Sincar Dağı

Sincar Dağı hakkında Seyahatname'de yer alan bilgi:

Acem tarihçilerine göre Dârâ Şah bu Sincar Dağındaki Hazret-i Nuh'un gemisini yaralayan Sin Kayası üzerinde olan Nuh sekisine ara sıra gelip dinlenirdi.

Günlerden bir gün bu Dârâ Şah'ın bir şarkıcı câriyesi hâmile iken Dârâ Şahın Aristo akıllı olan müneccimleri dediler ki;

"Eğer bu hâmile câriye yarınki günde doğurursa doğan şehzade başına buyruk olup cihangir Cem haşmetli padişah ola", dediler.

Hemen Melik Dârâ emredip hâmile câriyeyi bir gün yüksek bir yere asıp doğurmasını beklemediler, câriyeyi indirdiler. Derhal civân-bahtlı bir şehzade doğdu ki ay ve güneş onun güzel yüzü yanında ışığı sönmüş yıldıza döndüler. Bu pâk masum ana rahminde 314 gün kalıp doğduğu için bütün müneccimler ve falcılar bu çocuğun ismine Sincar (314) dediler. Ki ana kamında 314 gün kaldığına delalet eder bir sultan ismidir. Bu dağ da o özgür şehzadenin doğum yeri olduğundan onun ismiyle isimlenip Sincar Dağı derler.

Daha sonra bu Melik Sincar yaşayıp babası Dârâ Şah ölümünden sonra müstakil şanı büyük padişah olup babasının Rum keferesi [213b] elinde zavallı hâle gelip haraç verir olduğunun öcünü Rum keferesinden alıp İran u Turan'da, Ardalân u Sûrân’da, Kudüs, Şam ve Yunan'da olan düşmanlarını kıra kıra cihangir oldu.

Sonra "doğum yerimdir" diye bu Sincar Dağını öyle bayındır ve şenlikli hâle getirdi ki övgüler düzen bütün tarihçiler onun övülmesinde âciz idiler. Binlerce bilginleri ve sanatkâarları her diyardan ihsan ve hediyelerle getirip her usta ve hüner sahibi birer çeşit tılsımlar yapıp yılan, akrep ve çıyanın varlıkları ortadan kalktı.

Daha sonra (—) tarihinde Timur, derya gibi asker ile bu Sincar Kalesi üzerine geldi. Yedi ay kuşatmadan sonra fethinde pek çok zorluklar çekti. Bu yüzden fethettikten sonra bütün tılsımlı şeyleri ve binlerce ibret verici yapıları yerle bir etti. Sadece Sincar Şah'ın yaptığı kale kalmıştır. Ve tılsımlar yıkıldığından dolayı yine akrepler yayılmıştır.