Dessuki (Dısuk)
Dessuki (Dısuk) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Hazret-i Şeyh İbrahim burada sakin olduğundan nisbet ya'sı ile İbrahim-i Dessuki derler. Garbiyye toprağında Nil'den 500 adım uzakta Çerkez Kaytas Ağa iltizamında 500 haneli mamur kasabadır. Misafirhanesi, mürşidi ve bin cürd atlıya malik şeyhü'l-arabı var, hükumet eder. Dessük Tekkesi'nin evlatlarından şeyhleri var, dervişlere hükumet eder. Ebu Ali kasabası nahiyesidir.
Şehri Nil'den 500 adım uzakta, yüksek bir yerde mamur kasabadır. Yer yer bahçeleri de vardır.
…
Bu kasaba içinde ancak 2 han ve 10 dükkan var, hamam ve medrese yoktur. Ama cami avlusu içinde büyük bir sebili var, bütün ziyaretçiler ondan içerler bir abıhayattır, bir damla eksilmez derya gibi sarnıçtır ve dükkanları bu sebile vakıftır. Ama mevlid sırasında bu kasaba dışında hurmalar altında ta Nil kıyısına kadar o sahrada nice bin kamıştan, sazdan, hasırdan, kulübeden ve çadırdan dükkanlar ederler ki hesabını Allah bilir.
Kısacası, Hint ve Yemen'den kıymetli kumaşlar gelip 10 gün 10 gece nice yüz bin guruşluk alışveriş olur.
Bütün dükkanlarının süslüsü ulu yolun iki yanından kahvehaneler, aşçılar ve ekmekçiler çarşısıdır ve tertip üzere inşa olunup tüm dükkanlar güzellik vermiştir. Her kahvehaneye biner adam sığar. Hanende, mutrıp ve gavazi kadınlarla süslü olup bir saz söz ve bir hay hudur ki anlatılmaz. Kıymet eşya tüccarları İbrahim-i Dessuki Camii avlusunda alışveriş ederler. Zira şehir içi olduğundan güvenli yerde alışveriş ederler.
Bu Dessuki mevlidinin Bedevi mevlidinden fazla süslü olmasının sebebi, Nil kenarında bulunduğundan İskenderiyye, Abahur, Reşid, Dimyat ve Burlos'tan ve diğer Nil kenarında olan şehirlerden ta Said-i ali'ye kadar bütün ziyaretçi ve tüccarın gemilerle gelmesi kolay 2 binden fazla akabe, cerim, kayasa, firkate ve sandallar ile insan deryası deryadan gelip büyük kalabalık olur.
Her gemi Nil kenarında demir atıp her bir gemiyi 40, 50, 10, 200 bayrak, sancak, flandıra ve nice bin kandillerle süslerler.
Her cerim ve akabeyi çeşit çeşit silahlar ve cibinlik gibi kıymetli perdeler ile süsleyip her gemide beşer onar soyulmuş boynuzlu semiz koyunları çarmıh iplerine asıp süslerler. Diba, şib, zerbaf ve zer-ender-zer zerduz yastık ve makadlar ile bezek edip gelen misafirlerine ziyafet tertip ederler.
Her gece nice kere yüz bin kandillerle her gemiyi aydınlatıp ta seher vaktine dek top, tüfenk ve fişenk atıp Nil yüzü Nemrud ateşi ile aydınlanır.
Taraf taraf davul ve köslere turralar ile vurulup her gecesi Kadir ve her gündüzü kurban bayramı günü olur. Zira bu günlerde nice bin yüz misafir alırlar. Nil kenarı olmakla herkes dükkanları ve çadırları önünü sakalarla sulayıp zerre kadar tozdan eser kalmayıp bütün aşıklar zindeleşirler.
Bütün gemilerden çıkan safalı dostlar Nil kıyısında ve hurmalık gölgelerinde ip ipe çadırlarını kurup Keykavus mutfaklarında nefis yemekler pişirilip gece gündüz içip eğlenip mutrıp ve hanendelerle Hüseyin Baykara meclisi olunup taraf taraf, köşe köşe cavk cavk has sohbet edip Yaratıcı'ya hamd ü sena ederler. Ancak Seyyid Ahmed el-Bedevi kadar çadır olmaz. Zira 40- 50 bin derinti askeri gibi gemici ve Fellahlar gemilerde yatarlar. Ama insan deryası olup omuz omzu sökmez. Her diyardan gemilerle yiyecek içecek gelip gayet bolluk olur.
Ayrıca Bakınız
- Molla Fenari Ziyaretgahı
- Vasilyoniko (Vasileoniko)
- Ulu Camii
- Abdülkadir Cilani Tekkesi
- Vijkar (Vërzhezhe)
- Buri (Anastasiopol - Peritheorion)
- Koca Mahmud Paşa Eski Camii
- Koca Kaplan Paşa Camii (Aslan Paşa Camii)
- İshak Paşa Türbesi
- İlok (Uyluk)
- Kirmastı (Mustafakemalpaşa)
- Jabotin (Zhabotyn)
- Koçbaşı Manastırı (Kaisariani Monastery of Saint John)
- Kiliseli
- Ashab-ı Kehf Ziyaretgahı
- Akra
- Sırmakeş (Simkeş) Mescidi
- Haytu'l-acuz (Kom Ombo Tapınağı)
- Beline (Bijeljina)
- Moton (Methone)