Kâbe
Kâbe hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Beyt-i şerif çatısına çıkacak kuzey köşesi tarafında dört köşe kepenk gibi bir kapaktır. Onu açıp çatıya çıkıp tamir edip temizlerler. Beyt-i şerif içinde yine Kâbe örtüsü gibi "Lâilâhe illallah Muhammedün Resulullah" ile dokunmuş kırmızı ipek perdeler vardır, ancak siyah değildir.
Ve (—) adet (—) sütunlar vardır. Biri Hannân ve biri Mennân (— ) (— ) (— ). Ve yer yer avizeler gözükür. Ama diğer camiler ve mescitler gibi süslü değildir. Şerefiyeti Beytullâh olması cihetiyledir, yoksa süs ve ziyneti için değildir.
Daha sonra hacıların ayanı kibarının bazısı girip nice bini eşiğini öperler. Öyle eşiktir ki sanki beyaz sütten yaratılmıştır.
Sonra o merdiveni çekip yine Zemzem kuyusu yanma korlar. Daima orada durur. Beyt-i şerifin üzeri (—) ile örtülü bütün yağmur sularını Altın Oluk'a akıp o oluktan Hatîm içine aktığı yer, Hazret-i Peygamber'in imamlık edip secde ettikleri yerdir. Mübarek başları nişan etmiş seccade gibi dört köşe yeşil somaki döşeli taş mihrap üzere oluktan dökülen yağmur suları bu secde taşı üzerine dökülür. Dört tarafı Hatîm duvarıdır. 500 adam alır yuvarlak bir duvardır.
İmâm-ı A'zam mezhebinin imamı bu Hatîm içinde Hazret-i Peygamber'in secde ettikleri yeşil taş üzerinde imamlık edip secde eder. Altın Oluk altında bulunmaktadır. Bu secdegâh olan yeşil taşın iki tarafında birer adam boyu altın yaldızlı gümüş şamdanlar üzerinde ikişer adam boyu ve insan bedeni gibi beyaz mumlar yakılır, her gece 200 fanus içinde mumlarla aydınlatılıp bütün ibadet ederler.
Bu Hatîm içi çeşit çeşit ham mermer döşelidir. Beyt-i şerifin döşemesine beraber temelinden çepçevre 170 adımdır. Zeminden 1 arşın yüksek yeri Kâbe duvarına beyaz mermer kaplıdır ki Beyt-i şerifin duvarı yağmurdan koruna.
Bu mermerlerde Beyt-i şerifin kisve-i şerifinin eteklerini pamuk iplerle bağlayacak 42 pirinç halkalar mıhlıdır. Gerçi pirinç halkalar, ama öyle parlak ve cilâlıdır kj görenler onu saf altın sanır. Her biri birer adam boynu kadar yuvarlak sarı halkalardır.
Kâbe-i şerif dört köşedir. Doğu tarafta Hacerü'l-esved Köşesi, yine doğu ile kuzey arası Irak Köşesi, kuzeyde Şam Köşesi ve güney tarafta Yemen Köşesi.
İlâhî taş, Hacerü'l-esved'in boyu ve rengini bildirir
Hacerü'l-esved zeminden iki zirâ yüksek siyaha meyilli bir Kâbe taşıdır. Nice bin tarihçiler anlatmışlardır. Siyahtan açık neftiye çalar görünür bir Mekke beni taşıdır. Beyt:
Kâbe kıblem senin cemâlindir
Hacerü'l-esved anda hâlindir
diye bazı şairler gerçek sevgilinin benine benzetmişlerdir. Gerçekten de Kâbe-i şerifin bütün duvarları beyaz ve yeşil taşlarla yapılmıştır. Ama bu Hacerü'l-esved doğu tarafında Mekke'ye şeref vermiş bir bendir. Ama parça parça ve gayet parlak ve cilâlı yumru taştır. Parçalanmasının sebebi odur ki "Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?" [Kur'ân, Fîl 1] âyet-i şerifi şahittir, Ashâb-ı Fil ile Ebrehe adlı melunlar gelip Beyt-i şerifi yıkıp bütün taşlarını Cidde Denizi'ne döktüğü bütün hadis, tefsir ve siyer kitaplarında yazılıdır.
Hacerü'l-esved'i de böyle yaralayıp yerinden söktü. Sonra Cenâb-ı Hak onlara ebâbil kuşu ile cehennemden birer ateşli taşlar gönderip havadan bu Ashâb-ı Fil üzerine o taşları atınca her birinin devletsiz kellelerine ateş parçası taşlar isabet edince hepsi helâk oldular.
Sonra yine Kâbe-i şerif tamir edilip Hacerü'l-esved de yerine konuldu.
Sonra (—) (—) asrında Karamıta melun gelip Kâbe-i şerifi yıkıp Hacerü'l-esved'i topuz ile kırıp yerinden söküp (—) (—) götürdü. (—) sene hac yapılamadı.
Daha sonra Hâşimîler (—) (—) (—) hatırını hoş edip Beyt-i şerifi yeniden yaptılar. Hacerü'l-esved'i de satın alıp (—) (—) (— ). Ama Karamıta melunlar Hacerü'l-esved'i götürürken 70 deve helâk oldu. Yerine korken kırılan yerlerine saf gümüş akıttılar.
Hâlâ gümüş ile kaplı mahallini öperler. İnsan kellesinden büyücek Hacerü'l-esved'dir. Bütün tarih kitaplarında böyle yazılmıştır. Yine biz konumuza dönelim.
Hazret-i Peygamber öpüp bu beyt (—) (—) Hacerü'l-esved biri Ma'cene mahalli, biri Hatîm içinde imamet edip secde yerindeki (—) (—) (—) sonra "Ümm-i enbiyâ Hacer Ana ruhu için el-Fâtiha" deyip o yeşil mihrap taşın sağ tarafına işaret buyurup dua ederlermiş.
Hadice-i Kübrâ ve Âyişe-i Sıddika'dan rivayet edilir, onlar Hazret-i Peygamber'den sorup,
"Yâ Resulullah ümm-i enbiyâ [peygamberler anası] buyurup dua mahallinde bu secdegâhlar olan yeşil taşa işaret edersiniz" diye sorduklarında Hazret-i Peygamber,
"Hacer Ana bu makamda medfundur" buyurmuşlardır, hadis ile sabittir. Ve bütün Mekkeliler de kitaplarda görüp öyle tanıklık ederler.
Hazret-i Resulullah'ın Mekke taşlarında itibar ettiklerinin biri de Hacerü'l-esved ile Beyt-i şerifin kapısı arasına Mültezem derler, 1 kulaç kadar yerdir. İsim sebebi, dua iltizam olunduğu içindir. Cahiliye zamanında kadı ve hâkim yok iken davacı ve davalı bu mahalle gelip bu Mültezem taşına el vururlardı. Zalim ise cüret edip el vurmazdı. Gayret edip el vursa helâk olurdu. Mazlum olan el vurup kurtulurdu. Bu mahalde beddua ve hayır dua etseler, kabul olurdu. Yalancı el vurup yemin eden derhâl cezasını bulurdu. Mültezem demesinin aslı budur.
Hazret-i Şefî'ül-müznibîn'in itibar ettikleri bir de Beyt-i şerif kapısının sağ tarafında Irak Köşesi'ne yakın temel dibinde bir çukurcuk vardır, ona Ma'cene derler ve Makâm-ı Cibril de derler. Orada Hazret-i İbrahim Beyt-i şerifi yaparken mübarek ayakları ile amber kokulu toprağı çamur ederler bu mahalde karıştığı için Ma'cene derler. Orada iki rekât namaz kılmak sünnettir. Dört köşe bir çukurcuktur. Bu Ma'cene Makamı içinde Beyt-i şerifin temeli taşında iki zirâ yüksek bir mavi taş üzerinde celî hat ile bu tarih:
"Ammem bi-tecdîdi eyyamı Mevlânâ es-Sultan Kayıtbay medde zılluhu." yazılmıştır. Bu mahalde Mekke [Kâbe] şekli tamam oldu.
Ayrıca Bakınız
- Dobral (Prilep)
- İmroz (Gökçeada)
- Kara Kadı (Karakadı Necmettin) Cami
- Diyey-i Kebir (Mahallat Diyay)
- Manastır (Golam manastir)
- Sultan Süleyman Han (Sultan Selim) Camii
- Hüsrev Paşa Hanı
- Meş'ari'l Haram (Masjid Mashair Ul Haram)
- Emirli (Kavyli)
- Emir (Rüstem Paşa) Cami
- Kına (Kina)
- Gazi Hüdavendigar Ziyaretgahı
- Çerkeş
- Beni Seyf (Beni Suef)
- Kara Şeyhler (Gülsünler)
- Safet (Safed)
- Urla
- Lubin (Lubny)
- Cafer Baba Ziyaretgahı
- Dirbin (Çakırbağ)