Üsküdar
Üsküdar hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
İstanbul şehrini, Emeviler ve başka padişahlar karadan ve denizden yedi defa kuşatarak bazı yerde İstanbul'un yarısını ve Galata'yı tamamen fethedip bazı zaman haraca kesip bu minval üzere fetihsiz barış yaparak dönerlerdi.
Hicret'in 245 [859] senesinde Herakl Kral Kostantiniyye'de ölüp oğlu Alina kral iken o yıl Abbasilerden Harun Reşid 150.000 asker ile Üsküdar'dan geçip İstanbul'u kuşattı. Sonunda "Fetihsiz dönmek ayıptır" diye bir sığır derisi büyüklüğünde Sllivrikapısı'nın iç yüzünde Koca Mustafa Paşa Camii yerinde bir kale ve bir Müslüman mahallesi içine bin adam muhafız kor.
Her yıl düşmandan 50.000 altın haraç almak üzere üç yıllık vergiyi peşin alıp Bağdad'a vardıklarında Alina Kral ayaklanıp İstanbul içinde olan Müslümanları katlederken Allah'ın izniyle o cenkte Alina Kralı Müslümanlar katlederler. Binlerce küffarı da katledip onların da hepsi şehit olurlar.
Bu sırada Seyyid Battal Gazi 3.000 yiğidiyle Üsküdar'da pusu kurarak kafirlerden ganimet alıp üzerlerine musallat olmada idi. Battal Gazi İstanbul içinde bu kadar Allah'ın kullarının şehit olduğunu duyunca içi yandığından Üsküdar tarafında Kuzgunca, Çengelise şehirlerini, Pendik, Kartal ve Darıca şehirlerini yağmalayarak 3.000 papazı kılıçtan geçirip bu kadar ganimet mallarıyla doğum yeri olan Malatya Kalesi'ne, oradan Bağdad'a Harun Reşid'e varır.
İstanbul içinde şehit olanların hallerini bir bir Harun'a anlatınca hemen o an Harun Reşid 200.000 asker ile bir yıl geçince tekrar İstanbul'u kuşatır. Üç gün üç gece ceng eder. Seyyid Battal ve diğer gaziler 18.000 kafiri ateş saçan kılıçtan geçirip 20.000 esiri bağlayıp Tekfur Yağfur adlı kralı elini ayağını bağlayarak Harun Reşid huzuruna getirir.
O an Yağfur'a aman vermeyip boğazından Ayasofya çanlığına asar. İstanbul'u yağma ve talan edip hesabını Tanrı bilir, ganimet malları alıp yine Kocamustafapaşa mahallinde önceden yapılan kaleye 10.000 Müslüman koyup Harun Reşid Bağdad'a yönelir.
Seyyid Battal Gazi ki ismi Hüseyin Gazi oğlu Cafer'dir, bu zat Üsküdar'da deniz kıyısında Kızkulesi'ne bakan bir tepe üzerine çadırlarını kurarak orada yedi sene bağ ve bahçe yetiştirip otururlardı. Bugün hala bu bağlara Battal Bağları, Al-i Bahadır Bağları, [141b] Şüca Bağları, Gaziköyü Bağları derler, galat-ı meşhur olup Kadıköy bağı derler.
Böylece yedi senede ilk olarak Üsküdar'ı ve Kadıköy'ü Seyyid Battal Gazi imar etmiştir. Battal Gazi sonra Şam gazalarına gidince Kral Kanator Kadıköy'e sağlam bir kale yaptı. Hala bu hakirin bağları içinde burç ve duvarlarının temelleri bellidir. Ondan sonra Üsküdar'ın kara tarafına ta Çamlıca dağlarına kadar derin bir hendek kazdı. Bu hendeğin toprağını iç yüzüne kapatıp kapı yerleri etti Çamlıca Dağı üzere bir karakol kulesi, Toygar Tepesi'nde, Yassıtepe'de, Piyale Paşa tepesinde hasılı on iki yerde büyük kuleler ve karakolhaneler yapıp Üsküdar'ın dört tarafına 40.000 kefere gözcü koyarak Üsküdar'ı mamur etti.
Seyyid Battal korkusundan Üsküdar hakimi, deniz içinde büyük kule yaparak kızını ve değerli eşyalarını o kuleye koydu. İsmine "Keretsan" Yunanca'da (---) dediler. Türkçe "Kızkulesi" demektir. Sonra Seyyid Battal, Şam'ı fethedip Üsküdar'ın bu şekilde imar olduğunu duyunca başına 700 gazi toplayıp ansızın Üsküdar'ı bastı. Kızkulesi'ne kayık ile geçip Kanator Kral'ın kızını ve bütün mücevherlerini alarak binlerce kafiri kırarak Üsküdar'ı fetheder. Üsküdar Bahçesi yerinde ibadet edip,
"İlahi bu diyarı Muhammed Aleyhissellam'ın ümmetlerine müyesser eyleyip mamur ve abadan eyle" der.
Üsküdar'ı yakıp yıkmadan ganimet mallarını alarak yine Medayin şehrine gider. Sonra bu zatın duası bereketiyle Kanator Kral Üsküdar'ı o kadar imar eder ki cennet bağı olur. Fetih'ten sonra da mamur olur. Ancak Süleyman Han zamanında da ziyade mamur olur.
Bugün de hala Seyyid Battal Gazi duası bereketiyle mamur olmadadır. Zamanımızda Sultan IV. Murad Han tahriri üzere, büyük şehir Üsküdar, yedi dağın, dere ve tepe üzere 9.000 kat bağlı bahçeli yalı, büyük saray ve başka binalar ile süslenmiş, çeşit çeşit imaretlerle bezenmiş bir şehirdir.
''Üsküdar" yanlış söyleniştir, aslı "Eskidar"dır. Üsküdar Bahçesi yerinde Harun Reşid'in çadırı yerinde Seydi Battal Gazi'nin yedi sene oturup bağlar ve evler yaptığı binalardır. Bunun için Eskidar derler. Üsküdar galattır.
Bu Üsküdar toprağı mukaddes toprak olup Anadolu, Arap, Acem, Hind ve Sind diyarlarının geçiş yeri olduğundan gayet işlek büyük şehirdir. İstanbul'dan altı mildir. Fakat Karadeniz akıntısı şiddetli olduğundan kayıklar Beşiktaş adlı mahalle varıp oradan Üsküdar'a salarlar, öyle 9 mildir. Sarayburnu'ndan Eyüp 10 mildir. Denizinde akıntısı yoktur. Ancak Üsküdar'a geçmek gayet zordur. Özellikle lodos havada gayet sakınmak lazımdır. Hala bu Üsküdar şehrinde 70 Müslüman mahallesi, 11 Rum ve Ermeni mahallesi bir Yahudi mahallesi vardır. Fakat Frenk keferesi yoktur, çevresinde kalesi de yoktur.
Bu şehir halkının Şeriat tarafından hakimi 500 akçe payesiyle mollalardır ki 100 adamıyla hükumet eder. Ey aleti ( ---) köy dür. (---) beş naibi hükumet eder. Senelik adalet üzere 40.000 kuruş hasıl olur.
Yeniçeri Ocağı'ndan bir oda yeniçeri, çarşı içinde kolluk bekler. Sipahi kethüdayeri, cebeci ve topçu ocağı ihtiyarları vardır. Ayan ve eşrafı, alim ve büyük şeyhleri çok fazladır. Ancak fetva sahibi şeyhülislamı İstanbul'dadır. Nakibüleşraf kaymakamı vardır. Subaşı ve 600 mütevellisi vardır ki büyük vakıflar ile bezenmiş şehirdir.
Büyük hanelerin seçmesi, Salacak'ta Ayşe Sultan Sarayı, Atik Valide Sultan Sarayı, Kaya Sultan Sarayı, Hanzade Sultan Sarayı, (---) Sarayı, Doğancılar yakınında Hacı Paşa Sarayı, Ak Mehmed Paşa Sarayı, Nasıf Paşazade Sarayı, Cinci Hoca Sarayı ve Arslan Ağa Sarayı.
...................... (1 satırlık yer boş) .........................
Nice bin büyük saraylar var ancak yazılması insanı rahatsız eder.
Bu imaretlerden başka (---) adet selatin camii ve başka camiler vardır.
…
Darülhadisleri bildirir:
...................... (2.5 satırlık yer boş) .........................
Darülkurraları bildirir: Valide Kurrası, İsmihan Sultan Kurrası, Şemsi Paşa Kurrası ve Türbesi, Hacı Paşa Kurrası ve Türbesi, bunlar da Mimar Sinan yapısıdır.
...................... (1.5 satırlık yer boş) .........................
Sıbyan mekteplerini bildirir:
...................... (2.5 satırlık yer boş) .........................
Tüm imaretleri bildirir
Önce; İskelebaşı'nda Mihrimah Sultan İmareti: Yıl boyunca sabah ve akşam gelen giden yolculara, misafirhanede oturanlara her gün iki vakit birer bakır sini ile herkese birer tas buğday çorbası, birer ekmek, her gece birer mum ve her at başına bir yem sadakası vardır. Üç günden fazla misafir olana vermezler. Vakfedenin şartı gece-gündüz diye belirlemiştir.
İkinci imareti, Orta Valide İmareti'dir. Bu da o tertip üzere cuma geceleri zengin fakir, genç ihtiyar herkese pilavı, zerdesi dağıtılır. 800 adet cami hademeleri de maaşlarını alırlar. Büyük vakıftır.
Üçüncü imaret, Cedid Valide İmareti'dir. O da anlatılan hayratları gibi ve daha fazla zengin ve fakir herkese nimeti bolca dağıtılır. Beş selatin bahçesinin devamlı olarak her nimetleri fakir, zayıf, kimsesiz ve yolculara teklifsiz dağıtılır. Şeyh Mahmud Efendi Mutfağı ve (---)(---) mutfağı:
Bunların da gelen fukaralara nimetleri dağıtılır. Üsküdar'ın imaretlerinin tamamı on bir yerdedir. Eğer her birini tek tek olduğu gibi yazsak Seyahatname'miz bir ziyafetname olur.
Gönlü yanık, şanlı derviş tekkelerinin vasıfları
Hepsi 47 tekkedir. Ancak bunlardan Mahmud Efendi Tekkesi: Halveti tarikatında öyle büyük tekke yoktur. Gece gündüz 300 dervişi Allah'ın zikri ile meşgullerdir. Her birinin birer köşede hücresi vardır. Cuma namazından sonra öyle tevhid olur ki duyan aşıklar sermest olurlar.
Abdülkadir Cilani Tekkesi: Bu da öyle bir tekkedir.
Divitçizade Tekkesi: Bu da Halveti tekkesidir.
Karaca Ahmed Sultan Tekkesi: Mezarlık içindedir.
...................... (5 satırlık yer boş) .........................
Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi: Kaya Sultan Yalısı dibinde Öküz Limanı'nda bir küçük derviş tekkesidir.
Miskinler Tekkesi: Anayol üzere şehir dışında bir tekkedir. Bütün miskinler (cüzzamlılar) orada kalıp adaklar ile geçinirler. Şehir içinde bir düşkün haberi alsalar aman vermeyip alarak tekkelerine getirirler. İsterse ayan veya eşraftan [143al olsun, miskinler ellerinde olan hatt-ı şerifleri ile onu alıp miskinhaneye götürürler, zira Rum diyarında, cüzzam hastalığı bulaşıcıdır diye şehir içinde cüzzamlının durması yasak olduğundan her şehir dışında başka miskinhaneler vardır. Kimseyle karışmadan ayrı yaşarlar. Mısır'da çok cüzzamlı vardır. Kuba hastalığıdır diye eli ayağı dökülmüş adamlar ile bir yerde yiyip içer, yatıp kalkarlar. Allah'ın hikmeti çocuklarının çocukları da olursa elbette kaşları ve kirpikleri olmaz.
...
Bu hamamlardan başka bu şehir içinde 800 saray hamamları vardır. Bazısına mahalle halkı çoluk çocuklarıyla girip safa ederler. ( ---) ( ---)
Üsküdar kervansaraylarının vasıfları: Hepsi 11 tanedir, herkese açık misafirhanelerdir.
Bunlardan biri İskelebaşı'ndaki camiin iki tarafında, deniz kıyısında yüzer ocaklı ve yüzer tavla at alır kervansaraylardır ki sanki birer kaledir. Baştan başa kurşun ile örtülüdür ki gelen-geçene teklifsiz konaktır. Mihrimah Sultan hayratıdır.
Orta Valide Kervansarayı: Bu da camii ve imareti yakınında yüzer ocaklı biner at alır misafirhanedir. Başka develiği var.
Kösem Valide Kervansarayı: Ayan ve ki bar kalması için mamur bir saraydır. Hala içinde Kethüda Arslan Ağa oturmakta idi. Bildiklerim bunlardır.
Saraylar: Koca Mehmed Paşa Sarayı, Süleyman Han veziridir. Koca Mimar [Sinan] işidir. Doğancılar Sarayı, Hacı Paşa Sarayı, Piyale Paşa yalısı. Mimar Sinan yapısıdır.
Seyyahlar ve kara ve deniz tüccarları hanlarının vasıfları: Hepsi 105 handır. Ancak kurşunlu hanlar değil, her biri kırkar ellişer ocaklı hanlardır. Bazısına üç ayda bir ulufe için sipahi taifesi gelip kalırlar. Fakat hepsinin kapılarına zincirler çekilmiştir. Her birinin hanedan ve kapıcıları vardır.
Önce Nasıf Paşa Hanı, Atpazarı Hanı,
...................... (3.5 satırlık yer boş) .........................
Sebilhanelerinin vasıfları: Hepsi 66 adet sebilhanelerdir.
...................... (3.5 satırlık yer boş) .......................... [143b]
Üsküdar'ın hayat pınarı olan çeşmelerinin anlatılması: Tamamı ( ---) akar çeşmelerdir. Hepsinden mükellef, büyük hayrat olan, Cumapazarı içinde Yeniçeri Kolluğu yanında Kara Mustafa Paşa Çeşmesi'nin tarihidir,
Mahallinde yapıldı çeşme-i ab-ı hayat-efza. Sene (---) .
...................... (5.5 satırlık yer boş) .........................
Sultan Çarşısı dükkanlarının vasıfları: Tamamı 2.060 dükkandır, lakin bedesteni yoktur fakat yine bütün kıymetli şeyler bulunur, çünkü burada her çeşit sanat erbabı mevcuttur. Tertip üzere bir esnafa ayrılmış çarşısı yoktur. Sanat erbabının hepsi birbirine karışmıştır. Hatta debbağhanesi bile iki yerdedir. Sipah Pazarı bir çarşıdır, iki tarafı kapılıdır. 4.000 adet üzüm bağı vardır. Bostan ve gülistanları 300'dür. Bunların her birinde nice bin renkte çiçekler hasıl olur kokusundan insanın dimağı güzel kokulanır.
Üsküdar mesire yerlerinin vasıfları
Öncelikle her tarafı mesire ve dinlenme yerleridir. Ancak bunlardan padişahlara mahsus olan cennete benzer bahçeler bir yolla seyredilse her birinin cihanın yarısını değecek güzellikte olduğu görülür.
Büyük Çamlıca Mesiresi: Gökyüzüne baş kaldırmış yüksek bir dağın en tepesinde yüksek bir tekke idi. Hala padişahımız kendilerine mahsus Cihan bağı adıyla bir bahçe yaptı ki bu hakirin oradaki yüksek köşke tarihidir,
Dedim ey Evliya bu kaha tarih
Mübarek ola kasrın padişahım. Sene (---).
Bundan aşağı Küçük Çamlıca Mesiresi: Yeşillik, mesire ve av yeri olan büyük çınarlı bir alandır.
Kalamış Burnu Mesiresi: Kadıköy Bağları ile Fener Bahçesi arasında bir körfez içinde beyaz kumsal bir denizdir. Bütün güzeller ve sadık aşıklar orada deniz malikleri gibi adem malikleri ve melekleri yüzüp aşık ve maşuk birbirlerini aracısız kucak kucağa olup sarılırlar, bir dinlenme yeridir.
Kadıköy Bağları Mesiresi, Haydarpaşa Bağı Mesiresi, AI-i Bahadır Bağları Mesiresi, Sücah Bağları Mesiresi.
Kaya Sultan bahçesinde Piyale Paşa Mesiresi: Havuzu denize bakan bir tepe üzerinde tek katlı köşkü ve büyük bir havuzu var ki içinde kayığı ve büyük balıkları vardır.
Doğancılar Meydanı Mesiresi: Sultanlar Üsküdar'a göç ettikleri zaman bütün doğancılar buraya göçerler. Büyük bir işyeridir (---).
Kızkulesi Mesiresi: Deniz içinde karadan bir ok menzili uzakta, dört köşe, sanatlı yüksek bir kuledir. Boyu tam 800 arşındır, büyüklüğü 200 adımdır. (---) tarafına bakan bir demir kapısı vardır. İçinde yedi kat odaları vardır. Yağmur suyundan toplanan sarnıçta tatlı suyu vardır. Dizdarı Çelebi Cüce, 100 neferatı, deniz kıyısında yedi başlı ejderha gibi 40 parça balyemez topları, mazgal delikleri ve mükemmel cephanesi vardır.
Salacak Mesiresi: Burada da bütün güzeller Temmuz'da denizde çimerler.
Şemsi Paşa Mesiresi: Bunda da bütün aşıklar ikindiden sonra gelip gelen-giden kayıkları seyrederek hava alırlar.
Sarıkadı Mesiresi: Ulu ziyaret yeridir.
Kayışpınarı Mesiresi: Orman içinde tatlı bir sudur.
Alemdağı avyeri: Acayip av alemi olur.
...................... (2 satırlık yer boş) .......................... [144a]
Mahalle isimlerini bildirir:
...................... (4.5 satırlık yer boş) .........................
Halkının kazançları, giyecekleri ve dillerini bildirir: Üsküdar halkı ( ---) sınıftır. Bir sınıfı asker topluluğunun seçkinleridir ki çeşit çeşit değerli kumaşlar giyerler. Bir kısmı bağcılardır. Bir sınıfı alim ve salihlerdir. Bir kısmı aza ve fakirliğe razı olmuş Giysüdar Mehmed Efendi dervişleridir ki haddinden fazladır. Bir sınıfı gemici ve kayıkçılardır. Bir sınıfı tüccar ve sanayicilerdir. Bu sınıfın giyecekleri güçlerine göre kapama, çuka dolama ve feracedir.
Bu halkın çoğunluğu Anadolu diyarı halkı olduğundan özel lehçeleri Anadolu Türk lehçesidir. Ancak Üsküdar'da büyüyen çelebileri fasih ve beliğ konuşurlar. Alimleri, şairleri ve Nebtiz şehirlileri vardır. Bu şehirde Celveti tarikatı meşhur olduğundan ayin ve zikir yerinde musiki ilmi üzere çeşitli ilahileri ve zikr (zikir) ve zecel (Avaz, ses, savt) ve tasnifatları (seçilmiş eserler) okurlar. Suyu ve havası gayet güzel olduğundan ehl-i havası (hava ehli) çoktur. Enlemi ve boylamı İstanbul gibidir. Bundan dolayı erkek ve kadın güzelleri gayet çoktur. Bazı şairler Üsküdar güzellerini şiirlerle övmüşlerdir. (---) (---)
Yiyecek ve içeceklerini bildirir: Önce has beyaz pidesi, kirdesi, tandır kebabı, beyaz ter kaymağı, hora üzümü ve karanfilli üzüm şerbeti herkesçe meşhurdur.
Ayrıca Bakınız
- Mustafa Ağa Camii
- Yörük Kasım (Esenitsa)
- Ustorviçe (Ostrovica)
- Ebu Talib Ziyaretgahı
- Karamanoğlu Hamamı
- Şeyh Seyyid Cemaleddin Ziyaretgahı
- Tarhana Hanı (Khan Dannun)
- Bey Köyü (Iskra)
- Nova (Herceg Novi)
- Karapınar (Mavropigi)
- Mikat (Mekat)
- Çerçini (Serçin)
- Şeyh Muhammed-i A-rabi Ziyaretgahı
- Tuzcu Sinan Çifte Hamamı
- Dertmend Baba Ziyaretgahı
- Çivizade Medresesi
- Maydos (Eceabat)
- Semendire
- Erdemoğlu (Erdemli)
- Örenli (Sławejkowo)