Bağdad (Bağdat) - Evliya Çelebi Seyahatname
Google Yol Tarifi Yandex Yol Tarifi Apple Yol Tarifi

Bağdad (Bağdat)

Bağdad (Bağdat) hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:

Bağdad Kalesi, Irak toprağının çöl ü çölistânı ve kın ovası içinde Kamerü'l-Kum Çölü gibi ve Deşt-i Kıpçak Çölü gibi bir Tih Vadisi içinde bulunup Şattularab’ın doğu tarafında Şat kıyısında [340a] dörtgen şeklinden uzunlamasına beyaz taş, tuğla, kireç, alçı, cıbıs ve Horasanı ile yapılmış, sağlam kale, dayanıklı sed ve dirençli surdur ki bu suratı çarpık eğri dönen dünyada öyle İskender Şeddi gibi bir büyük şehir, sağlam hisar yeryüzünde asla görülmemiştir.

Yüzlerce sarp tepeler üzerine gökyüzüne ulaşmış yüksek kaledir. Ama bu bir alçak ovada düz yerde olup bütün işleri insan eliyle inşa olunduğundan alçak zeminde böyle bir kale ve bunun gibi iman şeddi kale görülmemiştir ki Irak-ı Dâdyân şeddidir.

Dört tarafında birer merhale yer uzak mesafelerden bu Bağdad Kalesine bakılsa Allah'ın emriyle bir gösterişli, heybetli ve asaletli bir kaledir ki gören düşmanların ödleri patlar ve harabe etmek isteyenlerin vücutları toprak olur. Zira bizzat Hazret-i Resûlullah'ın bâtınî nazargâhıdır ki hayır duaları bereketiyle Bağdad imar olmuştur.

Bağdad imarının sebebi

Yukarıda zikri geçen Eski Bağdadı Buhtunnasr harap ettikten sonra 600 sene harap yatıp sonra Hazret-i Peygamber yirmisine ulaştığında Âdil Enûşirvân Eski Bağdad'ı 20 senede imar edince büyük bir deprem olup Eski Bağdad harap oldu ve Enûşirvân şehir dışında avda bulunduğundan kurtuldu. Hemen o an Adil Enûşirvân Hazret-i Risâletten mübârek ağzı yarını isteyip Hazret'in ağzı yarıyla Kisra Tâki'ni yaptı. Hâlâ yapı kalıntısı Resûllah mucizesi olduğundan ayakta büyük bir yapıdır.

Eski Bağdad depremden harap kalıp Hazret-i Risâlet'e 40 yaşında peygamberlik gelince Irak halkından ve Amalika evladından Bağ ve babası Dâd adlı kimseler Hazret'e varıp iman edip Bağ ve babası Dâd bir kale yapmaya Hazret'ten izin aldıklarında Hazret buyurdular ki,

"Ey Bâğ ve Dâd, yapınız Nu'man yurdu, hilâfet merkezi BâğDâd ola" diye buyurdular. Buradan Bağ ve Dâd yolları katederek Irak toprağma gelip Bağ ve Dâd kale yaptılar. Onun için ismi Bağdad'dır ve Hazret’in kutlu sözleriyle yapıldığından inşaallah kıyamete kadar mamur ve canlı durur.

Hazret-i Risâlet buyurdukları üzre "Numan yurdu ola!" dedikleri için Hazret-i Nu'man ibn Sâbit ki Hazret-i İmam-ı A'zam'dır, bu Bağdad Şehri'nin Küfe Şehri'nde dünyaya gelip Muhammedi dine hizmet etmiştir. Ve Hazret’in "Hilâfet merkezi ola!" buyurduklarından nimeti bol, mamur, süslü ve bolluk hilâfet merkezi olmuştur. Ve Hazret'in mübarek sözleriyle yapıldığı için hâlâ öyle heybetli, asaletli ve uzak mesafelerden gösterişli işlek büyük şehir bu yeryüzünde inşa olunmamıştır.

Kale duvarı üzerinde yavaş yavaş yürümek ile Bağdad Kalesi'nin dört köşesi fırdolayı 28.800 adımdır ki iki buçuk fersahtan 200 adım eksik kaledir. Zira her fersah 12.000 adımdır. Bu hesap üzere Bağdad Kalesi iki fersah ve 4.800 adım büyük kaledir.

Mil hesabı üzere Bağdad Kalesi 7 mil 800 adımdır. Her mil dörder bin adımdır.

İster mil hesabı ister adım hesabı olsun Bağdad Kalesi (—) saatte dolaşılır. Şattularab'ın güney tarafı köşesinden Akkapı tarafından tâ İmam-ı A'zam tarafındaki Bağdad Kalesi köşesine kadar Bağdad Kalesi'nin hendeği dışı kenarıyla Bağdad hisarının fırdolayı çevresi büyüklüğü 30.000 levend adımıdır.

Ancak hendeği o kadar derin değildir, ama 60 arşın enlidir. Şattularab taşkın olarak aksa hendek Şattularab suyu ile dolar. Akkapı tarafı hendeği gayet geniş ve derindir. (—) kat kale duvarıdır.

Tamamen Şeddâdî yapı rıhtımdır ki bu kale duvarının iç yüzü tamamen kemer kemer yapılmış tâkli duvarlardır. Hatta IV. Murad Han kale döven top güllelerini adam kellesi kadar vurduğunda anılan kemerlerin aralarına gülleler isabet edip tuğla yapıdan gülle büyük kadar yerden geçip duvarın başka yerine zarar vermezmiş. Tamamen kayalar [340b] olsa top darbelerinden kale yıkılırdı ama Horasanı ile tuğla yapı olduğundan hâlâ nice bin adam kellesi kadar top güllesi Bağdad’ın sinesinde iç yarası olup durur.

Bu kale duvarının hendeğinden beden dişlerine kadar boyu 60 arşındır. Beden üzerinde duvarının enliliği bazı yeri 10 arşın ve 15 arşın genişliktedir. Hendeğinin iç yüzü kenarıyla küçük hisarın duvarı gayet sağlam ve dayanıklı olduğundan başka tüfeng atılan mazgal delikleriyle donatılmış ve nice bin dirsekler ile bezenmiş küçük hisarda kat daha surdur.

Bu Bağdad Kalesi'nin kıble tarafında Şattularab kenarında olan duvarı önünde asla hendeği yoktur. Bütün duvarlarını Şattularab Nehri döğüp bazı zaman Şat taştığında kale duvarlarına zarar verip yine tamir ederler. Hatta Paşa sarayının nice köşklerinin kârgir ayakları Şat Nehri içine yapılmıştır.

Bu mahalde Bağdad içinde şiddetli sıcaktan aman bulmak için saraylar vardır. Bazı zaman Şatt, Bağdad içine girip bu serinlik yerleri su ile dolar. Zira Bağdad'ın bütün yapıları Şat kenarı semtine yapılmıştır ki bütün burçlar ve dirsekler üzerinde Şatt'a bakan evler vardır. Bu tarafta Bağdad Kalesi'nin asla korkusu yoktur. Zira Şat Nehri'ne karşı kıble tarafı Kâbe toprağı, Kuşlar Kalesi tarafı bir kurşun menzili uzak mesafede büyük nehir olduğundan bu taraftan Bağdad'ın korkusu pervası yoktur ve bu tarafa yapıları çoktur. (—) (—) (—)

Kat kat duvardır ki boyu 50 melikî arşın yüksektir. Şatt kenarında (—) kulesi köşesinden tâ kuzey tarafa imam köşesinden (—) burcuna kadar kale duvarı (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) adımdır.

Bağdad Kalesi'nin bütün kule, tabya, dirsek, burç ve beden dişlerini bildirir

Bağdad Kalesi'ni fırdolayı çevresinde (—) (—) adet Mâşa derbend kuleleri vardır ki her biri sanki birer Kahkahâ Kalesi'dir.

Bu diyarda kulelere burç derler. Evvelâ bütün burçlardan sağlam ve dayanıklı kalenin Akkapı semtinde ve güney tarafında Acem Burcu gayet sağlam büyük kuledir. İmam-ı A'zam Kapısı yakınında Hasan Paşa Kulesi, Yassı Kule, Muzlim (Karanlık) Kapı Kulesi ve Şehâbeddin yakınında Küçük Hasan Paşa tabyası ve Melek Ahmed Paşa tabyası ve Zülfikâr Tepesi üzerinde büyük tabya. Bu kuleler şehrin içindeki sahralarda kırk ellişer adet balyemez toplu kulelerdir ki her birine 20 adam sığar kulelerdir.

Tamamı (—) mazgal delikli dirseklerdir ki her biri birini koruturlar.

Bağdad surunun çevresinde 24.000 beden vardır ki defalarca hesap olunmuştur. Kuşatma sırasında her bedende ikişer tüfengatıcı lazımdır, tâ bu derece büyük burçtur. Her gece bu bedenler üzerinde 8.000 adam tâ sabah vaktine dek "Allah yekdir yeki" deyip nöbet tutarlar.

Her karanlık gecede 40 ağa pür-silâh kol dolaşıp gaflet uykusunda yatan nöbetçilere yüzer adet kırbaç vurup cezalandırır. Silâhlı hazır bulunan nöbetçileri de ödüllendirir.

Her gece şehrin bütün zarifleri çeng ü çagane, sâz u söz ve mutrıplarıyla kale bedenleri üzere varıp sabaha dek bir hay-huy fasıl ve helva sohbetleri olup Hüseyin Baykara fasılları etmeye izin verilmiştir, ama şarap içmek yasaktır.

Osmanlı mehterhanesi ve kös-i hakanîyi bildirir

Akşam vaktinden önce ve Şafiî vaktinde sekizer kat Osmanlı mehterhanesi faslı olur ki Mısır mehterleri faslından mükemmel fasıl ederler. Bir serhadde böyle donanımlı mehterhane yoktur. Tamamı 40 neferdir. İç kalede fasıl ettiklerinde Şat aşırı Kuşlar Kalesi'nde ve İmam-ı A'zam Kalesi'nde rahatlıkla duyulur. Ama bir çok iri kös-i hakanî vardır. Kös üstâdı köse vurup velvele ettikçe Bağdad çöllerinden duyulur. [341a] Zira üç ayak merdiven ile çıkılır bir bakırdan işlenilmiş büyük köstür ki Bağdad kösü Anadolu'da, Rumeli'de, Arap ve Acem'de meşhurdur.

Bağdad Kalesi'nin bütün kapılarını bildirir

Evvelâ kuzey tarafa İmam-ı A'zam Kapısı (—) kat sarp ve sağlam demir kapılardır. Hendeği üzerinde köprüsü vardır ve hendeğe bakan iri balyemez topları vardır. Her biri yedi başlı ejder gibi ateş saçan toplardır.

Batı tarafa bakan Karanlık Kapı (—) kat demir kapılardır ki her biri İskender Kapısı'dır. Hendeği ve köprüsü de sağlamdır ve büyük balyemez topları vardır. Bağdad'ın bir sağlam kulesi bu mahaldir ki Acem bu mahalde kapanıp büyük savaş olmuştur. Ve bir karanlık yerde bulunduğundan Karanlık Kapı derler.

Akkapı, doğu tarafta Acem toprağında Diyâle Nehri tarafına açılır (—) kat demir kapılar, bütün kapılardan hendeği ve köprüsü sağlamdır.

Cisir [Köprü] Kapısı, kıble tarafına açılır (—) kat kapıdır, hendeği yoktur, Şat kenarıdır.

Tılsım Kapısı, Karanlık Kapısı ile Akkapı arasında bir küçük kapıdır ama daima kapalıdır, ama anılan 4 adet kapılar açıktır.

Bağdad'ın iç kalesinin şeklini bildirir

Evvelâ bu iç kale büyük dış surun doğu tarafında bir düz yerde dörtgen şeklinde bir taş ve tuğla yapı hoş bir kaledir. Çevresinde hendeği (—) ve fırdolayı büyüklüğü (—) (—) adımdır. Kıble yönüne var ve şehir içine açılır bir kapısı var ve bir uğrun [gizli] kapısı var daima kapalı durur. (—) tarihinde

Bekir Subaşı Celâli olup Bağdad’a kapanıp Acem şahma haber gönderdi ki,

"Şahım, Bağdad senin, sarayına gelesin!" diye haber gönderip şah gelince Celâlî Bekir kaleyi şaha vermeyip cenge devam ederken Celâli Bekir oğlu Derviş Mehmed bu iç kalenin anılan hendek kapısını açıp şah askerini Bağdad’a koyup Acem'in işgal ettiği uğursuz Uğrunkapısı'dır ki hâlâ kapalıdır. Ama büyük kapısının içinde gece gündüz bütün bekçileri pür-silâh hazırdırlar. Bilmedikleri adamı kaleye komak ihtimalleri yoktur. Zira bütün cebehane, hazine, siyah barut ve bütün sipahi erzakı bu iç kalede saklıdır. Bu kalede başka dizdar ve (—) adet neferat vardır. Hisar içinde (—) pâk toprak ile örtülü bağsız ve bahçesiz mamur haneler vardır.

Bir Murad Han camii var ama birinci yapıcısı Süleyman Han'dır. Abıhayat kuyuları, cebehane mahzenleri, tahıl ambarları ve Şâtır Hüseyin Paşa Hamamı vardır, ama han ve çarşı pazarı yoktur.

.....................(3 satır boş)..................

Bağdad Kalesi'nin bütün camilerini bildirir

Bağdad Şehrinde toplam 660 adet mihrap vardır.
Bunlardan eski sultan camii Cürce başında Hulefâ Camii, kubbeli ve minâreli eski mabettir.
Köprü Kapısı'nın iç yüzünde Hasan Paşa Camii, kubbeli ve iki minârelidir.
Paşa Sarayı Kapısı önünde Süleymaniyye Camii, kubbeli ve minârelidir.
İmam-ı A'zam Kapısı'nın iç yüzünde Murad Paşa Camii, Murad Ağa tamir etmiştir, kubbeli ve iki minârelidir.
Penc Ali Yolu’nda Hatuniye Camii, kubbeli ve minâreli camidir.
Yine Penc Ali yakınında Mercaniye Camii, minâreli camidir.
Kamber-i Ali Camii, bir minârelidir.
Şeyh Şehâbeddin Sühreverdî Camii, bir minârelidir.
Sarrâchane Camii, kalabalık cemaate sahiptir.
Kessâr Kahvesi’nde Sebilhane Camii.
Kurnabaşında Haseki Mehmed Paşa Camii, yeni camidir ve bir minârelidir ama gayet ferah, hoş camidir.
Şeyh Abdülkâdir-i Cîlânî Camii, Sultan Süleyman'ındır, kubbe ve minâreli ve kalabalık cemaatli nurlu bir camidir.
....................(6.5 satır boş)....................[341b]

Bağdad mescitlerini bildirir: Tamamı (—) adet mescitlerdir.

....................(1.5 satır boş)...............

Alim ders evleri, medreselerini bildirir: Tamamı (—) adet ilim öğrenilen medreselerdir. Bunlardan donanımlısı Mercaniye Medresesi'dir. Ve Saraçhane'de Hulefâ Medresesi, hâlâ yeniçerilere et tayin verilir. (—) (—) (—) (--) (---) (—)

Kur'ân dârülkurrâları: 6 adet dârülkurrâ kalmıştır. Nice kere Acem eline girmek ile çoğu harap olmuştur. Cığalzâde Kurrâsı, İmam-ı A'zam Kurrâsı ve (—) (—) (—) (—) (—).

Peygamber dârülhadisleri: Eskiden 70 adet dârülhadisi var imiş. Hâlâ 6 yerde dârülhadis kalmıştır.

....................(1 satır boş)....................

Çocukların öğrenim gördüğü mektepler: 600 sıbyan mektebi varmış. Hâlâ 40 adedi ayaktadır. Evvelâ,

....................(1 satır boş)...............

Derviş tekkeleri: 700 adet adet tekke sayılır. Zira her ziyâretgâhda bir tekke bulunmaktadır. Ama bunlardan İmam-ı A'zam, İmam Musa Kâzım, Şehâbeddin Sühreverdî, Abdülkâdir-i Cîlânî ve Mevlevihane tekkeleri meşhurdur.

Hayat suyu çeşmeleri: 200 adet can besleyen çeşmeleri vardır ama suları sakalarla Şat'tan gelir. Bunlardan mükellefi Atmeydanı'nda Murad Ağa Çeşmesi ve camii yakınında yine Murad Ağa Çeşmesi (---) (—) (—) (—) (---)

Kerbelâ şehitleri selsebilleri: Susamışlara 100 adet sebil vardır ama yine bütün suları sakalarla Şat'tan getirirler. Evvelâ Haydar Çelebi Sebili, Hüseyin Paşa, Hasan Paşa, Musa Paşa Sebili, Ebû Şükür Hoca ve Hasbullah Çelebi sebilleri meşhurdur.

Mahalle isimleri: 23 adet Müslüman mahalle ve diğer mahalleler vardır. Meydan Mahallesi, Haydarhane Mahallesi, Kamber-i Ali, Kadı'l-hâcât, Deştî, Debbağlar, Karanlık Kapu, Cisirbaşı, Cürce, Penc Ali, Ekmekçiler, Kumabaşı, Balıkçılar, Cömer d Kassâb ve Yahudiler Mahallesi.

İleri gelen sarayları: Hepsi 750 adet hanedir. Paşa Sarayı övgü ve anlatmaya ihtiyacı olmayan hamamlı, bahçesinde sanavber ağaçlı ve 200 odalı saraydır. Ve Yeniçeri Ağası Sarayı, Hasbullah Sarayı, Haydar Çelebi Sarayı, Ebuşşükür Sarayı ve Mahmud Hadidoğlu Sarayı.

İşleyen tüccar hanları: (—) adet kara ve deniz tüccar hanlarıdır. Evvelâ Cığaloğlu Hanı Saraçhane başındadır. Murad Paşa Hanı, Bekir Paşa Hanı, İbrişim Hanı, Sipah Pazarı başındadır. Kadı Mahkemesi yakınında Hurma Hanı ve Mahkeme karşısında Basralı Hanı.

Garih bekâr hanları: Hepsi (—) adet diyarından ayrı düşmüşlerin odalarıdır. Evvelâ bir kârgir yapı Hurmalı Hanı, Kumabaşı’nda Kereste Hanı ve Hulefâ Camii Hanı. (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—)

Sultan Çarşısı'nın anlatılması: Tamamı 2.000 adet padişahî çarşı pazardır. Evvelâ bir kârgir yapı bedesteni vardır. Uzun Çarşı, Hürce [Cürce] Çarşı, Murad Paşa, Saraçhane, Haffaflar, Kuyumcular, Gazzazlar, Kavukçular, Kazancılar, Karanlık Kapı Çarşı ve Cisir Kapısı Çarşı.

İnsanlarının yüz renkleri: Bütün Bağdad halkının görünüşleri buğday tenlidir. Ama gayetle güzel surete sahip hoş görünüşlü ve çok sakallı halkı vardır. Gençleri tamamen perî yüzlü ve melek görünüşlü civânlardır.

Mahbûb ve mahbûbanı bildirir: Bütün mahbûbları güzel yüz sahibi, hoş, kaşları yay, kirpikleri ok, gamzesi Tatar, ceylân gözlü, aydınlık yüzlü ve şirin sözlü güneş parçası beğenilen mahbûbları vardır.

İleri gelenlerin isimleri: Evvelâ Ebû Şükür Hoca Ali, Hasbullah Çelebi, Mahmud Hadidzâde, Haydar Çelebi, Rûznameci (—) Efendi ve Şahbender.

....................(1 satır boş).....................

Usta tabipleri: Bu şehir eski hekimlerin yurdu olduğundan usta hekimleri ve iyi nabızcıları gayet çoktur. Evvelâ Hekimzâde Hamza Çelebi, Kehhâloğlu Rızâ Çelebi ve Haşan Yâr Çelebi (—) (—) (—) (—) (—)

Usta cerrahları: Evvelâ bunlardan kâmil üstad Mehmed Çelebi’dir ki mumyâ-yı kânı vermeden bir yaralıyı üç günde iyileştirir bir merhem-i Süleymanîye sahiptir ki gerçekten can merhemidir. Meydanda Cerrah Usta Ali, cerrahlık ilminde İkinci Feylekos’dur. [342a]

Bağdad'ın duası makbul şeyhleri: Evvelâ Şeyhülislâm Kürt Mustafa Efendi, Müftü Zeynelâbidin Efendi, Gurâb Efendi, oğlu Mahmud Efendi ve (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—)

Müellif ve şairler: Evvelâ 40 adet divan sahibi fesâhat ve belâğat sahibi şairleri vardır. Bunlardan pâk dilli Şeyhzâde mahlasını kullanır (—) (—) Çelebi, Balı Dayı Çelebi, Mollazâde, Gurâbî Mahmud Efendi ve (—) (—) (—) (—)

Hoş-sohbet dostlar:

....................(1.5 satır boş)....................

Meczup âşıklar:

....................(1.5 satır boş)....................

Erkek giysileri: Genellikle ileri gelenleri şiddetli kışta samur, nâfe, sincap kürk ve atlas giyerler. Şiddetli sıcaklarda renkli sof ve beyaz bediyye kereke [üstlük, yeldirme] giyerler ve diğer insanlar çukadan kereke giyerler.

Kadın giysileri: Bütün kadınları altın, gümüş ve dîbâ arakiye giyip yüzlerine burka ve örtü koyup beyaz lekkefûrî [bir çeşit pamuklu dokuma] boğası car bürünüp ayaklarına kadife çakşır ve sarı çizme giyerler.

Erkeklerinin isimleri: Genellikle halkının isimleri,

....................(1.5 satır boş)....................

Kadınlarının isimleri: Kadınlarının genellikle isimleri Âsiye,

....................(1.5 satır boş)....................

Kölelerinin isimleri: Genellikle kölelerinin isimleri Handan, Ken'an,

....................(1.5 satır boş)....................

Câriyelerinin isimleri: Genellikle câriyelerinin isimleri Şebtîz, Şebboy,

....................(1.5 satır boş)....................

Cana can katan havası:

....................(1.5 satır boş)....................

Evlerdeki su kuyuları: Şehir içinde toplam 6.000 adet su kuyuları vardır ki âbıhayattan nişan verir. Gerçi bu şehir Şat sahilindedir ama suları Şat'tan sakalar ile gelmek zor olduğundan lezzetli kuyuları vardır.

Beldenin iklimi: Bağdad Eyaleti 75 nahiyedir. Yer altı 50 küre ve yer üstü 40 kürede bulunmuştur. (—) ikliminde bulunup uzun gündüzü (—) saat ve (—) derecedir. Karanlık gecesi de öylecedir. Nazar cihetinde iklimin en güzelidir.

İmaristanının tâlii: Bu Bağdad Şehri yeni burca temeli konulmuştur. Zühal-i türâbî evinde bulunmuştur. Onun için Bağdad toprağında fitne ve fesat eksik olmayıp toprağı kan ile karılmış, karışmış bir Kerbelâ Çölü'nde kurulmuş bir kaledir.

İleri gelenlerin özel hamamları: Bu şehir içinde toplam 500 adet ileri gelen saray hamamları vardır.

...................(1.5 satır boş)....................

Hamamlarının anlatılması: Tamamı (—) adet aydınlık hamamlardır. Evvelâ Cığalzâde Hanı yakınında Bektaş Han Hamamı eşsizdir. Haffaflar Hamamı, Mahkeme yakınında Kadı Hamamı, Karanlık Kapı yakınında Debbağlar Hamamı, Abdülkâdir-i Cîlânî Hamamı, Penc Ali Hamamı, Hasbullah Hamamı, Haydar Çelebi Hamamı ve Atmeydanı’nda Şaban Efendi Hamamı.

Gariplerin aşevleri: (—) yerde ziyafet evi imaretleri vardır. Abdülkâdir-i Cîlânî, Şehâbeddin-i Sühreverdî ve İmam-ı A'zam İmareti, İmam Musa İmareti ve (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—) (—)

Rahip kiliseleri: 8 adet Ermeni kilisesi vardır. Fireng, Urum ve Kıbtî yoktur, ama Yahudisi çoktur. 3 sinağosu ve hahamları vardır. Ama Ermeni kilisesi Meydan yakınında ve Cürce’deki gayet mamurdur. [342b]

Halkın dili ve ıstılahları Bu Bağdad kavminin konuşmaları genellikle Farsça, Arapça, Kürtçe ve Türkçe lehçelerde fesâhat ve belâğat ile karışmış bir hoş kelimeleri vardır. Halk kısmı Ermenice ve Hindce de bilirler.

Beğenilen sanayi ürünleri: Her işleri beğenilir ama saraç işleri meşhurdur. Hatta bir tür üzengi derler ceylân derisinden örerler ki büyüleyicidir. Kuyumcuları, terzileri ve demircilerinin kılıçları Diyarbakırlıdan fazla meşhurdur.

Erkeklerinin işleri ve kazançları: Askerî taifesinin bir sınıfı Rumahiye, Cevâzir ve diğer hizmetlerde görevlidirler. Bir sınıfı Hint, Sind, Acem ve Yemen’e giderler, zengin bezirgânlardır ve bir sınıfı da sultan çarşısında zanaat ehlidir.

Tahıllarının övgüsü: Bu Bağdad’ın pâk toprağında Yaradan'ın emri o derece tahıl yetişir ki bir tağar buğdaydan 80 tağar buğday ve başka arpa, darı, bezelye, bakla ve pirinç yetişip her yerde bolluk olur.

Yenen meyveleri:

....................(2.5 satır boş).....................

Meyvelerinin seçkinleri: Bağdad Şehri’nde üzüm bağı yoktur ama îmam-ı A'zam tarafından bahçecikleri çoktur. Ancak şehir çevresini ve eyaletini her tarafını hurma bahçeleri cihanı kaplamıştır ki Bağdad'ın hastavî ve bedrâî hurması meşhurdur.

İçecek çeşitleri: Evvelâ Basra şekerli şerbetinin çeşitleri, hurma şerbeti ve rakısının bu Irak toprağında her çeşidi olur.

....................(1 satır boş).....................

İrem Bağları:

....................(1.5 satır boş).....................

Cennet bağı mesire yerleri:

....................(1.5 satır boş).....................



Cennet yurdu Bağdad'ın külliyatı şehrengizinin tamamlanması

Evvelâ bu Bağdad Kalesi, yeryüzünde benzeri yaratılmamış direkli İrem bahçesi yurdu ki, tarihçiler arasında cennet yeri Irak adıyla meşhur olan sağlam kale, dayanıklı sur, eski hisar, büyük şehir, süslü kasaba, Medyen Şehri olan halifelerin taht merkezi Bağdad ki yüksek yapılara ve şanı yüce halka sahiptir, derler. Zira bu eski şehir ilk zamanlardan beri âlimlerin toplantı yeri, fâzılların kaynağı, sâlihlerin meskeni ve velîlerin burcudur. Acayip ve garip iklimdendir ki bütün âlimleri garip ilimlere ve pek çok fenlere sahiptirler. Bütün çocukları tez kavrayışlı olup gayetle akıllı, yetkin ve zeki tabiatlı ciğer-köşeleri olur. Böyle zeki yaratılışlı olduklarından genellikle çocukları nice değerli kitapları ezberlemişlerdir. Ama merakları Farsça, edebiyat ve şiir yoluna yönelmiştir. Onun için şairleri ve yazarları hesapsızdır.

Bu Irak Şehri’nin suyu ve havasının hoşluğundan erkekleri o kadar yaşayıp ihtiyarlar ki kuvveti gitmiş, hey'eti bitmiş ve ömür sermayeleri yüz yıla yetmiş ve sohbetten kalmış olur ama çoğu Hanedân muhibbi Şiîlerdir.

Bu Bağdad halkı bir girdapta kalmış kişi gibidir. Bu Bağdad Şehrini Acem şahı alsa Bağdad halkına,

"Ey Nu'man-ı A'zam'a mensup Sünnî!" ve Osmanlı alsa bu Bağdad halkına,

"Ey Şahseven Şiî, Râfızî ve Hâricî!" derler.

Bu şekilde Bağdad halkı arada kalmıştır. Ama hepsi dostlardan şen, şakrak, eğlenmeyi bilir, gönül ehli, hafif ruhlu, gönlü temiz, zarif, yumuşak huylu ve meydan erleridir ki zengin ve yoksula, fukaraya ve zayıfları nimetleri boldur. Hepsi yurdundan ayrı düşmüş, garip insanları severler. Ama,

İnsan masdarı kadınlarının anlatılması: Genellikle Bağdad toprağının kadınları güzel yüzlü ve endamlı olup kelimeleri ölçülü, inci tanesi dişleri sanki parlak inci gibi yaratılıp misk saçan saçlarını belik belik, kıvrım kıvrım edip sarkıttıklarında bir cihette âşıkları cezbedip canlarına bin can u dil öyle akıtırlar. Ama yine böyle iken her biri Râbia-i Adeviyye derecesinde kapalı dindar ve güzellik sahibi kadınları vardır. Nice bin yıldız gibi parlak temiz kızları ve gayet perhizkâr bâkireleri var ki sanki her biri birer el değmemiş inci ve birer açılmamış goncalardır. Babalarından başka er yüzünü ve erkek sözünü duymuş değillerdir. Hokka ağızlı, al dudaklı, simbeden ve nâzik-endam olurlar. Söze gelseler çok güzel konuşurlar. Her birinin hareketleri, yürüyüşleri, geliş-gidişleri ve konuşmaları insanı hayran bırakıp başını döndürür.

Eski tarihçiler bu Küfe, Medâyin ve Irak toprağı için “Arz-ı Mukaddesdendir" diye tahkik etmişlerdir. Gerçekten de uçsuz bucaksız bir ovadır ki yaz ve kış Irak zindedirler. Bütün ovaları köy kasaba, körfezler ile ark ve akarsular ile bakımlı ve şenlikli, her tarafı güllük gülistan ve hurmalık olup Rıdvan Cenneti gibi cennet bağlan ve şebekeli bostanları vardır. Hurmalıkları, içinde bebr, panter, arslan ve kaplanları vardır. Basra, Lahsa, Umman, Küfe ve Necef sahralarına kadar hurmalıkları cihanı tutup hurmalık bağcıları, Bağdad diyarında 70 tür hurma olur dediler. Her sene yüzlerce gemi yükü hurma Bağdad diyarından Hindistan'a ve Sindistan'a gider ama hepsinden hastavî hurması ve bedrâîsi ve

....................(1 satır boş).....................

olur ki Yemen akiki olur. Ve nice kere yüz bin deve yükü hurmayı Urbân kabileleri yükleyip Hemedan ve Isfahan diyarına götürürler. Asla sahipleri yoktur ki tâ Mekke, Medine ve Yemen çölünde son bulur göklere doğru uzanmış çok yüksek hurma ağaçlarıdır. Hatta Ayn Ali Efendi Bağdad defterdarı iken bu Irak diyarının hurma ağaçlarını övmüştür. Şiir:

Hâk-i Bağdâd'da zeyn olan şeceri
Nahl-i hûrmâ [346a] samr gören ammâ
Tuğlardır ki kaldı menzilde
Çekilüp gitdi leşker-i hulefâ

demiştir. Gerçekten de hurma ağacım tuğa iyi benzetmiştir.

Her bir hurma minâre gibi göklere boy uzatıp yüksek servi ağacı gibi ayakta durup salınır. Pâk toprağının güzelliğinden bütün hurma ağaçları uzun boylu olmuştur. Mısır ülkesinde, Elvâhât vilâyetinde, İsne ve İsvân diyarında, Sudan ülkesinde ve Mağrib ülkesi Tilimsan’da böyle uzun boylu hurma ağacı bir diyarda görmedim. Mekke, Medine, Tâyif ve Abbas topraklarında da böyle uzun hurma ağaçları yoktur. Gerçi Medine-i Münevvere'de uzun boylu hurma ağacı olur ama Medine'nin kuzey tarafı dışında Hazret-i Hamza Ziyareti yolu üzerinde bütün hurma ağaçları birer adam boyu kadardır. İki üç senede dal dal hurma verip her salkımı kum üzere yatar. Bu Resûlullah’ın mucizesidir ki Arz-ı Mukaddes’de bir diyarda Medine hurması ağacı gibi kısa hurma görmedim. Sanki Aymtab diyarının üzüm bağlarıdır. Ama Bağdad’ın hurmalıkları Samanyolu gibi göklere baş çekmiştir. 

Ayrıca Bakınız

Nedir

Hakkında Tanımı

Ansiklopedi

Maddesi

Gezdiği Yer

Kısaca Bilgi

Yayınlanma: Güncellenme: 06.04.2024

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.