Mekke
Mekke hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Safalı kardeşlere ve vefalı dostlara şöyle malum ola ki Mekke şehri 7 yüksek dağın arasında 7 adet dere ve tepe üzerine kurulmuş, kuzeyden güneye uzunlamasına büyük bir şehirdir. Ancak yapılarının çoğu 7 dereye yapılmıştır.
Bu dere içinde 3 yolu vardır, gayet ulu yollardır. Kuzey tarafında Bâb-ı Muallâ'ya kadar büyük yoldur. Birinin ucu da Hammede tarafında Şebîke dedikleri mahalle varır. Güney tarafta Yemen yolu üzerinde Hazret-i Hamza'nın doğduğu mekâna ulaşır. Bu büyük şehrin eni Cezzel Dağı dedikleri dağın yüzünde ve Cebel-i Ebî Kubeys'in yarısından fazlası mamurdur. Bu iki dağın üstü ve arası da mamurdur ki şehrin genişliğini belli eder. Ancak bir ok menzili yerdir. Bu Ebî Kubeys Dağı ile Cezzel Dağı'na Ahşebân derler.
Bu Mekke şehrinin boyu Bâb-ı Muallâ'dan Bâb-ı Mâcin'e kadar tam 4.200 adımdır. Ondan öte şehrin sonuna dek 3 bin adım daha vardır.
Yine Bâb-ı Muallâ'dan Bâb-ı Şebîke'ye kadar, mera yolundan Sevîka'ya, oradan yine Bâb-ı Şebîke'ye varınca kadar 1.170 Mekke zirâidir.
Bu yollardan başka 12 yol ve 700 sokak daha vardır. Hepsi mahalleler içindedir. Aşağı çarşıda olanlar düz yerde bulunmakla kumsaldır, asla kaldırım döşeli değildir. Dağlar üzerinde olan mahalle sokakları iniş yokuş kayalı yollardır. Ve gayet temiz yollardır.
Bu Mekke şehri içinde küçük büyük toplam 740 mihraptır. Bütün mescit, medrese, tekke, zaviye, Dört Halife ve sahabe hanelerinde olan mihraplar sayılıp 740 mihrap olmuştur. Ancak Cuma namazı kılman Harem-i şeriftir. Ondan başka yerde bu şehir içinde Cuma namazı kılınmaz.
Mekke şehri mescitleri: Evvelâ (—) Mescidi ve Hazret-i Resul'ün Bi'r-i Cübeyr'i yakınında Mescid-i Nebî derler ziyaretgâhtır. Nûbâ Dağı üzerinde Ömer ibnü'l-Hattâb Mescidi, Bâbü'l-Acle yakınında Cafer bin Ebî Tâlib doğduğu mcscit. Zukâk-ı Mirfak'da Hazret-i Ebubekir'in evi, mescidi ve dükkânı da bu mahaldedir.
Hazret-i Abbas hanesi mescittir. Kaykaân Dağı yanında, Cüneyd ve İbrahim-i Edhem Mabedi. Bu iki sultan bu mescitte kalırlar imiş.
Mekke içinde Haccûn Dağı'nın karşısında Mescidii'l-Hak ve Zâyet Mescidi. Bir alçak minaresi vardır. Müddea'da Eymen Mili yakınında Müddea Mescidi. Şehirden aşağı Rükûb Mescidi, Hazret-i Peygamber Medine'ye hicret edince bu mescitten binip Medine yoluna çıktıkları için Rükûb Mescidi derler.
Tenîm adlı mahalden kıbleye gelirken Hazret-i Âyişe-i Sıddika Mescidi, bir küçük mescittir. Harem- i şerif milleri yolunda bir ziyaretgâhtır.
Hâsekiyye İmareti yakınında Seyyid Ahmed el-Bedevî Makamı Mescidi, bir alçak minareli kalabalık cemaate malik aydınlık mescittir.
Süslü çarşıları
Bu Mekke şehri içinde 1.300 dükkân vardır. Ama yukarıda Şerif Berekât'ın şerifliği sırasında donanma olup bütün çarşı süslenip anlatılmıştır. Hâlâ 2 bedesten vardır. Biri Bâb-ı Selâm yakınında iki yanında kapılı, kârgir binalı, 50 dükkânlı hoş bedestendir. Bütün dünyanın değerli kumaşları, nadir cevahirleri ve incileri burada mevcuttur. Diğeri Şam Çarşısı yakınında bir çıkmaz sokak içinde 40 adet dükkândır. Bir başında kapısı vardır. Bunda da zengin tüccarlar değerli mallarını meydana serip alışveriş ederler.
Bu şehir içinde tüccar arasında bir garip seyirlik vardır ki anlatılmaz. Bir bezirgân bir tüccardan bir meta almak istese, değerli kumaşına bakıp almak istediğinde iki kişi birbirleriyle esvaplarının yenleri içinde el ele verip birbirlerinin ellerini birkaç kere sıkıp istedikleri gibi pazar eder, tek bir kimse bile sırlarını anlamaz. İşrâkîler pazarı gibi alışveriş yük yük nice yüz bin guruşluk pazar edip asla tekellüf etmezler ve birbirlerinin yüzüne bile bakmazlar. Garip alışveriş seyirliğidir.
Bu çarşı içinde dükkânların çoğu aktar ve bezzaz dükkânlarıdır. Bütün hububat, tahıl şehir içinde meydanlarda ve bazı dükkânlarda satılır.
Bu dükkânlardan başka her hanenin kapısından içeri bir sofası vardır. Herkes metamı o sofalar üzere kat kat yığıp nice yüz bin guruş pazar ederler. Herkese kahve, kokulu içecekler, gülsuyu ve buhur ile gönül alıp saygı gösterirler. Bir tür dükkânlar da bu zengin bezirgânların kapıları arasıdır. Bunlar da dükkân sayılsa 6 binden fazla dükkân olur.
Bu han dükkânlarından başka her hanede kıymetli cevahir cinsi, değerli kumaşlar, dîbâ, şîb, zerbâf, la'l, yakut, elmas, zümrüt, dürr-i yetîm, lü'lü'-i şehvâr, hürmüz-i dürdâne, müşk, ham amber, abîr-i gül-fâm, zebâd, ıtr-ı şahî, kâdî, mâhî, kâfûrî, ve sümbül-i hıtâyî, kısacası bütün dünya malı satılıp yük bağlanıp yük çözülür işlek büyük bir şehirdir.
Ama yiyecek ve içecek kısmından kıt ve yoksul şehridir. Bütün Mekkeliler Mısır'a muhtaçlardır. Mısır'dan Süveyş'e, oradan gemilerle Cidde'ye gelir, Cidde'den bir günde Mekke'ye gelip bolluk olur. Eğer gemiler Mısır'dan gelmese insan insanı yer. Zira bütün Mekkeliler misafir, göçmen, zayıf ve güçsüz dermansız adamlardır. Hepsi Horasan tembelleri gibi bağışlar ve padişah suresi ile geçinirler. Asla çift çubuk edip ziraat etmek onların katında muteber değildir. Kıtlık olup ekmek tuz kıymetli olur. Gerçi Abbas, Taif, Hicaz ve Habeş taraflarından, Harkova'dan, Musova'dan, Sevâkin, Dehlek ve Zeylâ'dan ve Yemen taraflarından çok hububat gelir, ama mevsimiyle gelmez ve gelse de yetmez etmez. Mekke şehri insan deryası büyük şehirdir.
Bütün sokakları temiz ve yemekleri iyidir. Bütün yiyecek ve içeceklerinin beğenileni, Emine Hatun hanesi ki Hazret-i Peygamber'in annesi hanesidir, ona yakın bir dükkân vardır, herise pişirirler. Hazret-i Peygamber heriseyi sevdiklerinden bu dükkânda herise yiyip dua etmişlerdir. Hâlâ o dükkân içinde o herisecinin soyundan olan kimseler herise pişirirler. Ama herise değil lokum gibi bir nur macundur.
…
Bu hadis-i şerif üzerine Mekke'nin kavunu ve karpuzu da sulu ve meşhurdur. Bütün meyvesi Şam gibi olan Abbas şehrinden 2 günde gelir. Sulu üzümü, şeftalisi, kısacası bütün meyveleri Abbas'tan gelir. Mekke şehri dar ve taşlık yerde olmakla bağ ve bahçesi bol değildir. Ancak şehir içinde 15 yerde bostanlar vardır. Ay ve yıl, yaz ve kış sebzesi eksik değildir.
Şehir içinde 70 yerde hurma bahçeleri vardır. Muallâ'da ve Ebtah'ta da 70-80 bahçe vardır. Genellikle şerifler bu bağlarda sohbet ederler. Mahsulatları hurma, limon, turunç, kebbât, nar, şeftali ve yer yer sulu üzümü de olur. Ama gayet mamur bahçelerdir. Bunlardan Şerif Zeyd hazretlerinin bağı pek çok odalar, köşkler ve çeşit çeşit maksureler ile inşa olunmuş bir İrem Bağı'dır.
Muallâ'da Mevlevihane de bir mesiregâh bağdır. Ve yer yer servi ağaçları vardır. Ama Rum ağaçlarından çınar, kavak, sanavber, ceviz, kestane, üvez, muşmula, kiraz, vişne ve armut, bu gibi meyve ağaçları olmaz. Ancak bir senede dört kere mahsul verir nabıka derler bir meyve olur. Bazı hanelerde boldur. Rum'da Kocaeli diyarında hâsıl olur. 6 çekirdekli alıç gibi bir meyvedir. Ve lezzette de öyledir. Ama çekirdeği birdir. Gül, nesrin, menekşe, reyhanı ve kâdîsi çoktur. Kâdî suyu, gülsuyu, buhursuyu, ıtr-ı şahî suyu yeryüzünde yoktur. Hatta hamamdan çıkınca hizmetçiler herkese gülsuyu ve kâdî suyu döktüklerinde insanın dimağı kokulanır.
Ayrıca Bakınız
- Biat Mescidi (Masjid Bay'ah)
- Kanije (Nagykanizsa)
- Küçük Çavuşbaşı Hamamı
- Galata (Galatas)
- Yıldırım Han Medresesi
- Oğdümit (Çınarlı)
- Gevrik (Tepeönü)
- Roda (Rudo)
- Çermik
- Sinan Kadı Camii
- Erdoğdu Bey Cami
- Peşte
- Domdoz (Dömez)
- Sultan Nasıruddin Camii (Madrasa And Dome Of Sultan Al-Nassir Mohammed Ibn Qalawun)
- Tilkili (Altınova)
- Gazi Hasan Bey Köprüsü
- Fethiye Camii
- Sultan Musa Çelebi Camii
- Hazret-i İmam Muhammed Bakır Ziyaretgahı
- Manavgadi Mevlana Ivaz Efendi Ziyaretgahı