Popova

Popova hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:

Bu Popova Ovası'nda binden fazla yerlerde kuyular vardır,nama asla suları yoktur. Allah'ın hikmeti Temmuz ayı olup tüm yerlerin suları alçalmaya başlayınca bu kuyulardan sular kaynayıp ortaya çıkıp kuyular dolmaya başlar. Daha sonra kuyulardan taşarak Popova sahrasını basıp bir büyük göl olur. Ovanın çevresinde olan köylerin halkı kabaktan ve ağaçtan kayıklar ile bu gölde gezip kuyulardan çıkan sayısız balıkları avlayıp Gabele tuzuyla tuzlayıp salamura edip vilâyet vilâyet götürüp satarlar, kendileri de yerler, ama bir tür yiyeceklerdir ki asla balık kokusu olmayıp misk ve ham amber gibi güzel kokusu vardır.

Hatta birini yiyen adam sanki sakankur-ı mâhı macunu yemiş gibi güç verip o gece ehliyle levendâne ve dilberâne pehlivan gibi güreş edip ehlini 5-6 kere alt edip yenmeye kadir olur. Ta bu derece besleyici balığı olur. Hatta Frengistan diyarında ve Bosna ülkesinde bir adam çok cima eylese "Bre adam besbelli sen Popova balığı yemişsin" diye darb-ı mesel olmuştur. Ve bazı hekimlerin güçlendirici macunlara bu Popova balığı beynini koydukları bilinmektedir.

Allah'ın hikmeti, güz günleri gelip yağmurlar inmeye başlayınca bu ovadaki gölün suları tamamen kuyulara çekilip tüm balıklar ovada kalıp tüm vilâyet halkı üşüşüp yağma edip küçük büyük bu güçlendirici balıkları yerler, vay o nahiyenin hatunlarının hâline. Sevinçlerinden tüm kadınların ayakları yere basmayıp hep arkaları üzere safâ edip yatarlar.

Sonra bu sahrada balıklardan iz kalmayıp bu vadi içinde herkes sınırında ziraat edip bir kile darısı ve bir kile heldinesi yüz kile mahsul verir. Popova'da her sene böyle bir ibret verici seyirler olur.

Sonra tüm vilâyet halkı adı geçen kuyular içine girip o ova altında gezip köyden köye giderler. Hemen Acem ülkesinde Tebriz'de, Hoy ve Merend şehrindeki yeraltında olan kuyular gibi burada da adamlar gezer, acayip ve garip seyirlik ovadır ve garip mahsullü sahracıktır.