Ümeyye (Emevî) Camii
Ümeyye (Emevî) Camii hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Evvelâ Şam Kalesi'nin tam ortasında bir geniş düz yerde benzersiz bir camidir. Kıble kapısından mihraba kadar 160 ayaktır. Ve camiin doğu tarafında (—) (—) Umrânî Kapısı'na kadar boyu 600 ayaktır. Cami içinde 40 adet çeşit çeşit somaki uzun sütunlar var ki her biri birer kayser haracı değer. Gövdelerini ikişer adam kucaklayıp her birinin boyları kırkar arşındır. Öyle parlak ve cilâlıdır ki her birinde insanın yüz rengi belli olur.
Mihrap üzerinde olan mücevher mavi kubbe 4 yapma ayak üzerine oturmuş olduğundan başka kıble kapılarının iki tarafında olan yapma sütunlar da 24 ayaktır.
Bu camiin içinde ve dışında 24 kapı vardır. 12'si kıbleye açılır. Sol tarafta İsa Minaresi Kapısı, sağ tarafta kıble duvarında (—) Kapısı, sahaflar ve ciltçiler çarşısına bakar. Gayet sanatlı kuyumcu işi pirinçten yapılma kapılardır.
Cami içinde 280 kemer vardır ve 280 çeşitli camdır ki her biri İlâhî nur ışığıdır. Bu camlar üzerinde 280 pencere vardır, Her birinde birer kafesler var ki büyüleyicidir. Bu kafesler kuşların cami içine girmesine engel olup pâk durur.
Bu kemerler üzerinde 4 adet kubbe vardır. Her biri hakkak elinden bin kez geçmiş mermerlerle süslenmiştir.
Mavi kubbenin bütün duvarları tezhipli, yaldızlı ve çeşitli renklerde değerli küçük taşlar ile süslenmiş, çiçekler ve tuba ağaçlan resimleri ile nakşedilmiştir. Her bir taşı kuş gözüne benzer taşlarla bukalemun nakşı olmuştur.
Bu kubbelerin iki tarafı baştan başa nakışlı ve tezhipli tahta tavandır, kemer kubbeler değildir. Tamamı 150 ahşap kirişlerdir. Bu nakışlı kirişlerde nice bin kıymetli avizeler var, her biri birer kâmil ustanın işi avizelerdir ki insanın gözleri kamaşır. Toplam 10 bin kandil ile süslenmiştir ki her gece bu kadar kandil cami içine ışık verip bütün cemaat ve itikafa çekilmişler çıraya muhtaç olmazlar.
Bu camii üstad üç sıra sütunları sıralı olarak öyle süslemiş ki bir direk diğer bir direkten kıl ucu kadar ayrı değildir. Bu hesap üzere cami için üç sıra boydan boya yoldur, tamamen ham mermer üzere çeşit çeşit nakışlı halılar ile süslenmiştir. Tamamı 70 saftır. Cami içinde bir köşk, müezzinler maksuresi var, gayet sanatlıdır. Hanefî mihrabının büyüleyici sanatı sanki Kudüs-i şerifte Sahratullah'ta ola.
Bu mihrabın iki tarafında küçük sütunlar var ki yeryüzünde benzerleri yoktur. Yemen'de Sabâ şehrinde Belkıs'ın tahtından alınmadır, derler. Gerçekten de İlâhî sanattır.
Bu cami içinde yakın sütunların 12'si öyle kırmızı sütunlardır ki sanki Bedahşah la'lidir. Benzeri bir diyarda yoktur, ancak İstanbul'da Süleymaniye Camii'nde 4 adet kırmızı sütun vardır, gerçekten de bu sütunlara denk olsa yeridir.
Minberi gerçi ahşaptandır ama servi, sandal, palasanta, sindiyan, çimşir ve ceviz ağaçları ahşabından oyma ustası Fahrî oymasına denk buna bir keski ve keser vurmuş ki sanki büyüleyici şekilde oymuştur. Kısacası, Sinop şehrindeki minberden sanatlıdır. Diğer camiler gibi mihrap duvarında pencereler yoktur.
Bu camie nice bin kere girsen bir kere daha girdiğinde nice görmediğin sanatları ve ibretlikleri görürsün. Kısacası şiir:
Ra'eynâ camia'd-dünyâ cemî'an
Velâkin mâ ra'eynâ misle hâzâ
[Dünyadaki bütün camileri gördük
Ancak bunun benzerini görmedik]
Bu camiin dış avlusu beyaz ham mermer döşeli bir sahradır. Eni kıble kapısından Hanefî Kıblesi'ne kadar 250 ayaktır. Boyu doğudan batıya 600 ayaktır.
Bu avlunun dört tarafı 42 somaki ve beyaz mermer sütunlardır. Ve 24'ü dört köşe yapma sütunlardır. Bu sütunların araları çepeçevre yan sofalardır. Bu sofa sütunlarının kemerleri üzerinde birer kat daha ince ve küçük sütuncuklar vardır. Kimi somaki, kimi tutya, bazısı beyaz şeşhane mermer ve yerekanî zıhlı sütuncuklardır ki her birinde birer çeşit burma ve nakışlı sanatlar vardır. Bu sütuncuklar üzerinde de 32 küçük kemercikler vardır ki usta mimar bina ağır olmasın diye 32 sütun ve 32 kemer etmiştir. Bu hesap üzere avlunun dört tarafının altında üstünde, küçük büyük 150 sütun ve küçük büyük 150 kemer vardır ve bu kemerler üstü tavandır. Gayet nakışlıdır ki sanki Bihzad ve Mânî kalemidir.
Bu avlunun üç tarafında 3 kapı vardır. Batısında (—) Kapısı, bu kapı dışında misk, amber, ûd, gülsuyu, safran, müşk, kâfûr ve zebât satılır. Kuzeye bakan Kellâsiye Kapısı.
Doğusunda Ceyrun Kapısı: Bir Şâfiî havuzu var, ortasında bir şadırvanı var, adam beli kalınlığı fışkırır. Ceyrun Nehri derler tatlı bir sudur. Bu nehir ismiyle bilindiğinden Ceyrun Kapısı derler. Kapıdan bu havuza (—) ayak merdiven ile inilir.
Bu kapıdan avluya girecek mahalde sağ tarafta, duvarda böyle yazılmıştır. Tarih:
"Cüddide hâze't-terhîmü fî eyyâmi Mevlânâ es-Sultan el-Melikii'leşref Şah Ermen Ebi'l-Veth Musa bin Ebû Bekir bin Eyyûb azze nasruhu şuhûri sene selâse ve selâsîn ve sitte mi'e" [633] diye yazılıdır.
Bu camiin üç minaresi vardır. Batısında kapı üzerinde (—) minaresi dört tabaka bir sanatlı düzgün minaredir. Büyük velilerden Kuloğlu gündüz oruçlu, gece ayakta bu minarede ibadet eder. Ümmetin salihlerinden aziz kimsedir. Hak Taâlâ bu azize bir Davudî ses vermiş ki gece yarısında "yâ Mevlâ" deyince sesini duyan uykudan uyanıp ibadete meşgul olurlar. Allah'ın emri öyle tesirli sesi vardır. Hakir bu minareye çıkıp ellerini öpmekle şereflenip hayır dualarını aldık. Yaşı kırka ulaşmış değil idi. Asla bir kimse ile görüşür değillerdir. Anneciği birer ekmek ve bir parça buğday çorbası getirip iftar eder. Her sene elbette birer taş koyup o taş üzerine oturur. Müşerref olduğumuz sırada 22 taş olmuştu, 22 seneye işaret idi ki bu çille-i merdânı çekerdi.
Kellâsiye Kapısı üzerinde yüksek bir minare daha vardır, bu da dört tabakadır. Kule gibi yüksektir. Muvakkit sallî sesine yol verince ilk başta Şam içinde bu minareden ezân-ı Muhammedi yayılır. Her vakitte onar müezzin gülbâng-ı Muhammedi'yi okurlar. Bu iki minare avlunun etrafındadır.
Ümeyye Camii'nin Ak Minaresi'nin özelliği: Cami içinde doğu tarafında Hazret-i İsa minaresi: Hadis-i sahih ile sabittir ki âhir zamanda Hazret-i İsa Ümeyye Camii'nin doğu tarafına inecektir. Bütün Şam hadis bilginleri İsa'nın ineceği minarenin bu olduğunda birleşmişlerdir. Hâlâ bütün insanların ziyaretgâhıdır. 213 basamaktır. Her basamağı ikişer karıştır ve 3 karış bir Mekke zirâidir. Bu hesap üzere İsa minaresi ta en tepesine kadar (—) arşındır ve (—) tabakadır. Her tabakada büyük veli hücreleri vardır ki orada erbain çıkarırlardı. Hâlâ 70-80 kadar inzivaya çekilmiş kimseler vardır
Kule gibi dört köşe göklere doğru uzanmış yüksek bir minaredir. Şam-ı şerifin bu minareden ne büyüklükte olduğu bellidir ki uçsuz bucaksız bir ovanın içinde nice kere yüz bin bağı, bahçesi, gülistanı, bostanı ve meyve ağaçları var, ağaçlıklar içinde gözüken cihan meşhuru bir şehirdir ki Emevî meliklerinin taht merkezidir. İnsanların beğendiği ve ziyaret ettiği yerdir.
Bu minare fazılların toplantı yeri ve insanların işinin görüldüğü mekândır. Bu minarenin özellikleri çoktur, ama hakir kısaltarak yazdım.
Birinci katta Üçler Makamı, ikinci katta Yediler Makamı, üçüncü katta Kırklar Makamı ve dördüncü kata çıkarken Hazret-i Musa Taşı Makamı vardır.
…
Bu minarede iki rekât namaz kılıp dua edenin her ne ihtiyacı varsa giderilir, vesselâm.
Oradan inip avluda 2 adet yüksek sütunlar var, biri doğu ve biri batı tarafındadır. Araları (—) ayaktır. Bu iki direk arası Hazret-i Âdem aleyhisselâm adımıdır, derler. Hâlâ bu direkler üzerinde micmereler vardır. Mübarek gecelerde içinde ûd, amber ve kâfûr yakarlar.
Bu avlunun batı tarafında 5 adet ibretlik mermer sütunlar üzerinde bir yuvarlak sanatlı kubbe vardır, sanki bir köşktür ama çıkması mümkün değildir. Kıbleye bakan bir kapısı var, demirdendir, ama gayet sanatlıdır ve kilitlidir. Bazı ihtiyarlar bu camiin vakıflarının şer'î hüccetleri ve hudutnâmeleri vardır, derler. Sorumluluk söyleyene aittir.
Bu camiin imam, hatip ve şeyhlerinden başka 800 adet hizmetçileri vardır. Ve baştan başa mavi kurşunla örtülüdür. Kubbelerinin dört tarafı bir çeşit sanatlarla beden beden yapılmıştır.
Bu cami içinde Cuma gününde 40 yerde Halvetî, Celvetî, Ruşenî, Gülşenî, Sa'dî, Kâdirî, Bedevî, Râî, Rufâî, Dessakî ve Edhemî gibi tarikatların şeyhleri cavk cavk şevkle heyecanla tevhid ve zikir çekerler ki duyanlar mest olurlar.
İsa Minaresi kapısına yakın bir kuyu vardır. Cami üzerine inen yağmurdan toplanıp Temmuz'da bütün cemaat içip susuzluklarını giderirler.
Ayrıca Bakınız
- Karamanoğlu Hamamı
- Bisne (Bisse)
- Hamam
- Tirebne (Kardia)
- Gördüs (Korint)
- Aydos Ilıcası (Banya)
- Doğantaşı (Doğanbey)
- Şeyh Kafi Ziyaretgahı
- Jana Kavmi
- Hersekoğlu Ahmed Paşa (Hersekzade Ahmet Paşa) Cami
- Rahova (Karyes)
- Selinti (Gazipaşa)
- Kurşunlu
- Karaferye
- Pazar Cami
- Poyran (Agios Athanasios)
- Hasbahçe (Gülhane)
- Ermeni Kilisesi
- Çoban Kalesi
- Dadyan Irak (Samegrelo-Zemo Svaneti)