesi gayet çoktur. Özellikle kızları tamamen başı kına siyah kâküllerini tel tel tarayıp kubadi sarı pabuç ile salladıklarında insanın aklı, dağılmış kâkül gibi perişan olur, ama çoğunluğu fahişeciklerdir. Bütün kadınları yüzü açık gezip dîbâ, zîbâ, şîb ve zerbâf renkli fistanlar giyerler. Bütün erkekleri mavi dolama, çuka kontuş ve serhadli giyip başlarına Tatar kalpağı giyip, küçüklerinin büyüklerinin boğazlarında altından, gümüşten, yahut pirinçten birer haç asılıdır. Zira bu kefereler Hıristiyan olup kitapları İncil'dir. Batıl ayinleri, bayram yerine bednâm günleri, yani Kızılyumurta günleri Rum kefereleriyle beraberdir, Ermeni kavmiyle iyi geçinirler ama Yahudileri asla sevmezler.
Maarif erbabı kefereleri çoktur. Heyet, hikmet ve usturlâb ilmini iyi bilirler. Hatta şehirlerinin yapıları talihi için akrep burcunda Merih Su evinde çıkarmışlardır. Onun için acımasız cellat, düşman avlar Tatar birkaç senede bir gelip kılıç vururlar.
Yıldızlar ilmine göre şehirleri beşinci iklimde bulunup arz-ı beledi (—) ve uzun gündüzü (—) saat, derece ve dakikadır.
Beğenilenlerinden, balı, yağı, balmumu, çeşit çeşit horilka adlı rakısı, mahbûbu, mahbûbesi ve francala adlı beyaz ekmeği meşhurdur ve beğenilir.
Beyinin azli nasbı sırasında padişaha bin kese, sadrazama 200 kese ve bütün iş erlerine de 200 kese hasıl olur. 1.500 kese de beyine kalır. 2 bin kese de vilâyet zâbitleri boyarlara, batmanlara ve kaptanlara hasıl olur.
Her sene 300 kese mal padişah hâzinesine gelip Süleyman Han kanunu üzere matbah-ı âmireye 300 keselik bal, yağ, balmumu ve tuz getirirler. Ve her sene Tersane-i Âmire için 300 keselik sığır gönü, gemileri yağlamak için don yağı ve esirlere kara kendir bezi gömleklik bez verirler.
Yine her sene Silistre paşasına onar kese, bu kadar çuka, atlas ve birer nakışlı araba ile çeşitli metalar gönderirler. Mansıpta olan sancakbeylerine de hediyeler gönderirler.
Her sene Tatar hanlara birer hınto araba yükü çeşitli hediyeler ile 50 baş yorga beygir ve 20 kese nakit gönderdiklerinden başka her sene Tatar han tarafından bir mirza ağa gelip 100 fıçı bal tahsil edip ağaya da 10 kese verip Kırım'a ağayı balıyla gönderirler. Bal ağası namında bir geliri bol ağalıktır.
İstanbul'da padişah mutfağına (—) koyun ve sadrazama her gün kapu kethüdası bin okka et, 3 bin okka koyun eti de molla, kadıaskerler, İstanbul kadısı ve ileri gelenlere tayinat verirler. Gerçekten bunun gibi nice bin masrafları vardır, ama vilâyetlerinden 5 Mısır hâzinesi mal hasıl olur.
Ayrıca Bakınız
- Siridna & Dobrina (Srednja Dobrinja)
- Or Kalesi Gölü
- Bakuba
- Tüp (Peredmistne)
- Mismil (Neszmély)
- Tarapoliçse (Tripoliçe)
- Derbend (Kızderbent)
- Sinlaslo (Vácszentlászló)
- Şengül Hamamı
- Çatalca (Choristi)
- Çul (Turnu fortress)
- Tirhi (Keklikdere)
- Yıldız Dağı Köyü (Yıldız)
- Hazret-i Ebubekir Dükkanı
- Asfan (Usfan)
- Şarbatak (Sárospatak)
- Çernik (Cernik)
- Süleyman Han (Kale) Cami
- Loksad (Loxada)
- Vulkovar (Vukovar)