Sarı Saltık Muhammed Buhari Ziyaretgahı - Evliya Çelebi Seyahatname
Google Yol Tarifi Yandex Yol Tarifi Apple Yol Tarifi

Sarı Saltık Muhammed Buhari Ziyaretgahı

Sarı Saltık Muhammed Buhari Ziyaretgahı hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:

Temiz Irktan (Peygamberimizin soyu) olduğuna şüphe yoktur. Hatta Gelibolulu Muhammediyye sahibi Yazıcıoğlu bir risalesinde soyu sopuyla Saltık Bay Sultanı anlatmıştır. Zira onlar Fatih zamanında olduğundan Hacı Bektaş'a ve Sarı Saltık'a yakın zamanda yaşadıklarından menkıbelerinde ayrıntılarıyla yazmıştır.

Ken' an Paşa Özü valisi iken bir kaç sene Babadağı'nda muhafazada iken gayret edip Yazıcızade menkıbelerinden ve diğer Tohtamış Han fütuhatından Sarı Saltık Sultan'ın menkıbelerini ve kafiristanda kıyafet değiştirerek ettiği gazalarını Ken' an Paşa 40 kürras (forma) kadar bir Saltık Bay menkıbeleri yazmış ki diller ile anlatılmaz bir akıcı, tatlı, yer yer şiirlerle süslenmiş fasih ve beliğ Saltukname adında bir tarihtir.

Meğer Ken'an Paşa merhum hattat imiş. Hattat Demircikulu tarzında bir reyhani hattıdır ki sanki Yakut-ı Musta'sımi hattıdır. Zira aziz hakkında inkarcılar nice dedi kodu edip "Saltık adında bir rahip idi" diye iftira ederek günahkar olmuşlardır.

Evet, Leh vilayetinde Daniska iskelesinde Saltık adında bir rahip var idi. Onu, gidip dine davet etmiştir. İslamı kabul etmediğinden Saltık Bay, Saltık rahibi odasında öldürüp onun elbisesini giyerek gizlice sapık yolda kalan Tanrı kullarını İslam ile şereflendirmiştir. Seyahat ile ünlenip Babadağı'nda Tanrı'nın rahmetine (---) tarihinde gitti, diye nice tarih kitaplarında ve güvenilir Yazıcızade. menkıbelerinde yazılıdır.

Başka bir hikaye: Hatta 22 adet Osmanoğlu padişahlarının her birinde yetmişer evliya kuvveti ve keşf ü kerametleri vardır, ama bunların içinde Gazi Hudavendigar, [128a] Hazret-i Fatih Sultan Mehmed Han ve Bayezid Han-ı Veli'nin kutupluk mertebesine ayak bastıklarında şüphe yoktur. Hatta Sultan Bayezid-i Veli 7 sene bıçak ile boğazlanmış canlı kısmı yemediğinden bir gün nefsi azıp paça ister. Bayezid Han nefsiyle mücadele edip Keykavus mutfağından iyi pişmiş paça yemeği getirtip,

"Çık ey zayıf nefis, ihtiyacın ise ye" deyince hemen Bayezid-i Veli kusup mübarek ağzından dört ayaklı gelincik görünüşlü bir pis canlı hayvan çıkıp paça kokusunu koklayarak kuduz köpek gibi lark lark paçadan kör nefis yer.

Yine Bayezid-i Veli'nin yakasına atlayıp yine mübarek ağızlarına girmek istediğinde Bayezid-i Veli mübarek elinin arkasıyla vurup,

"Katı edin şu pisliği" dediklerinde silahdar ağa katı eder.

Kara Şemseddin Sivasi ve Şeyhülislam (---) Efendi fetvasıyla öldürülmüş kör nefsi kefenle sarmalayıp cenaze namazını kılar gibi,

"Bayezid-i Veli'nin cenaze namazı iki kere kılınmıştır" diye tevatürle (yaygın söylentiyle) meşhurdur.

Babamız merhum Derviş Mehmed Zılli "Nefsin cenazesini kılanlara yetiştim ve söyleştim" diye yemin billah ederdi. Bundan sonra Bayezid-i Veli dünyayı terk edip köşesine çekilmiştir.

Acem, Osmanoğulları memleketinin güzel yerlerini istila eder. Ta Arpaçukuru adlı yer ki, Sivas-Tokat diyarıdır, Acem şahı o diyarları alır. Bayezid Han'a Çulcu Baba derler idi. Ta bu derece uzlet sahibi (köşesine çekilmiş) Bayezid-i Veli iken Kili ve Akkirman kalelerine doğru gittiklerinde Babadağı'na gelip,

"Aya Babadağı niçün derler" diye sorarlar. Memleketin ileri gelenleri ve büyükleri,

"Padişahım, eski zamanda bu şehir içinde Sarı Saltık adında nur dolu bir türbe var idi. İnkarcılar türbesini yerle bir edip üzerine çer çöp ve pislik dökerek mübarek kabri kayboldu." dediklerinde hemen Bayezid-i Veli o çöplük olan yere varıp bir seccade üzerinde Kara Şemseddin ile ikişer rekat namaz kılıp istihare (bir işin hayırlı olup olmayacağını anlamak için dua edip namaz kılarak uykuya yatma) niyetiyle uykuya dalarlar.

Hemen anında Saltık Sultan sarı sakallı ve sarı benizli yeşil sarığıyla belli olup,

"Bayezid hoş geldin! Salsal tahtı olan Akkirman ve Kili Kalesi ve Kamerülkum çölleri olan vilayetleri Boğdan küffarı elinden savaşsız 'fetahta' tarihinde feth edip evladın Mekke ve Medine sahibi olup beni zillet toprağından kurtarırsın." deyince derhal Şemseddin ile Bayezid Han uykudan uyanırlar. Bayezid Han,

"Efendi, istiharende gördüklerimizi birer kağıda yazıp şeyhülislama gönderelim" der.

Bayezid Han ve Şemseddin Sultan birer yanızlık köşesinde gördükleri rüyaları yazıp mühürleyerek şeyhülislama gönderirler. Tanrı'nın hikmeti ikisinin de gördükleri bir rüya! Hemen müftü;

"Padişahım, o mahalle bir büyük türbe edesiz!" diye buyurduklarında hemen seccade yerini temizlerken bir mermer sanduka ortaya çıkar. Sanduka üzerinde,

"Hazii kabru Saltık Bay Seyyid Muhammed Buhari, [Saltık (Bay Seyyid Muhammed Buhari'nin kabridir]" diye Tatar yazısıyla bir çeşit eski yazı yazılmış.

Hemen mimarları ve mühendisleri toplayıp nur dolu türbeye, bir camiye ve diğer hayrat ve hasenata başlarlar.

Gerçekten de Bayezid Han Kili ve Akkirman'ı "fetahta" [889 / 1484] tarihinde savaşsız feth edip Salsal ve Kamerülkum tahtı fatihi olur. Yine zaferle dönüşte Babadağı'na gelip bir sene orada kışlar.

Dört tarafa nizam ve intizam verdikten sonra Babadağı şehrini imar edip bütün hayrat ve hasenatları Baba Sultan'a hibe eyler. Hala Babadağı, Baba Sultan hassıdır.

İmdi azizim Bayezid-i Veli böyle büyük veli ahiret padişahı iken batın ilmiyle ona malum (belli) olmadı mı ki Saltık Sultan kim ola. Eğer kötü ola bir kötü isimli olsa niçin bu kadar Allahın vakfı malı kötü isimli olan kimse uğruna boş yere sarf ederdi.

Özellikle kutupluğa ayak basmış Kara Şemseddin Sivasi de o işe memur idi. Onlara da belli olup dürüstçe tanıklık etti. Fatih ile Akşemseddin, Bayezid Han ile Kara Şemseddin ulu sultanlardır. Allah sırlarını aziz etsin.

İmdi azizim, Muhammed Saltık Bay hakkında her kim şekk ve şüphede olursa Allah- saklasın günahkar olur. Onlar Allah yolunca cihat edenler idiler. Öyle olur, bir bağda meyveli ağaca taş ata gelmişlerdir. Taş atıp kapı kakana da ve Saltık Sultan'a da Hak rahmet eyleye: Allah hepsine gani gani rahmet eylesin. [128b] Beri taraftan,

Sarı Saltık Sultan ziyaret yeri yapılarının anlatılması

Sultan Bayezid-i Veli, fukara sultanı Saltık Bay ruhaniyetinden yardım talep edip azizin himmeti ile bütün türbe, han, imaret, medrese, kervansaray ve sultan çarşısı tamam oldu.

Kırım Ham olan Menkli Giray Han'ı Sultan Bayezid-i Veli bu imaretlere nazırlar nazırı atayarak bütün gereksinimlerini yerine getirmekle görevlendirdi.

Bektaşi fukaralarından Kademli Dede Sultan hayatta idi, onlar Hacı Bektaş-ı Veli ile Horasan'dan birlikte gelmiş, Sultan Bayezid'e ermiş güçten kuvvetten kesilmiş yaşlı bir er idi ki 207 yaşında idi, bu zatı Saltık Bay Sultan üzerine Bektaşiler serçeşmesi ve sultanın postuna oturtarak şeyh edip türbedar oldu. Ve şeriat izniyle bütün evkafın bir temessükünü (senedini) onu ve bir hududname temessükünü Menkli Giray Han'a verdi. Bayezid Han'ın Rumeli'ye doğru yola çıktığı gece Saltık Sultan, Kademli Dede'nin ve Menkli Giray Han'ın rüyasına girip,

"Benim üzerimde olan kurşunlu kargir kubbeyi kaldırıp tahta kubbe edin" buyururlar.

Sabahleyin iki sultanın gördükleri rüya birbirlerine uygun gelip kargir kubbeyi yıkarlar. Hala kargir dört köşe duvar üzere göklere baş çekmiş bir çeşit sanatlı şindire tahta örtülü yüksek kubbelerdir ki o diyarlarda benzeri yoktur. Altın ile yaldızlanmış alemleri şimşek çakar.

Dört tarafa bakar avlu, mutfak ve kiler tarafına açık nur dolu türbenin kutlu kapısının yüksek kapısının üzerinde dört köşe mermerde celi hat ile bu tarih yazılıdır.

Geliniz, bab-ı mu'allayı ziyaret ediniz Sene [913/1507]

Bu hakir de bu türbeye küstahca yüzümü sürdüğümde hatırıma gelip kutlu kapısının sağına çirkin elyazımızla yazdığımız siyah hattır. Beyt;

Hazret-i Sultan Saltuk'u ziyaret eyledik
Çok şükür şimdi görüp Hakka ibadet eyledik.

Bu nur dolu türbeye girip bizzat sultan hazretlerinin muhterem haremine Bismillah ile ayak basıp edeplice,

"Es-selamü aleyke ya ebe'l-fukara!-Es-selamü aleyke ey fakirler babası" deyip diz üzerine çökerek Yasın-i şerifi Allah rızası için okuduk. Sevabını Muhammed Buhari ruhuna bağışladıktan sonra türbenin içini gezip dolaşmaya başladık.

Nur dolu kabrinin yeşil renkli sof kaplı örtüsü çevresinde nice güzel hatlı Kur'an-ı kerimler rahleler üzerinde durur. Her biri birer cem yapılı padişahların hediyeleridir ki İstanbul'da Ayasofya, Yenicami ve Süleymaniye'de öyle mushaflar yoktur. Başı ve ayağı ucunda adam boyu kadar tezhipli ve yaldızlı şamdanlar vardır. Etrafında kat kat nice yüz çeşit şamdan, çerağdan, buhurdan, gülabdan ve micmerler (tütsü yakılan kaplar) vardır.

O nur dolu kubbeler içinde çeşit çeşit kıymetli ibret verici asılmış avizeler var ki bir bakımlı ve şenlikli bir türbede benzerleri yoktur. Nurlu kabrinin dört tarafı nice bin güzel hat kıt'alar ile bezenmiş ve şanlı dervişlerin palhengleriyle, zerdeste ve keşkülleriyle süslenmiş tekkedir.

Azizin mübarek başları tarafında hayatta iken kullandıkları tuğ, davul, sancak, boru, zil ve kudümler hala durmaktadır. Kısacası bu tekkenin övülmesinde dil kısa kalır.

Ve türbedar Süleyman Dede ile şereflendik, mübarek eliyle hakirin eline gülsuyu döktü. Sultanın güzel kokusuna nail olduk. Türbedar pirin hayır duasıyla şereflenip hisse sahibi olduk.

Oradan yine edeplice dışarı çıkıp fukara meydanında 150 kadar yaşlı ve genç canlar ile öpüşüp görüştük, hakiri posta geçirdiler. Bu da alt katta dervişler meydanıdır ki dört tarafı kurban postlarıyla döşelidir, ama acaip ve garip pak dindar, takva sahibi arif-i billah canları var. Ve nice ay ve güneş parçası gibi yalın ayak başı kabak köçekleri var.

Meydancı Dede fermanıyla bütün köçekler muhabbet meydanına gelerek kimi müfred, kimi dübeyt, kimi müselles, murabba, muhammes, müseddes, müsebba, müsemmen, muaşşer (üçlü, dörtlü, beşli, altılı, yedili, sekizli, dokuzlu, onlu), müstezad, çar-enderçar, terd-i bend, mersiye, kaside, ve reddü'l-acz ale's-sadr gibi şiirler, uzun bahirler ve mukattaat (parça şiirler) (---) (---) (---)

Ve şaka yollu tekerlemeleri okuyup birbirlerine nazireler ile bu köçek abdallar fasıllar eylemişlerdir ki o demimiz sanki Hüseyin-i Baykara demi oldu.

Ondan muhabbet meydanına sofracıbaşı gelip bir Muhammedi ziyafet çekildi ki anlatılmaz. [129a]

Yemekten sonra iki yüzden fazla Bektaşi fukaraları hazır olup hakiri bab-ı selama (selam kapısına) durdurup,

"Es-selamü aleyke ya ehl-i şeriat ve ehl-i tarikat ve ehl-i hakikat ve ehl-i ma'rifet!" deyip orada hazır bulunanlara dört kapı selamını verdikten sonra orada hazır bulunanlar,

"Ve aleykümü's-selam ey aşık-ı billah!" deyip bir bir selamımızı aldıklarında hakir dedik,

"Ey nazar sahibi olan, Tanrı'ya hamd olsun bu sultanın türbesine yüz sürüp siz erenlerin mübarek yüzlerinizi görüp ekmek ve tuz hakkı nasip oldu. Sizlerden dileğimiz odur ki bu hakire bir gülhang-ı Muhammedi çekesiz (topluca dua etmek) ki Cenab-ı Bari yarı kılıp dünyada beden sıhhati, tam seyahat, son nefeste iman nasip ede" diye gülhang rica ettiğimizde bütün sadık aşık gönlü yaralı dervişler, şanlı fukaralar ve mecliste hazır bulunan genç yaşlı herkes el açıp Allah deyip bütün hayırlı isteklerimizin olması için gülhang-ı Muhammedi çekildi. Hepsiyle el öpüşüp vedalaştık.

Ayrıca Bakınız

Nedir

Hakkında Tanımı

Ansiklopedi

Maddesi

Gezdiği Yer

Kısaca Bilgi

Yayınlanma: Güncellenme: 06.04.2024

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.