Kılıç Ali Paşa Cami
Kılıç Ali Paşa Cami hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Sanki selatin camiidir. Deniz kıyısında bir düz geniş yerde tek kat şirin bir camidir ki İstanbul'da benzeri yoktur. Hemen tıpkı tıpkısına Büyük Ayasofya tarzında yapılmıştır. Ancak iki yan kapı ve bir kıble kapısı vardır. Kapı üzere tarihi budur:
Hatif-i kudsi görüp Ulvi dedi tarihini
Ehl-i imana ibtidetgah olsun bu makam. Sene 988 [1580].
Türbesinin kapısı üzere tarihi budur:
Mir-i bahr a'ni Kılıç Paşa kapudan-ı zaman
Yapdı bu camii çün ola derim ber-hordar
Ehl-i diller dediler göriceğiz tarihin
Esselam oldu alacamiike Beytü 'l-haram. Sene (---).
Bu cami kapısından mihraba kadar uzunluğu (---) ayaktır. Bir yan kapıdan bir yan kapıya genişliği (---) ayaktır. Cami içinde (---) adet zarif sütunlar üzerinde yan sofaları var. Büyük kubbesi dört ayak üzere oturtulmuştur. Mihrabı ve minberi gayet sanatlıdır. Tamamı ( ---) pencerelerdir ve ( ---) adet billur camlardır. İki kat kandil katları vardır. İçinde ve dışındaki pencereler üzerinde kaşi çini içinde Mülk suresi yazılmıştır ki tamamı Karahisari Hasan Çelebisi hattıdır. Cami içinde gayet sanatlı avizeler asılıdır. Mihrap önünde ve bahçesinde ötücü kuşların figanı cemaate hayat verir. Camiin sol tarafında hayır sahibi Kılıç Ali Paşa, bir kubbe [132b] içinde kılıcını arşa asıp yayın yasıp (kırıp) baki toprağa ayak basıp yatar. Allah rahmet eylesin.
Ali Paşa hikayesi: Zarifler arasında meşhurdur ki Kılıç Ali Paşa uluç adamı olduğundan dili Frenk lehçesi imiş. Bu camii tamamlandığında, bütün vezirler ve vekiller ilk cumasında camii toplanmış, na'than aşırı bir nağme ile na't-ı şerif okurken hemen Ali Paşa ayak üzere kalkıp na'thana seslenerek,
"Nedir bu gu gu gu ve hin ku ku? Bu meyhane mi, ya canım bozahane mi?" diye feryat eder. Yanındaki vezirler,
"Sultanım, bizim Hz. Peygamber'i medh eder" dediklerinde,
"Ya bizim Muhammed Efendi bu gu gu gu medheder kayil mi" der.
"Kayildir sultanım" derler.
"Ya bu kaç akçe ulufe yazdım, baka defter" der.
"Sultanım on akçe" derler,
"Ya bu minberde bizim hünkarcı Murad Sultan medheder kaç akçe yapar?"
"Kırk akçe yapar" derler.
"Ya hünkarcı mı büyük yoksa bizim Hz. Muhammed Efendici mi büyük?" der.
"Sultanım Hz. Muhammed büyüktür" derler.
"Tez Muhammed Efendi gu gu gucı hünkar gu gu gucı beraber kırk açan olsun, bizim Portakal Bunduku altın ulufe alsın” demiştir.
Bu latifeler halen zarifler arasında söylenir. Böyle bir inançlı uluç adamı imiş.
Her Cuma camiin yan safasında oturup bütün fakirlere bir kese altın sadaka edermiş. Bu yan sofalar da (---) adet direk üzerinde (---) adet kubbelerdir. Dış avlusunda yüksek çınarlar ve abdest muslukları var. Dış avlusunun dört kapısı var. Bir şerefeli nazik minaresi var. Bunda da Süleyman Han'ın Koca Mimar Sinan Ağası el hünerini göstermiştir.
Ayrıca Bakınız
- Sıpnişan Kilisesi (Surp Nişan Manastırı)
- Bey Kapısı (Kara Musa) Camii
- Kartal
- Erdek Ilıcası
- Kaplıkaya Dinlenmeyeri
- Korpi Kulesi (Rt-kula)
- Emirler (Eymir?)
- Fener (Fanari)
- Zihne (Nea Zichni)
- Ayaspaşa Hamamı
- Mismil (Neszmély)
- İspirlonka (Spinalonga)
- Ebülfazl (Ebulfazl) Camii
- Oltu
- Darışifa (Hafsa Sultan) Medresesi
- Eyüpsultan (Eyüp Sultan) Camii
- Çukurova (Ciucurova)
- Çömlek
- Akmescid (Simferopol)
- Dimetoka