Koyun Baba Türbesi
Koyun Baba Türbesi hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:
Bizzat Hazret-i Hacı Bektaş-ı Veli mürididir. (---) tarihinde Allah muhabbeti ile vefat edip orada defnedilmiştir. Daha sonra (---) tarihinde Sultan Bayezid-i Veli, anılan azizi Kadir gecesinde rüyasında görmüş, azizin vasiyeti ile kabrinin üzerine yüksek bir türbe, bir cami, dervişleri için bir meydan, yaşlı genç herkes için bir aşevi, gelen geçen yolcular için misafirhane han, pek çok odalar, mutfak, kiler ve meydan yapmıştır. Bütün bu hayrat ve hasenatlar baştan başa kurşun ile örtülü bakımlı bir yapıdır. Bir fersah uzak yerden kurşunları gömgök denizler gibi dalgalanır şeklinde belli olur. Çivit renkli kubbeleri ve nur dolu mezarının kubbelerinin altın alemlerinin parıltısından insanoğlunun nergis gözleri kamaşır. Aşevinde gece ve gündüz nimeti ateş üstünden inmeyip gelen geçenlere bol bol dağıtılmaktadır.
Hakir ilk defa bu şehre girdiğimde yüksek bir yerde kutlu türbesine ziyaret adabı üzere varıp kapısının eşiğini öperek esselamualeyk ile kabrine girip mübarek ruhu için bir hatme başladım. Tanrı'ya şükür ziyareti nasip oldu. Nurlu türbesi misk ve anber kokusuyla dolu olup bütün ziyaretçilerin dimağları kokulanır. Her gelen ziyaretçiye fukara ve türbedarları gülsuyu dağıtırlar.
Mübarek naaşı üzere Bektaşi sikkesini (tacını) tekke görevlisi vaizi ve fukaraları elbirliğiyle bu fukaralar dostu Evliya'nın başına tekbir ve tezkir ile geçirip bütün aşıklar hayır dua edip;
"Görme kuvvetin, beden sağlığın ve seyahatin fazla fazla olup iki dünya saadetinde aziz ve keremli olup düşman şerrinden emin olasın" diye bütün sadık aşıklar ve gönlü yaralı dervişler hayır dua ile gülhang-ı Muhammed! çekip Fatiha-i şerif okudular.
Hemen o azizin mübarek sikkesini başıma giyince Allah'ın emriyle iki kulağımdan bir rüzgar ve iki gözlerimden irinli yaşlar bir saat akıp gözlerim Arap çırası gibi aydınlık oldu. Zira bu hakir 1050 [1640] (---) tarihinde Karadeniz'e battığımız zamanda üç gün üç gece deniz üstünde çıplak yüzgeçlik ederken kışın şiddetinden görme kuvvetim azalmış idi. Hemen o kutlu tac ki başıma kondu, görme kuvvetim fazlalaştı. Sevinç ve safamdan hatm-i şerifi A’raf suresine kadar indirmeyince Kur'an okumaktan vazgeçmedim. [280a]
Daha sonra kutlu türbesini seyredip fukaralarıyla dostluklar edip baba nimetlerini yedik. Hala nur dolu türbesinde Sultan hazretlerinin Hacı Bektaş-ı Veli' den kabul ettikleri fakirlik cihazlarından hırkası, seccadesi, sancağı, davulu, kudümü, seccadesi, kemendi, asası, tac u kabası hala saklı durur. Türbesinin duvarının yüzünde nice seyyahların ve aşıkların birer çeşit hatlarıyla türlü türü beyitler ve şiirler yazılmıştır. Bu gönlü yaralı hakir de küstahça çirkin hattımız ile kutlu başlarının tarafına iri sülüs hattı ile hatırımıza gelip yazdığımız beyttir:
Kıdve-i erbab-ı tahkik ü veli Al-i aba
Mahzen-i sırr-ı velayet Hazret-i Koyun Baba
Koyun Baba lakabıyla lakaplanmalarının sebebi: Hacı Bektaş-ı Veli ile Horasan'dan ta Anadolu'ya gelinceye kadar gece ve gündüz yirmi dört saatte birer kere koyun gibi melermiş ki asla hareketi saatinden şaşmayıp her melemesi beş vakti açık seçik belli edermiş. Bundan başka nice bin hikayeleri vardır.
Bütün Bektaşiler halk arasında yerilirler, ama bu Koyun Baba fukaraları koyun, kuzu gibi meler halim selim, yumuşak huylu, kötülüklerden kaçınan, Hakk'ı bilir, ehl-i sünnet ve'l-cemaat namaz kılan insanlardır. Sözün kısası çok seyahatimiz yoktur ama Anadolu, Arap ve Acem'de böyle büyük türbe ve tekke yoktur.
Ayrıca Bakınız
- Gök Medrese
- Sünbüthel (Szombathely)
- Timurtaş Paşa Mescidi (Timurtaş Cami)
- Kemikli Ali Baba Sultan Ziyaretgahı
- Şemsi Paşa Medresesi
- Siverek
- Mekke
- Vijkar (Vërzhezhe)
- Hacı Ali Camii
- Nomçin (Nomitsis)
- Küçükçekmece Hamamı
- Şeyh Zünnun-ı Mısri Ziyaretgahı
- Baltasıgedik Mahmud Dede
- Kayışpınarı Mesiresi (Kayışdağı)
- Bahr-i Muhit (Bab al-Mandab)
- Tırmır (Tırmıl)
- Eski Ali Paşa (Gazi Atik Ali Paşa) Camii
- Çekirge Sultan Kaplıcası
- Neboysa Kulesi (Nebojša Tower)
- Eski (Aydınoğlu Mehmet Bey) Camii